NE GÜZEL ŞEYSİN SEN “KADIN OLMAK”

Abone Ol
Kadın anatomisinin ne denli kıymetli olduğunu anlayamaz elbette beyni belden aşağısı için çalışıyor olanlar. Bütününe bakmayı bilmeyenler parçalara böler kadını ve kullanmak istediklerini, işlerine yarayacak olan yerlerini (!) öncelik yaparlar ve oradan bakarlar kadına. Bir kadının beyninin içindeki hazineyi de keşfedemez kadından ürediğini yok sayanlar.
Üretim hatası olanlar ya da üredikten sonra üstüne koymayanlar işte onlar eksikliklerini çok ve boş konuşmak üzerinden kurtarmaya çabalayanlar.
Ülke gündemi malum aşure kazanı gibi, içinde çeşnisi de oldukça bol hani, fokurduyor altına sürüldükçe ateş. Yanmadan kotarmak önemli olan, ara sıra dibi tutuyor insanlığın ne yazık ki ve yanık kokusu yayılıyor etrafa. Bazen bir eğitimciden, bazen eğitilememiş cahilden!
Yerel seçimlere kanalize olmuşken,  çok seslilik henüz ve kısmen de olsa yaşıyorken bin bir çeşit senaryonun okunduğu günler başladı. Belki kıyamet kopuyor kapalı kapılar ardında,  engel olunamayan dışarı sızımları ağızda sakız olmaya çok erken başladı belli ki. Okumuşu cahili giriyor topa, çalım üstüne çalım, sonuç ise ilerleyen günlerde belli edecek kendini.
 Pazarlıklar, karşılıklı talepler gözünü döndürse de işin muhataplarının, sonuçlarını yaşayarak, deneyimleyerek öğreneceğiz zaman içinde. Pişmanlıklar umarım bu defa başına bela olmaz insanlığın.
“Kadın siyasetçiler ve onlara uzanan dillere gelince…”
İster âlim ol, ister zalim bir kadın ve bir erkek üretimisin ey insanoğlu. Birinden biri olmayınca olmuyor bu iş.
Nesinden rahatsız olunur, neden saygı duyulmaz, neden aşağılanır kadınlar, yirmi birinci yüzyılda olmamıza rağmen bu ilkelliği anlayabilmiş değilim. “Okumak cehaleti alır eşeklik baki kalır” sözünün kimyasına bile ters düşen açıklamaları şuursuzca yapabilenleri, eşekliğinde cehaletinde bünyelerinde yapışıp kaldığının göstergesi olduğunu anlıyor insan şu haddini aşanlardan.” Eşeğe de haksızlık ettiriyor böyleleri doğrusu.”
Sadece bunu anlamıyorsunuz elbette, bu tür insanların” üretim hatası” olduklarını da anlıyor ve “gereksiz” olduklarını da beraberinde. Kadına öfke kusan, kadını yok sayan zihniyetin, hastalıklı bir yanı var zira. Bir kadının can damarından var olan ve bir kadına ömrü boyunca muhtaç olan erkeklerin, hayatlarının mutlaka bir bölümünde, kadına karşı şiddeti çıkıyor ortaya. Ama sözle ama fiziksel olarak!
Eğer kendileri gibi olumsuz düşünenlerin yanında var olma çabası veriyorlarsa ki öyle görünüyor, işte bu yüzden en kolay yolu seçiyor, kabul görmek, ya da erkekliğini ispat etmek için yükleniyor kadına, ezmek için, yok saymak için yapıyor şovunu.
Kadınlar bu dünyaya ve en çok da erkeklere yakışıyor aslında. Kadın eli değen her şey yeşeriyor ve yeniden şekilleniyor, öyle ki üretim hatası olanlar da bile, yine kadın çözüyor sorunu sıkıntıyı…
Kadın kadınlığının değerini kıymetini bildiğinde ve kadınlığına sahip çıkabildiğinde değişir dünyanın yönü. Eğer dünya üzerinde erkeklerin hâkim olduğu, onların daha çok söz sahibi olduğu yerler, işler varsa, bu bir kadının eseridir neticede. Kendi can parçasına verdiği cesaretle, fırsatla yine bir kadın yönlendirmiştir başarıya erkekleri. Başarısız olanların genetiğinde ağır basan nedir, bu bulunmalı bunun üzerinde durulmalıdır sonuçta iki kişilik bir üretimdir insan! Bir sanat eseridir aslına bakarsanız insan, Tanrının sanat eseri, onlardan birine aşağılayıcı söz söylendiğinde Tanrıya söylemiş olur kişi.
Şuursuzca konuşan ve cehaletini giderememiş olanları onları da bir kadın koymuştur yola. Yolunu şaşırmış olması kendi beynindeki arızadan kaynaklıdır, bunu tamir edecek olanda kişinin ta kendisidir. Eğer edemiyorsa ve şuursuzca konuşmaya devam ediyorsa, bir de gündemi meşgul ediyorsa, evrimini tamamlayamamış ve bir kadına muhtaçlığı halen daha devam ediyor demektir.
Oturduğu koltuktan usulca kaldırıverirler adamı ve çekiverirler inzivaya. Diline biber sürmeye gerek bile kalmamıştır şu durumda. Düşünerek konuş ey âdemoğlu, beynini belden aşağısı için değil, insanlık için çalıştır emi. Sonrası malum, okumak cehaletini almayınca, eşeklik yapışır kalır yakana, adının da sıfatının da titrinin de önüne geçer.