Çoğulu şüheda olan şehit, Arapça bir kelime… Şahit, tanık manasına gelir.
Diğer bir tanımla ‘Şehit; ya şahit manasında ism-i faildir, ya meşhut manasında ism-i mef’uldür. Yani. Birinci manaya göre Allah’ın huzurunda bulunan kimsedir.
İkinci manaya göre, melekler tarafından kendisine cennette şahitlik edilen kimsedir.
Şehitlik rütbesi, Allah tarafından müminlere ihsan buyrulan en yüksek manevi bir rütbedir.
Ancak; Kuran’da Allah yolunda öldürülene verilen ‘cennet’ müjdesi olan ‘şahadet’ yanında; giderek ‘VATAN İÇİN CAN VERENLER’ de ‘şehit’ olarak benimsenmeye başlandı.
Devreye fıkıh âlimleri girdi, şehitliğin kapsamı genişletildi.
Dünya şehidi, ahret şehidi, dünya ve ahret şehidi vs…
MADENCİ’NİN ŞEHİTLİĞİ
Fıkıh âlimleri ile yarışıp, şehitlik kapsamı/ çeşitleri içinde kaybolma niyetim yok vesselam.
Amacım, ‘madenlerde ölen’ vatandaşlarımızın neden bir kısmının şehit, bir kısmının şehit sayılmadığını irdelemek.
‘Vatan için can verenler’ kapsamında askerde nöbet tutarken ölen de, karavana kazanından zehirlenen de şehit olarak anılmaya başlandı. Nihayetinde ‘Asker ocağı’ ya!
İş kazası neticesi ölen madencinin de, ‘Şehit’ kapsamına ‘Vatan için can verenler’ kapsamında sokulduğuna inanıyorum.
Yerin yüzlerce metre derinliğinde, devleti, vatanı ve milletini, enerji darboğazından kurtarmak için canını vermiyor mu?
‘Vatan için can verenler’ tarifine usulen de uyuyor, şeklen de…
İshal’den ölen ve ya suda boğulanların şehitliğinin tartışıldığı bir ortam da…
SİVİL ŞEHİTLİK
Madende ölenlerin şehitlik payesi/ maaşı alması ve yakınlarına bazı hakların tanınması için, ‘Sivil şehitlik’ yasası kapsamına girmesi gerekiyor.
Mevcut Sosyal Güvenlik Sisteminde ‘Sivil şehitlik’ ile ilgili düzenleme yok.
Ancak, 5233 Sayılı Terörle Mücadeleden doğan zararlarda; yaralanma, sakatlanma ve ölüm durumunda ‘Sivil Şehitlik’ kapsamında eş ve çocuklarına ya da diğer hak sahiplerine aylık ve bazı ek avantajlar sağlanabiliyor.
Bu konu da ilk düzenleme İstanbul Güngören’de(2008) terör olayı sonrası yapıldı ve iki vatandaşımıza ilk ‘şehitlik maaşı’ bağlandı.
Akabinde: Hatay/Reyhanlı da hain terör saldırısında ölen 46 vatandaşımız bu yasadan faydalandırıldı.
KAÇ MADEN ŞEHİDİ VAR
Maden ocaklarında iş kazası neticesi ölenlere resmiyette ‘sivil şehitlik’ uygulaması, 2014’te, SOMA Yasası ile girdi. Bilindiği gibi 2014 yılında SOMA’da yaşanan facia neticesi 301, Ermenek faciası ile 18 Madencimiz yaşamını yitirmiş; sonrasında çıkartılan torba yasa ile ölen madencilere şehitlik payesi, yakınlarına da bir takım haklar tanınmıştı.
Uygulama, o günkü şartlarda, iktidarın olaydan siyasi rant devşirmesi olarak değil, yara sarması olarak değerlendirildi, desteklendi. Ve uygulamanın madenlerde ölen işçilerimizin tümüne şamil olması istendi. Maden Şehitleri Aileleri Derneği ‘Türkiye genelinde yeraltı maden kazalarında ölen işçi sayısını (1972-2016) 1584 olarak açıkladı.
Bu 1584 kişi arasında, Soma ve Ermenek’te olduğu gibi, Zonguldak ve havalisinde de ‘Vatan için can verenler’ vardı. Başta, 1983 Armutçu’da 103, Kozlu’da 11, 1992 Kozlu’da 263, 2010 Karadon’da 30, 2013 Kozlu’da 8 madencimiz olmak üzere...
ANAYASA MAHKEME KARARI
Zonguldak ve Havalisinde, maden ocaklarında çalışırken ölen madencilerin de şehit sayılması ve yakınlarının istihdam hakkından yararlanması için ‘Zonguldak İdare Mahkemesi’, Anayasa Mahkemesi Başkanlığına başvurdu.
Uygulamadan Soma/Ermenek dışında madenlerde ölenlerin yararlanamamasının, anayasanın 10. maddesindeki eşitlik ve 2. maddesindeki “sosyal hukuk devleti” ilkeleriyle çeliştiğini belirtti.
Ancak, Anayasa Mahkemesi, Zonguldak ve diğer illerde madenlerde ölenlerin yakınlarına, kamuda istihdam hakkı veren yasadan yararlanamayacağı hükmünü verdi.
MECLİSTE MÜCADELE
Anayasa Mahkemesi reddi akabinde, CHP Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpçu, TBMM’ye sunduğu tasarıyla (12 Şubat 2016) ülke genelinde tüm madencilerin aynı yasa kapsamına alınmasını istedi. “2014 yılında çıkartılan yasa, olaylara has düzenleme yaptığı, belirli bir zaman ve olayın gerçekleştiği yer ile ilgili sınırlama getirdiği için mağduriyete neden olmuştur. Aynı veya benzer nedenlerle hayatını kaybetmiş emekçilerimizin arasında il ve zaman gözeterek ayrım yapmak, Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı olmakla birlikte, vicdanların da kabul edeceğibir durumdeğildir.”
Teklif mecliste reddedildi. Maden havzasında tepkiler artınca, AKP Zonguldak Milletvekili Faruk Çaturoğlu “Biz Hayır oyu kullanmadık. Teklif mecliste oylanırken, orada yoktuk (Seda Fidan /İnanış) şeklinde bir açıklama yaptı. Bu açıklama daha çok tepki çekti.
TİMSAH GÖZYAŞLARI
Zonguldak ve havalisinde maden kazalarında ölenlerin ve yakınlarının ‘sivil şehit’ kapsamına alınması için verilen yasa teklifine ‘evet’ demeyen (oturuma katılmayan) AKP’li Zonguldak vekillerinin, son günlerde bazı STK ve şehirdeki yandaşlarına “toplanalım, Zonguldak’ın da ‘sivil şehit’ kapsamına alınması için kamuoyu oluşturalım. Bakanlardan randevu alalım. Seçimlerde önümüze çıkmasın” dediklerini duyuyoruz.
Bu yaklaşım ‘timsahın gözyaşları’ anlatımından başka bir şey değildir.
AKP’li vekiller Zonguldak’ın sivil şehit’ kapsamına alınmasında samimi olsaydı, Sayın Başbakan’ın beş bakanıyla Zonguldak’a gelişinde (9 Aralık 2016), bu konunun gündeme getirilmesini sağlarlardı. Diğer bir konu: ‘Zonguldak bölgesini enerji üssü olarak tanımlayan hükümetin başbakanı ve beş bakanı Zonguldak’a geliyor, ancak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı yok’ (Turhan Oral/İnanış).
Bu da bundan sonra bu iş’in çok zor olduğunun bir işareti…
SONUÇ:
Ancak; bu zamanda zoru başarmak kolay… İmkânsızı başarmak biraz zaman ister.
Zamanın ilacı sabır, başarının ilacı ise samimiyet…
Konu ile ilgili 11 bin imza toplanırken, konu mecliste oylanırken; iktidara has görmezden gelme, bürokrat özelliği sağıra yatma hastalığına tutulmuş olabilirsiniz(!).
Şimdi; seçim korkusuyla ‘aklınız başınıza gelmiş’ olabilir.
Olsun; zararın neresinden dönülürse kâr’dır.
Enikonu: Ülke genelinde ölen madenci yakını sayısı 700’dür. ‘Felaketler arasında ayrımcılık olmaz’ düsturu gereği, Zonguldak’ta madenlerde ölen vatandaşlarımızı da ‘5510 sayılı SGK Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na eklenen 59. madde kapsamına alınıp’, hem hukuki eşitliği sağlamış, hem de vicdani sorumluluğu yerine getirmiş olabilirsiniz.
Girişimleri, üç vekil, iki ‘yandaş tabela kuruluşu’ndan çıkarıp, Bartın- Karabük birlikteliğini de sağlamak mümkün… Böylece Sayın Cumhurbaşkanı’nın isteği ‘Milli seferberlik’ in alt yapısı da sağlanmış olur.
Samimiyet şart. Bekleyelim, görelim…