Cumhuriyet Halk Partisi Kozlu İlçe Başkanı Merve Arslan, 8 Mart Dünya Kadınlar günü için yayımladığı mesajda; “Kadınlar özgür ve güçlü olmadıkça, bir toplumun ilerlemesi ve kalkınması mümkün değildir” dedi. 

Merve Arslan'ın açıklaması şu şekilde: 

“Bugün, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü… Emeğin, mücadelenin ve eşitlik arayışının simgesi olan bu anlamlı günde, tüm kadınlarımızı saygıyla selamlıyorum.

Maden Şehitlerimizi Saygıyla Anıyoruz Maden Şehitlerimizi Saygıyla Anıyoruz

8 Mart, 1857 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde daha insanca çalışma koşulları talep eden kadın işçilerin mücadelesine dayanmaktadır. Bu haklı talepler, zaman içinde bir uyanışı simgelemiş, 1910 yılında Kopenhag’da düzenlenen Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda, Alman sosyalist lider Clara Zetkin’in önerisiyle, 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak anılması kararlaştırılmıştır. O günden bugüne, kadın hakları mücadelesi devam etmekte, dünyanın dört bir yanında kadınlar, eşitlik, özgürlük ve adalet için seslerini yükseltmektedir.

Türk kadını, tarih boyunca sadece aile içinde değil, devletin ve toplumun her alanında önemli roller üstlenmiştir. Milli Mücadele döneminde ise bu fedakârlık en yüksek seviyeye ulaşmıştır. Kara Fatma, Halide Edib Adıvar, Şerife Bacı ve binlerce isimsiz kahraman, vatan toprağını savunmak için cephede ve cephe gerisinde mücadele etmiştir. Kadınlarımız, kucağında evladını taşırken sırtında mermi taşıyan, cephede savaşan, ordusuna destek olan, bağımsızlık mücadelesinin en güçlü neferleri olmuştur.

Ne yazık ki, Ortadoğu coğrafyasında kadınlar halen eşitsizlik, şiddet ve ayrımcılıkla karşı karşıyadır. Temel hak ve özgürlüklerden yoksun bırakılan milyonlarca kadın, eğitimden iş hayatına, siyasetten toplumsal hayata kadar birçok alanda ikinci plana itilmekte, hatta temel yaşam hakları bile ellerinden alınmaktadır. Ancak biliyoruz ki, bir toplumun ilerlemesi ve kalkınması, ancak kadınların özgür ve güçlü olmasıyla mümkündür.

Ülkemizde ise Cumhuriyet devrimi, kadınların toplumsal hayatta hak ettiği yeri alması için büyük bir atılımın başlangıcı olmuştur. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, “Kadınlarını geri bırakan toplumlar, geride kalmaya mahkûmdur” diyerek, kadınlara seçme ve seçilme hakkı başta olmak üzere birçok hak tanımış, Türkiye Cumhuriyeti’ni kadın-erkek eşitliği temelinde yükseltmiştir.

Bugün, kadınlar hayatın her alanında varlık göstermeye devam etmektedir. Bilimde, sanatta, siyasette, iş dünyasında ve daha birçok alanda başarıdan başarıya koşan kadınlar, eşitlik ve adalet mücadelesinde ön saflarda yer almaktadır. Ancak, hâlâ kadına yönelik şiddet, cinsiyet ayrımcılığı ve toplumsal baskılar gibi sorunlarla mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Kadınların iş hayatında, siyasette, akademide ve yönetimde daha fazla yer alması için daha fazla mücadele etmemiz gerektiğinin bilincindeyiz.

Ben de bir kadın olarak, bugün Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir ilçe başkanı olarak karşınızdaysam, bu Cumhuriyet’in faziletinin, Atatürk devrimlerinin ve kadınlara sağlanan hakların bir sonucudur. Cumhuriyet, kadınları birey olarak gören, onları hayatın her alanında güçlü kılmaya çalışan bir anlayışın eseridir. Bu mirasa sahip çıkmak, kadın haklarını daha da ileri taşımak hepimizin sorumluluğudur.

8 Mart sadece bir kutlama günü değil, bir dayanışma ve mücadele günüdür. Eşit, özgür ve adil bir dünya için mücadelemiz sürecek! Kadınların gücünün ve emeğinin farkında olan, kadın erkek eşitliğini savunan bir toplum için çalışmaya devam edeceğiz.

Bu vesileyle, hayatımızı güzelleştiren, emekleriyle dünyayı var eden tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyor, eşit ve özgür bir gelecek için birlikte mücadele edeceğimize inanıyorum. Yaşasın kadın dayanışması, yaşasın eşitlik ve özgürlük mücadelesi!''

Kaynak: Haber Merkezi