Anton Çehov, Çarlık Rusya döneminin önemli yazarlarından biridir. Azak Denizi kenarında küçük bir kasabada doğdu (1860-1904). Küçük yaşta, babasının bakkalında başladığı iş hayatını değişik işlerde çalışarak sürdürdü ve lise öğrenimini geç tamamladı. Ailesinin dindar bakış açısı küçük Anton’un kilisede eğitim görmesi ve kilise korosunda görev almasında etken oldu. Moskova’da tıp öğrencisiyken öyküler yazmaya başladı, doktor olduktan sonra da yazmaya devam etti. Öykü ve oyun yazmak çok zamanını alınca, doktorluğu bırakarak yalnız yazıya yöneldi. Edebiyat dünyası, Çehov’un Çarlık Rusya dönemini anlatışını, bir doktorun hastalığı teşhis edişine benzetir.
Tiyatro Arın olarak on yıl sonra, Çehov’un öykülerini ikinci kez sahnelemeye hazırlanıyoruz. Yazarın 110. ölüm yıldönümüne denk gelen bu süreçte, gözlemlerinin ve teşhisinin tiyatral anlamda ne kadar evrensel değerler taşıdığını, “Sevgili Doktor” oyunu ile tekrar öğreniyoruz.
“Sevgili Doktor” ekibi, liseli genç oyunculardan oluşuyor. Zonguldak Anadolu Lisesi, Mehmet Çelikel Lisesi ve Fener Anadolu Lisesi’nden öğrencilerle, haftada bir gün buluşarak Çehov’un öykülerine Neil Simon’un senaryosu ile hayat vermeye çalışıyoruz. Oyun, tam da biz amatörler için yazılmış. Beş sandalye, bir masa ile sahnede tozu dumana katıyor gençler! Çehov’un “Ben oyunlarımı hep fars olarak düşünürüm” sözüne sadık kalarak, gülmeceyi diri tutarak deviniyor gençler. Teşhis konulunca, uygulamada sorun yaşanmıyor!
Oyunun her sahnesi, çağ ötesinden günümüze yaşam öğretisi sunuyor. Dokuz episodluk oyunun ilk sahnesi, yazarın ahşap evini tiyatroya dönüştürmesiyle başlar. “Aksırık”ta, bürokrasi içinde yağcılığın nereye vardığını görürüz. En yüksek tabakadan bir amir ile en aşağı tabakadan bir memur arasındaki çatışma, günümüzde yaşanılan karşıtlıklar konusunda yeni imgeler oluşturur. “Mürebbiye”de, zengin bir ailenin yanında bakıcı olarak çalışan genç kızın, çalıştığı evin sahibi tarafından oyuna getirilerek, alacağı ücretin çok altında bir ücrete rıza göstermesi canlandırılır. “Baştan Çıkarma”da ise, yazar bir ahlak dersi verir. Günümüz magazin dünyası ile ilişkilendirdiğimizde yüzümüzde hoş tebessümler yaratır. “Boğulan Adam” da, yüzme bilmediği halde rıhtımda boğulma gösterileri yapan bir yoksulla buluşuruz. Mesele eve ekmek getirmek olunca, yoksulun neler yapabileceğini görürüz.
İki perdelik “Sevgili Doktor”un, en önemli episodlarından biri de “Oyunculuk Sınavı”. Üniversitelerde tiyatro bölümü sınavlarında ödev olarak verilen bu küçük oyun, tiyatro sevdalısı bir çok genç için en iyi donandığı ilk oyun oluyor. “Biçare Kadın”, kocasının hastalığından dolayı alması gerektiği paranın peşine düşen bir kadının bankada başına gelenleri anlatan hareketli bir bölüm. “Cerrah”ta ise, bilgisizliğin insanı iş bilmezlerin eline nasıl düşürdüğünü ve neler çektirdiğini anlatıyor. Oyunun son sahnesinde, yazarın çocukluk döneminden gençlik dönemine geçiş yaşında babasının kendisine doğum günü armağanı olarak bir kadınla birlikte olma önerisi ve yaşanılanlar gözler önüne seriliyor.
Okullarının birinci dönemini başarı ile tamamlayan, karnelerini takdir ve teşekkürle getiren Tiyatro Arın’ın genç oyuncuları, 18 Şubat’ta AKM salonunda sahneleyecekleri, “Sevgili Doktor”la da takdir ve teşekkür almak için çalışmalarını yoğunlaştırdı. Oyun sonrası salon duvarlarında yankılanan alkış sesleri, gençlerin tiyatroda alacakları takdir ve teşekkürün göstergesi olacak...