Hastaneye yolumuz düştü.
Aman Allah’ım, o ne yoğunluk öyle! Koridordan geçmek mümkün değil.
Aman Allah’ım, o ne yoğunluk öyle! Koridordan geçmek mümkün değil.
Rica minnet insanlardan yol isteyip, koridorun sonundaki polikliniğe ancak ulaşabildik.
Dapdar koridor, havasız bir ortam ve sıkış tepiş insan yoğunluğu arasında nefes almakta zorlandık.
Bu ortamda insan şifa arayayım derken, hasta olur, hafazanallah!
*
Biliyorum, çok tekrar oluyor; ama sorunlar da yerinde sayıyor.
Öyle birileri gibi bağcıyı dövmek değil amacımız… Sadece ve sadece üzüm yemek…
İnsanların faydasına olandan başka bir gaye gütmediğimizi, bilenler bilir.
“İnsanların en iyisi, başkasına faydalı olandır” sözünden hareketle Zonguldak halkının yararına olan her konuyu tekrara kaçsak da dile getirmeye devam edeceğiz.
Yıllardan beri Zonguldaklılara reva görülen içler acısı durumu görünce şunları düşünmeden edemedim:
Bu nasıl bir memleket ki, 12 yıl önce bir Sağlık Bakanı Zonguldak’a gelmiş olsun. Kentin acil bir “şehir” hastanesine ihtiyacı olduğunu görmüş olsun. Ve bu Bakan, beraberindeki yetkililere, basının huzurunda “Yer bulun Zonguldak’a hemen şehir hastanesi yapalım” sözü vermiş olsun.
Buna rağmen yıllarca bir hastane yeri bulun(a)masın. Bakan beyin verdiği söz havada kalsın. Şehir hastanesinden vazgeçilip, vasat bir hastaneye düşürülsün. Onu da 10 yıldır bitiremesinler…
Yıllar geçsin ve insanlar dapdar koridorlarda balık istifi şifa aramaya çalışsın.
Veyl olsun, vebali olanlara!
İBRET AYNASI
İnsanoğlu, bazen kertenkele kadar olamıyor…
“Japonya'da yaşanmış gerçek bir olay şöyledir:
Evini yeniden dekore ettirmek isteyen Japon bunun için bir duvarı yıkar.
Japon evlerinde genellikle iki tahta duvar arasında çukur bir boşluk bulunur. Duvarı yıkarken, orada dışarıdan gelen bir çivinin ayağına battığı için sıkışmış bir kertenkele görür. Adam bunu gördüğünde kendini kötü hisseder ve aynı zamanda meraklanır da kertenkelenin ayağına çakılmış çiviyi görünce. Muhtemelen bu çivi 10 yıl önce, ev yapılırken çakılmıştı.
Peki nasıl olmuş da kertenkele bu pozisyonda hiç kıpırdamadan 10 yıl boyunca yaşamayı başarmış?
Karanlık bir duvar boşluğunda hiç kıpırdamadan 10 yıl boyunca yaşamak çok zor olmalı. Böylece adam çalışmayı bırakır ve kertenkeleyi izlemeye başlar.
Sonra nereden çıktığını fark edemediği başka bir kertenkele gelir ağzında taşıdığı yemekle...
Adamı sersemletir gördüğü manzara.
Bu nasıl bir sevgi?
Ayağı çivilenmiş kertenkele,
10 yıldır diğer kertenkele tarafından beslenmektedir...”