Ne yalan söyleyeyim, bir Alman faşistinin 9 göçmeni katlettiği Frankfurt yakınlarındaki Hanau’nun “Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler”, “Kırmızı Başlıklı Kız” gibi masal kahramanlarını, dünyanın tüm anakaralarındaki her dilden çocuğun hayal dünyasına armağan eden Grimm Kardeşler‘in kenti olduğunu bilmiyordum… Pek çok insan gibi adını ilk kez ölümlerle duyduğum Hanau, bir “Masallar Kenti” imiş meğer… Bremen’de sona eren 600 kilometrelik turistik masal yolunun başlangıç noktasını oluşturuyormuş… Orada, her yıl, “masal festivali” düzenleniyormuş bu yüzden…
Saldırının ardından evine gidip annesini de öldürdükten sonra intihar ettiği söylenen Neonazi Tobias Rathjen bir de mektup bırakmış… "Bazı milletler yok edilmeli ve bunlara Alman pasaportu verilmemeli" demiş o mektupta… Bu sözler sizin de kulağınıza tanıdık geliyor mu? Ülkelerindeki savaştan kaçıp bir yerlere sığınmaya çalışan mülteciler için birebir aynısı olmasa da aynı ruh halini yansıtan pek çok tümce duyuyorum çevremde… Sosyal medyada nefret saçan saymakla bitmez paylaşım okuyorum… Irkçılık habis bir ur gibi her yere yayılıyor, tüm dokuya metastaz yapıyor ne yazık ki…
PROPAGANDA YAŞAMSAL ÖNEMDEDİR DAŞİZMDE
Tarihteki tüm totaliter yönetimleri dahil etmek mümkün olsa da, faşizm, Musolini İtalya’sı ile Nazi Almanya’sında ortaya çıkan sosyalizm karşıtı bir ideoloji... Başındaki sınırsız yetkilere sahip bir lider bulunan devlet tüm yetkileri elinde tutmalıdır onlara göre… Lidere yapılan her eleştiri ulusa yapılmış saldırı sayılacağı için de, her türlü yöntemle bastırmak devletin âli menfaatleri gereğidir… Milli şefin başında bulunduğu hükümet sadece siyaset kurumunu değil eğitim, kültür, ekonomi, din olmak üzere her şeye hâkim olmalıdır… Devlete dolayısıyla lidere mutlak itaat esastır, çoğulculuk kabul edilemez…
Ülkeye savaşçı ruh kazandırıp başka ulusların üzerinde tahakküm kurmayı sağlayacak yayılmacı politikaların hayata geçirebilmesi için toplumsal hayat militarist anlayışlarla inşa edilmelidir… Savaş fikri sürekli hayatta tutulmalıdır bu yüzden… Propaganda yaşamsal önemdedir… Halkı kendi etrafında tutabilmek için sürekli düşman yaratılmalı, kendinden olmayan herkese karşı nefret söylemi geliştirmelidir… Yargının devlet politikasının hizmetkârı olduğunu da söyleyen Nazilerin ünlü propaganda şefi Goebbels’in formülü nettir: "Tek millet, tek devlet, tek lider, büyük Almanya!"
DÖKÜLENLER TİMSAH GÖZYAŞI
Saldırının arkasında böyle bir ideolojik geri plan ve tarihsel deneyim bulunuyor… Ülkemizde yaşanan cinnet haline, AKP elebaşlarının Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi için ileri sürdüğü gerekçelere ne kadar da benziyor değil mi… Bunu görünce Alman faşisti Tobias Rathjen’in işlediği cinayetlere ülkemizden verilen tepkiler anlamını yitiriyor birden… Hepsi timsah gözyaşı gibi geliyor… Tekçi anlayışlarla ülkeyi soluk alınamaz bir yer haline dönüştüren Reis ve kafadarları kadar, kendinden farklı herkese burun kıvırarak bakan tüm kesimler bu iklimi el birliğiyle yeşertiyorlar çünkü…
Masal sözcüğü Habeşçedeki mesl’den mi, Aramice ve İbranicedeki masla’dan mı geliyor bilmiyorum… “Ataların sözü” de deniyor... Her masal sonunda bir ibret olduğunu düşününce kavram yerli yerine oturuyor… Tarihin bizzat kendisi ders veren bir masal aslında… Çoğulculuğu yok sayıp kendini mutlak sayan tekçi anlayışların nasıl felaket getirdiğini anlatan binlerce mesel var önümüzde… Zulüm ile abat olmuş tek tiran yok… Ama ibret almıyoruz yine de bundan… İnsanoğlunun başına gökten elma değil, bomba düşüyor… Masal kentini, ölümün kenti yapmak gibi bir suçu da ekliyoruz günah defterimize…