Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK) kurulmadan önce; 12 Eylül saldırısının gazabına uğrayan (soruşturma geçiren, emekli edilen-olan) TÖS ve TÖB-DER deneyimli öğretmenler önce EĞİT-DER’i kurdular.
Kuruluşundan bir süre sonra, demokratik hak ve özgürlük mücadelesinde Derneğin yetersiz olduğunu gördüler ve kendi iş kollarında 28 Mayıs 1990 da EĞİTİM-İŞ Sendikası’nı kurdular.
Bir süre sonra aynı iş kolunda farklı görüşte olan öğretmenler KESK ‘i KESK yapan EĞİT-SEN adı altında başka bir Sendikal Federasyon kurdular.
Eğitim işkolunda örgütlü olan bu sendikalardan sonra memurlar her meslek alanında sendikal Federasyonlar kurdu.
Sendikal hareketin çığ gibi büyümesiyle her iş kolunda Federasyonlar oluştu.
Memur sendikaları federasyonları 1992 de ilk Konfederasyon sayılan “Kamu Çalışanları Sendikal Platformu (KÇSP)”’yi kurdu.
Bir süre sonra aynı iş kolunda ayrı ayrı örgütlenmiş olan federasyonlar tek çatı altında birleşti ve bu birleşme sonunda 1995 yılında “Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK)” kuruldu.
2002 yılına kadar yasal olmayan ama alanlara çıkıp fiili durum yaratarak meşrulaşan KESK, 2002 yılında Memurlara (Kısıtlı da olsa) yasal sendika kurma hakkı tanınmasıyla yasal statüye kavuştu.
Bu geçen 28 yılda KESK yönetici ve üyelerine yönelik gaz, cop vb. saldırılar, baskılar, toplu gözaltılar, tutuklamalar, sürgünler ya da soruşturmalar yanında “Kızıl Elma” saldırıları oldu. Kimi zamanda ahlaki ve politik değerlere yönelik saldırılarla KESK ‘in hareket alanı daraltılmaya çalışıldı.
Bu saldırıların temel nedeni genel olarak hiç şüphesiz KESK in muhalif çizgisi ve ilkeler etrafında birleşen çoğulcu yapısından kaynaklandı.
KESK; emeğe ve demokrasiye yönelik saldırılardan rahatsız olan tüm emekçi kesimlerin tek çatı altında yer aldığı bir kurum. KESK, emek ve demokrasi mücadelesini birbirinden ayırmayan, fiili ve meşru mücadele anlayışı ile hareket eden özellikle toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırılması için sistemi sorgulayan ve mücadele eden, ancak bunu yaparken alternatifini kendi içerisinde oluşturmaya çalışan bir örgüt.
Bu özelliği nedeniyle diğer sendika ve kurum kuruluşlarda olmayan, kadın sekreterlikleri de dahil kadın temsiliyeti konusunda emek örgütleri içinde saygınlığı ve ağırlığı olan bir kurum.
KESK sadece, emeğe ve demokrasiye yönelik saldırıları engelleme, kazanılmış hakları koruma ve genişletme mücadelesi vermeyen, aynı zamanda devrimci, sosyalist, hümanist ahlaki ve politik değerleri geliştiren koruyan bir örgüt.
KESK in bu özelliklerinden kaynaklanan geniş mücadele alanlarını daraltmak için saldırı ve yıpratma kampanyalarına zaman zaman taciz iddiaları da eklendi.
Demokratik hak ve özgürlükler alanında tüm toplumsal güçlerin sesi olan KESK’e sistemin saldırıları daha da devam edecek.
Ama saldırıyı yapanlar yanılıyor, KESK sadece üyelerinin değil sistemden zarar gören, sistemin mağdurlarının da örgütü. Bu nedenle toplum KESK e sahip çıkıyor.
Kuruluşundan bu güne harekete emeği geçen tüm üye ve yöneticilerini saygıyla selamlıyorum. Mücadele içinde öldürülen, hastalık vb. aramızdan ayrılan üye ve yöneticilerini saygıyla anıyorum.