KORKAKLAR SAKLANIR

Abone Ol

     Virüs tedirginliği yeni başlamıştı. İlk günlerde kabadayı duruşlar öne çıkıyordu. 

     Halk otobüsüne bindim o akşam. Otobüs sessizdi. Aralıklı oturmuşlardı yolcular. Şoförün arkasındaki koltuğa çöküverdim.

     Bir iki durak sonra, kara gözlüklü şoförün yanına kanka sayılabilecek biri bindi. Gelen sordu:

     "Koronayla aran nasıl?"

     Şoför, geriye kaykılmış, havalı:

     "Lan oğlum, daha anlamadın mı? Bu Avrupa'nın oyunu! Adamlar yaşlıları temizlemek için yapmışlar bunu! Nüfuslarını gençleştirecekler. Biz de yararlanacağız bundan."

     Duramadım, mırıldandım:

     "Öyle olsa onlar zararlı çıkarlar. Bizim genç nüfusumuz Avrupa'ya... "

     Baktım, dinleyen yok, sustum. Genç şoför, bilmiş bilmiş konuşuyor:

     " Bizim de ihtiyacımız var buna! Lan oğlum adam yaşlanmış, hiç yerinde durmuyor. O altmış yaşında çalışırsa gençler ne yapacaklar! Ancak onlar giderse... "

     Evime ulaştım. Tabii televizyon önüne kuruldum. Televizyon bilmişleri:

     "Bu virüs, yaşlıları, kronik..." 

     Yetkili, ölüm haberlerini verirken, özellikle "yaşlı" sözcüğünü kullanıyor. Bir ara 'seksen sekiz' dendiğinde - Allah affetsin- kendimle kıyasladım. 'Altmış bir' yaş haberine irkildim. Ya, ben altmış altı yaş grubuna girdim. Babam aklıma geldi, bu sefer ona takıldım. 

     İnsan, bu yaşlarda, babası yaşıyorsa kendini yaşlı saymıyor. Çocukları aklına gelince de dökülüp gidiyor. Gelip gidiyor akıl bir yerlere. 

     Bizim adamlarımız gençken kahvelerde, yaşlanınca camilerde yaşamaya alışmışlardır. Okumalı, yazmalı alışkanlıklarımız az. Televizyon ise korkutuyor sürekli aynı şey verildiğinde.

     Bu kötü günler geçtiğinde ne komik anılar izlenecek. Şarkılar, şiirler, öyküler, romanlar, filmler anlatacak ruh dalgalanmalarını. Acılar derslere dönüşecek. 

     Çocuk dedelerin peşinden koşan gençlere güleyim mi, ağlayayım mı? Anlayamıyorum. Eski kültürümüzde dedeler toparlarlardı herkesi. 

     Burada suç biraz da bizde. Sürekli "Bu virüs seni öldürecek!" denen kişi dağıtır kendini. Hele bir de o adam, yalnızsa, zıplayıp durmaz mı? Kadınlarımız daha evcimen yaşadıkları için pek sorun olmuyorlar şükür! 

     Biz biraz Deli Dumrul'uzdur. Virüs de olsa, kimse bize kafa tutamaz. Tabii cezamızı çoluk çocuk birlikte çekeriz. 

     "Ne olursunuz, şu namert koronayı yaşlı erkeklerin muhatabı olarak göstermeyin! Sonra onları meydanlardan zor koparırsınız." derdim o zamanlar.

     Bizim yiğitlik gösterimiz meydana çıkmaktır. Bizim kültürümüzde korkaklar saklanır. 

     Öyleyse...