İşte o yazı:
Türkiye’nin ilk sosyal yardım kuruluşu olan Amele Birliği Cumhuriyet Hükümeti tarafından Zonguldak Taşkömürü Havzasında çalışan işçilerin sosyal haklar kazanması için 22 Temmuz 1923 tarihinde kurmuştur. Kömür yakıt olarak kullanılmaya başladığı dönemde dünyada ile ülkemizde birincil enerji kaynağı olmuş ve bu sayede sanayi devrimi gerçekleşebilmiştir. Ülkemizde kömürün bulunduğu 1829 yılından itibaren yerleşimin artmasıyla il düzeyine erişen Zonguldak bir taşkömürü yerleşkesidir. Bu kentin oluşmasında ve gelişmesinde en büyük bedeli de kömür ocaklarında çalışan yöre insanı ödemiştir.
1927 yılında yazılan “Zonguldak Havza-i Fahmiye Raporu”nda işçilerin neden Amele Birliğine üye olmaları gerektiği konusunda yapılan değerlendirmeler aşağıdadır.
“Bundan yetişecek nesil ne olacaktır. Bu hal birkaç sene daha devam edecek olursa yetişecek bünyeleri bir Japonya'lı vücudu gibi küçük ve gayet cılız olacağından şüphe yoktur. İşte Amele Birliğinin yapacağı vazife bu ameleyi cebri giydirmek cebri yedirmek muavenetidir (yardımıdır). Alacağı yüzdelerden bir ikisini karşılık göstererek elbise yaptırmak ve ocaklarda aşhane açmak keyfiyetleridir ve amelenin rağbetini celp (isteğini artırmak) için elbisenin mal olacağı fiyat derecesinde ve hatta kıymetten onda birini muavenet (yardım) suretiyle varidatından (gelirinden) vermek üzere ameleye elbise vermek ve esmanını (gelirini) madenci vasıtasıyla ceste, ceste (azar, azar) alacağından mahsup etmek keza aşhane, demirbaş ve tesisatını Amele Birliği muaveneten yapmak ve aşhaneye ameleyi alıştırmak için yevmi bir okka ekmeğin fiyatı kadar bir parayı istihkakından (gelirinden) kesmek ve madenci vasıtasıyla tahmil etmek (elde etmek) ve aşhane açık verirse varidatından kapatmak suretleridir. Bu suretle bir iki sene devam olunur ise amele yemeğe ve giymeye alışır ve Amele Birliği sarfiyatını ameleden tahsil eder. Yapılacak üçüncü muavenet de madenlerde iş göremeyecek hale gelenleri yaşatmak muavenetidir ki o da iş kanununda muharrer (yazılmış) tekaüd muamelesidir (emeklilik işlemleridir).
1337 (Miladi, 1921) senesinden evvel tesisatı sıhhiye (sağlık tesisleri) namına hemen hemen hiçbir şey yoktu. Yalnız bir iki ocakta birer tabip bulunurdu hastalar ve kazazedelere bakılmazdı ve hasta halinde köyüne sevk olunurdu, birçoğu yolda vefat ederdi. Kanunun neşrinden ve Amele Birliğinin tevekküllerinden sonra lüzum olan mahallere birer dispanser açılmıştır. Elyevm (günümüzde) mevcut dispanserler, biri Amele Birliği tarafından idare olunan ve diğeri ocak müesseseleri tarafından idare edilen dispanserlerde Amele Birliği tarafından idare edilen dispanserler Kozlu ve Kilimli Dispanserleri'yle Ereğli Reviridir. Müesseseler tarafından idare olunan dispanserler Gelik, Asma ve Kandilli Dispanserleri'dir. Amele birliğinin idare ettiği dispanserlerde intizam fevkaladedir ve her biri adeta küçük birer hastanedir. (Kozlu 15, Kilimli 10, Ereğli 5 yataklıdır). Doktoru, eczacısı, sıhhiye memur ve hastabakıcıları vardır. Bu dispanserler mıntıka dâhilindeki ocak amelesiyle Amele Birliğine mensup ve mıntıka dâhilinde mukim (eskimiş) bilcümle (bütün) efradı aileleri tedavi olunur ve muktazi ecza (gerekli ilaç) verilir ve amele ailelerine bakıldığından dolayı dispanserin rubu (dörtte bir) masrafı amele birliği tarafından verilir, Gelik, Asma ve Kandilli Dispanserleri yalnız ameleye bakar amele ailelerine bakmaz, doktoru muayene etse bile ecza vermez, dispanserde eczacı ve sıhhiye memuru yoktur, hastabakıcı nam ile bir iki hademe istihdam edilir, Amele Birliği merkez tabibi tarafından yapılan her teftişte birçok mühim nevakıs (eksiklikler) zikredilir ve maden idaresi vesatetile (çok yönlü) vuku bulan tebligatı mühimme (kayıt defteri) ve müessire (etkisi) neticesinde mehmaümken (olabildiğince) nevakısı ikmal ettirilebilir ise de ihmal yine başlar amelenin ve ailesinin sıhhatlerinin oldukça bakılması matlup (istenilen) ise bu dispanserlerin de doğrudan doğruya Kozlu ve Kilimli Dispanseri gibi rubu masrafı Amele Birliği tarafından ve mütebakisi (geride kalan) dispansere merbut (bağlı) müesseseler tarafından tesviye edilmek suretiyle mecburi olarak Amele Birliğine devredilmelidir. Başka suretle bu dispanserleri matlup derece mükemmeliyete isal etmek gayri mümkündür.”
Madenciler neden Amelebirliği’ne üye olmalı?
Jeoloji Yüksek Mühendisi Ali Baltaş, Havza-i fahmiye raporuna göre kömür ocaklarında çalışan işçiler neden Amelebirliğine üye olmalıdır? Konusuna açıklık getirdi.
Bunlar da ilginizi çekebilir