Ulusal

Karbon Vergisi Çevreci Şirketlerin Rekabet Gücünü artıracak

Türkiye ekonomisinin 3 yıllık yol haritasının oluşturulduğu Orta Vadeli Program'da, Ulusal Emisyon Ticaret Sisteminin hukuki olarak yeniden düzenlenmesi ve AB Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasının uyumlu bir şekilde geliştirilmesi hedeflendi.

Abone Ol

Emisyon Ticaret Sistemi sayesinde atmosfere salınacak emisyon limitini bir şirkete karbon ücreti yansıtılırken, karbon ücreti ödemeye devam etmek zorunda kalacakn farklı rekabet gücü artacak.
Türkiye ekonomisinde 3 yıllık yol haritasının çizildiği Orta Vadeli Programı (OVP), Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklandı. OVP'de; büyüme, istihdam, fiyat istikrarı, ödemeler istikrarı, finansal istikrar, kamu maliyesi, afet yönetimi, yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm, iş ve yatırım ortamı olmak üzere 10 temel bankacılık işlemi altında 297 politika ve tedbir yer aldı. Temel inançlar arasında yer alan yeşil dönüşüm ve dijital dönüşüm sorunları; İklim değişikliğiyle mücadeleye ve ekonomik kalkınmaya yönelik olumlu katkı nedeniyle dikkatleri üzerine dikkat çekildi. Yeşil dönüşüme göre; iklim sıcaklığının kırılmasının azaltılması yerine, iklim değişikliğiyle ilgili odanın bütüncül bir şekilde ele alındığı temel mevzuata yönelik hazırlıkların iyileştirilmesi hedeflendi.
YILDIZ: “KEP İLE 3 YILDA 12 TON KARBON EMİSYONU ENGELENEBİLİYOR”
OVP'de yer alan Emisyon Ticaret Sistemi hedefiyle ilgili açıklamalarda bulunan TÜRKKEP Genel Müdürü Olcay Yıldız, “Açıklanan 3 yıllık Orta Vadeli Programı'nda yeşil dönüşüm ve dijital dönüşüm konularının bu derece geniş bir perspektifle yer alması hem de hem de dünyanın geleceği için çok değerli. Yakın zaman içerisinde uluslararası ticaretin kalıcı bir parçası olacak Emisyon Ticaret Sistemi ise küresel ısınma ile mücadelenin en önemli parametrelerinden biri haline gelecek. Bu politikaların Türkiye ekonomisine pozitif yönde katkı güneşe ve iklim değişikliğiyle mücadelede etkili sonuçlar vereceğine. Paris İklim değişimi ile 2030 yılına kadar sera emisyon emisyonlarını 1990 yılı değişimine göre yüzde 55 tüketimi ve 2050 yılına kadar karbon nötr seviyeye ulaşmak Türkiye'nin de aralarında olduğu birçok ülkenin ortak sorumluluğu.
Türkiye'nin güven kurumu TÜRKKEP olarak biz de kurulduğu günden itibaren bu sorumluluğun sorumluluğunda bir misyon olarak paylaşıyor ve hizmetler ile yaygın olarak dijital dönüşüm seçeneklerine katkılar sunuyoruz. Kâğıt, toner, baskı, arşiv ve lojistik gibi birçok fiziksel operasyon, dijitalleşen doğayı ve ormanları koruyor, program karbon ayak izini azaltmalarına ciddi düzeyde destek veriyor. Böylece iklim değişikliği ve küresel ısınma tehlikelerine karşı kurum ve kuruluşlara sürdürülebilir bir mücadele fırsatı sunuyoruz. Tümüyle TÜRKKEP'in e-dönüşüm uygulamaları kullanan bir senaryoda atmosferde ciddi bir karbon salınımını engellemiş olabiliriz.Örneğin; 1.000 çalışanlı bir şirket bordro yönetimini dijitalleştirdiğinde bazım, zarf ve kargo giderlerinden yüzde 80 oranında tasarruf ederken, 3 yılda yaklaşık 12 ton karbon emisyonunu da engellemiş oluyor. Bu da 480 yetişkin ağacın bir yılda kazandığı oksijene eşit bir miktar. Bu çıkarımları göz önünde bulundurarak; iş süreçlerini hızlı, daha az takviye ve daha güvenli yürütme çabası, ayrıca değerlere yönelik zararları en az indirme isteyen tüm firmalarımızı ve kişilerimizi TÜRKKEP'in olanaklarıyla dolu çalışmaya davet ediyorum.” tasarruf kullanıldı.
EMİSYON TİCARET SİSTEMİ İLE ŞİRKETLERİ NELER BEKLYOR?
Emisyon Ticaret Sistemi, düşük emisyonlu kalkınma modelleri kapsamında atmosfere salınacak emisyonlarla ilgili sınırlama getiriyor. ETS, Avrupa Birliği'nin iklim değişikliğiyle mücadelede sağladığı en önemli etkiden bir parça olma özelliği taşır. Zaman içerisinde uluslararası ticaretin doğal bir parçası haline gelecek olan Emisyon Ticareti Sistemi, yakın atmosfere salacağı emisyonları izne bağlıyor. Sera emisyonları için taşınan sınırlama ile ETS'ye tabi sektörlerin toplam emisyon miktarı belirleniyor. Bu parçaların sistem sistemleri tabi kuruluşlarına karbon dağıtımları veriliyor. Her bir karbon tanımlaması ise 1 ton CO2 salımı için verilmiş olan izin işareti geliyor. ETS kapsamındaki şirketler;
Tahsisatlarını salıma sebep olan toplam sera gazı emisyonlarını karşılamak için kullanılabilir.
Şirketler, emisyonlarını azaltmayı veya diğer firmalardan karbon dağıtımını satın almayı tercih edebilir.
Firmalar, kendileri için masraflanan emisyon miktarlarından daha az emisyon salımı gerçekleştirerek, ellerinde kalan fazla karbon iklimlendirmesini ihtiyacı olan firmalara satıp kâr elde edebildiler.
ETS'ye tabi olan tüm kirleticilerin, kendi emisyonlarına denk gelecek karbon dağıtımlarına sahip olmaları gerekecek.
Emisyonlarına karşılık gelen miktarda dağıtımat teslim etmeyen şirketler, cezai müeyyidelerle karşı karşıya kalacak.
EMİSYON LİMİTİNİ AŞAN ŞİRKETLERİN MALİYETLERİ ARTIYOR
İklim değişikliğiyle ilgili yayımlanan resmî raporlara göre insan kaynaklı sera gazı emisyonlarının nedeni olduğu küresel ısınma, dünya çapında yaklaşık 3,5 milyar insanın tüketimi bırakılıyor. Emisyon değişikliklerinin bu şekilde devam etmesi halinde 2100 yılına kadar dünya sıcaklık artışının 3 dereceyi bulabileceği ifade ediliyor. Türkiye'nin de aralarında olduğu 192 ülke tarafından onaylanan Paris Dağılımı'nda yer alan emisyon İklimi azaltımı adımlarıyla, küresel dünyadaki artışın 1,5 derece ile sınırlandırılması hedefleniyor.
Emisyon azaltımı hedefiyle tüm sektörlerde “düşük emisyonlu sistemlere geçiş” dönüşümünün yaşanması gerekiyor. Sera gazı emisyonlarına yol açarak üretim yapan ve faaliyetlerinden kâr elde eden şirketler, bölgedeki sorunlar ve sağlık sorunlarına sebep olabiliyor. Bu sorunun önüne geçmek için hayata geçirmek için karbon ücreti uygulaması ile sera emisyon emisyonlarının neden olduğu zararlar, karbon ücreti ya da karbon ücreti ile ilgili şirketlere yansıtılıyor. Emisyon Ticaret Sistemi ile karşılaştırma, daha düşük maliyetler üretecek düşük emisyonlu sistemlere yatırım yapılması hedefleniyor. Emisyon Ticaret Sistemi sayesinde atmosfer salınacak emisyon sınırını aşan harcama maliyetleri artarken, karbon ücreti harcamak zorunda kalmak ve rekabet gücü bozulmak amaçlanıyor.