NE BİÇİM ŞEHİR BU?..

Abone Ol


Son Belediye Meclis toplantısını izledim ve şaşırmadım.

Benim 629 Adımlık Şehir yakıştırmamı tescilleyen bir konu daha oylandı.

Fevkani Köprüsü, Soğuksu ayağının yanındaki Giysi Pazarına karakol yapılması gündeme geldi. Komisyona havale edildi.

İsmail Eşref ayrıldıktan sonra yapılan, meclis içinden başkan seçme toplantısında, AKP adayına oy veren CHP’li meclis üyelerini hatırladınız değil mi?

Son belediye seçiminde, yeni meclis üyeleri arasına eski üyelerden hiç biri alınmayınca sevinmiştim. Başkan aynı ama zihniyet değişti zannetmiştim. Yanılmışım.

İmara aykırı yapılaşma(kaçak yapı) pıtrak gibi artınca, Kent Konseyi’ne AKP aday adayı seçilince, sular sıkça kesilip, doğalgaz çalışmaları aksayınca, lağımlar açıkta akıp, mahalle ve ana cadde kaldırımlarını balıkçı, manav ve seyyarlar işgal edince

Üniversite mıntıkasında bina teras katı kapatılıp bir cemaate mescit, çarşı göbeğinde yıkılan bina arsası üç oy için yemek çadırı olarak verilince

İmar-ıslah plân çalışmaları durup, seçimle gelen başkan yardımcısına, ancak üç ayda belediye binasında makam odası bulununca, iskânsız binalara halâ nasıl su bağlantısı yapıldığı tartışılınca

PAZAR YERİNE KARAKOL

Giysi Pazarı’na karakol yapma teklifinin meclise gelmesini yadırgamadım.

Karakol’a karşı oluşumdan değil. Keyf-e keder şehri sıkıştırmak demek bu.

Benim keyfim nasıl istiyorsa böyle olacak’ dayatması bu.

Şehrin sakini, şehrin sahibini ti’ye almak, sinek ikili yapmak bu.

Allah aşkına ne biçim şehir bu?

Bu rezaletler daha ne kadar sürecek?

Yıldızlı hastane’ye koca Zonguldak’ta yer bulunamadı ve Atatürk Hastanesi yanına sıkıştırıldı. Stat, okullar, bölgesi yol güzergâhı bu insan yoğunluğunu çeker mi?

Liman içindeki adliye kalabalığını da katın bu bölgeye?

Peki, hastaneyi oraya koyan(!) zihniyete soruyorum… Çarşı karakolu yanından yukarı çıkan kadırga yokuşu virajın da yapılan ve asfalta evin kapısı konacak binalara hangi vicdani, sosyal ve hukuki sorumlulukla müsaade ettiniz?

KÖTÜ EMSAL OLUR MU?

Aynı mıntıka da TSO yanına yapılmak istenen Özel İdare binası için istenen kat yüksekliğine nasıl müsaade edilecek? Kötü emsal olur mu?

Ben yaptım oldu kafasının hâkim olması neticesinde bu şehir, 629 Adımlık şehir oldu.

O zaman tartışmalı kaçak yapılara da müsaade edin olsun bitsin.

Bu ‘bana oy veren, beni gören(!) kaçak- köçek yapabilir’ demektir. Olur mu böyle bir şey?

O zaman, şehrin tek nefes alacak yeri olan Lavuar alanını da talan edin! Parselleyip satın, para kazanın, oy kazanın? Bir tarafına karakol binası yapın. Bir tarafına teleferik yapın…

Boş kalan yerinede kocaman, cam bir tuvalet yapın!..

GÖKGÖL MAĞARASINI AÇIN

Efendim, teleferik: Belediyenin vatandaştan aldığı emlâk vergilerinin %10’undan oluşan Kudep’in (Koruma Uygulama Denetleme Bürosu) parasıyla yapılacakmış(!)

Kudep’in parasıyla yapılacaksa, beş senedir dil döktüğümüz, liman içindeki anıtsal ve simgesel özellik taşıyan, taşınmaz kültür Varlığı olarak tescillenen Şarjömen yapı (kömür yükleme iskelesi), Atatürk’ün de şehre çıktığı alan buna ilave edilip, aslına uygun onarılsın.

Şehrin göbeğinde ve her ne hikmetse(!) kapalı olan Gök göl Mağarasını hizmete açın.

Karakol mu yapacaksınız işte size yer: Acılık da genelev mıntıkasında düzenleme yapıp, karakolları; şehir trafiğine tek yön uygulaması getirip buraya taşıyın.

Beğenmediniz mi? İkinci makasta Hundai binası olan kavşağa kurun karakollar birliğini.

Ne hikmetse, aklından bir şey geçiren, denize nazır yapmak istiyor yapacağını!

Peki, her yıl 3-5 bin yeni aracın girdiği bir şehirde, sabah - akşam trafiğin kilitlendiğini görmeyen ‘ben ne dersem o’ diyen ağalar-beyler

EY VİCDAN!

Bu şehre hizmet mi edeceksiniz? İki tane alternatif yol ve iki tane açık ve kapalı otopark yapında, bu şehri düşündüğünüze inanalım.

Bu Şehre Hizmet mi edeceksiniz, tüyü bitmedik yetim hakkını mı savunacaksınız?

Ayvatlar da Dünya Bankası kredisiyle yapılan, Zonguldak’ın en modern okulunu çürümekten, yağmalanmaktan kurtarın. Siyaset ağasının köyündeki okulun kapanmaması için, öğrencileri öteye beriye kaydırıldığı için, bu gün terk edilmiş…

Bu manzara karşısında ‘beni bağlamaz’ diyen seçilmiş ve atanmış vicdanlar

Bu şehre hizmet mi edeceksiniz? Kozlu da kanunlar hiçe sayılıp yapılan ve yıkılma kararı olan, şu an da içlerinde ne yapıldığı (!) belli olmayan çekeklerin hesabını (verin)sorun

Bu şehre hizmet mi edeceksiniz? Çelikel Lisesi yanındaki eski Öğretmenevi binasını kurtarın. Sağlık Müdürlüğü’ne ait bina duvarında ‘çevresinde dolaşmak tehlikelidir’ yazsa da içinde ne halt edildiği (!) belli değil.

Yazık değil mi? Sağlık Müdürlüğü’nün bu binası rezalet’e terk edilmişken, sahildeki AVM’de Hastaneler Birliği için milyarlarca lira kira ödeniyor!

Bu şehre hizmet mi  edeceksiniz? Gidin, ödenek çıkmadığı için yarım bırakılan tüneller için ödenek çıkmasını sağlayın.

Bu şehre hizmet mi edeceksiniz? Polemiği bırakın, Filyos Projesi için verilen yürütmeyi durdurma kararını kaldırın.

Bu şehre hizmet mi edeceksiniz? Siyasi çıkar için engellenen, Şehrin ortasında eşek ölüsü gibi yatan lavuar alanına, projesini uygulayın.

Bu şehre hizmet mi edeceksiniz? Dairelere yıl içi gelen ödeneklerin, geri gitmesin diye nasıl harcandığına bakın.

Bu şehre hizmet mi edeceksiniz? Şehre neresinden ve nasıl bakıyorsunuz bilmem. Ancak, lütfen gölge etmeyin.

1974 yılından bu yana aktif siyasetin, 1979 yılından beri de gazetecilik mesleği içindeyim.

Bu şehrin bu kadar kötü idare edildiğini hatırlamıyorum. Geriye doğru baktığımda iki Milletvekili(Bakan), bir belediye başkanı, iki Vali hatırlıyorum.

BİR YERDEN BAŞLAMALI

Bu güne kadar ki; uygulamalar hiç iç açıcı değil. Ancak, Zonguldak, yağma Hasan’ın böreği olarak görülmemeli.

Karşı tarafa ‘hırsız’ demek kolay? Zonguldak’ta da Ak kavşak, gölet içi işyeri, dip-i derya yapılarla anılanlar (Hamdi Bektaş kafası) var elbette

Peki, bu yan da ki: Kaçak yapı, kaldırım işgali, din ticareti, caddeye bina yaptırmak, şehri sıkıştırıp, insanları daraltmak Şaibeli, teslimiyetçi, ilkesiz, omurgasızlık belirtisi değil mi?

Zonguldak Belediye Meclisi yeni üyeleri, temiz siyaset sayfası açmalı. Ayıp, günah, şaibeli işlere, ister komisyondan gelsin, isterse belediye dışından göğüs germeli.

SONUÇ:

At ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır.

(Yaptığınızla anılacaksınız)