KENT MEYDANI ve SORUNLARDAN KAÇMAK

Abone Ol
Sorunlar yumağı Zonguldak, yine ilginç tartışmaların anaforunda.

Otopark, Trafik, Kaçak yapı, Kent Meydanı.

Her konut’tan otopark parası alan belediye, her hangi bir semt’e ‘numunelik’ bir ‘açık - kapalı’ otopark yapamadı.

Şehir Trafiği rezalet. Projesi hazır olmasına rağmen, şimdilik tek çıkar yol gözüken ‘tek yön’ uygulamasına geçemiyor. Yapacağı, altı üstü iki kavşak düzenlemesi.

Kaçak yapı ya da İmar’a aykırı yapılaşma, partilerin seçim öncesi verdikleri ve sonrasında tuttukları sözlerinden biri(!). Zonguldak, kaçak Yapı cenneti.

İlginçtir; Herkes ‘İmar’a Aykırı Yapılaşma’ya karşı(!). Ancak; özellikle Filanca kaçak bina’ya karşı! “Ağaç’a bakıp, Ormanı görmezden gelme” işi.

Gelelim, Kent Meydanı soruna. Zonguldak’ın kanayan yarasıdır.

Diyeceksiniz ki, “400 yataklı bir hastane’ye üç senede bir yer bulamayan ve Atatürk Devlet Hastanesi yanına sıkıştıran bir ‘Kent Kültürü’(!) nasıl meydan yaratsın?” Doğru.

Peki; İşçi anıtı yakışıyor mu ‘meydan’ tarifi ve tatbikine?

Efendim, 10 bin m2 alanı nerden bulacağız?

Oynamaya gönlü olmayan gelin ‘yerim dar’ demiş. Yer bulmuşlar yen’im dar demiş.

80 bin m2 Lavuar alanında bir bölüm. Adliye binası önünde limanın bir bölümü. Doldur, al sana yer.

Beğenmediyseniz, siz bulun kardeşim. Dere’nin lâğım kokusunu, çiçek görüntüsü ile kaybetmeyi çare görenler bulsun. Ak kavşak’ta, Kozlu deniz kenarında, ticaret için Havuzlu bahçe yapanlar bulsun.

Gerçek şu ki; Şehrin girişindeki, İşçi Anıtı hem Kent Meydanı olmaz, hem de miting alanı.

Ereğli kadar olamadık…

1 Mayıs tartışmaları esnasında, Başbakan Erdoğan’ın “her il ve ilçeye kent meydanıhedefimiz var” açıklaması ile harekete geçen Ereğli, müracaatını yaptı ve ‘onay’ı kaptı. Ereğli Belediyesi’nin, seçim öncesi en büyük vaad’i de böylece gerçekleşti.

Gerçi, Zonguldak Belediyesi’nin böyle bir ‘hizmet sözü’ yok. Yok diye, şehrin en büyük ihtiyacını yok mu sayacağız?

Bir STK, İşçi Anıtı’na 20 kişi ile reklâm gösterisi’ne gelip hem görüntüyü bozuyor, hem trafiği.

Mitingler ise, Zonguldak’ı felç’e uğratıyor.

Kent Meydanları, bir şehrin nefes aldığı, bayramını, parti mitingini yaptığı, fuarlarını kurduğu bir kamusal alan niteliğinde yerlerdir.

Meydanlar; Bina, sokak, park gibi şehrin önemli parçalarındandır.

Eskiden evlerin avluları vardı. Komşuların toplanıp sohbet ettiği, acı ve tatlı günlerini paylaştığı. Eskiden bayram alanları, düğün yerleri, pazaryerleri kullanılırdı ortak işler için. İnsanlar toplanır, tanışır, eğlenir dinlenirlerdi.

Nüfus ve araç sayısı arttıkça, bu meydanlar kavşaklara dönüşüp, meydan olma nitelikleri yok etti.

Ne tarihçesine ne de sosyal ve siyasal içerik açısından irdelenmesine gireceğim.

Bir Kent Tasarımcısı’nın sözündeki güzelliğe bakın.

-“Sadece binalardan oluşan bir şehir, sadece yatak odasından oluşan bir ev’e benzer

Bu pencereden bakılınca, meydanlar bir şehrin oturma odaları, mutfağıdır.

Alan deyince insanların aklına ‘boş arsa’ gelmektedir. Latince açık alan tarifli olsa da ‘alan’ da bir mekân’dır. Şehrin parçasıdır. Şehrin sıradan bir parçası değil. Şehrin markalaşması ve pazarlama stratejilerine olumlu katkı veren, özellik katan değerlerindendir.

Zonguldak, bu açıdan gerçekten bir ayıp yaşamaktadır.

Amaaan sende’ci zihniyet, bu günlere getirmiş ve 629 Adımlık Şehir statüsüne sokmuştur, Cumhuriyetin ilk ve Sanayi Kentini.

Merkezi idarenin temsilcileri de ‘gündelik işlerin’ telaşından(!) olsa gerek, ilgilenmemiş ‘gelmiş’ ve ‘gitmiş’lerdir

İşte bir yerel seçim daha geçirdik. Hangi ‘halkını çok seven’ aday(!) ‘ben bu sorunu çözeceğim’ diye ant içti?

Lağım kokan dere’nin üzerine ‘saksı çiçek’ koymak kolay!

SONUÇ. Şehirlere İnsan, medeniyet ve hizmet açısından bakılınca ‘kentli’ olunur.

Yöneticilerin kentli olması, insanları sevmesi ve ihtiyaçlarını görüp, gidermesi ‘kentlilik bilinci’ni geliştirir. Bu bilinç, insanların kendilerine ve yöneticilerine olan sevgi ve güveni arttırır.

Boy boy resim çektirmek ‘cek- cak’lı nutuk atmakla, fular- cicili kravat takmakla Kentli olunmaz,

İmara aykırı yapılaşma rekor kırarken, bir binayı görmekle…

Parasını aldığın halde, hiçbir semt’e otopark yapmamakla…

Arıtma tesisi varken, dereyi lağım kokutarak. Trafik Sorunu’nu ‘hısım’ yaparak… Havaalanını ‘yarı atıl’ bırakarak Kentli olunmaz.

Sözün Özü: Bir yer den başlamak lâzım.

Bence, Kent Meydanı ilk adımdır.