Başkan olmak için her yolu deneyeceği açık olan Erdoğan, kendinden farklı her sese kulağını kapadı, “dediğim dedik” diyerek seçim siteminde köklü değişiklikler yapan yasayı meclisten geçirtti… Yangından mal kaçırır gibi gece yarısından sonra, tekme tokatla hem de… Partilerin seçimlerde başka bir partiyi desteklemesini yasaklayan hükmü kaldırarak, kendine 50+1’i bulacak yolu açmış oldu böylece… Baraj kaygısı yaşayan partiler, daha güçlüleriyle ittifak kurarak bu sorunu aşacak... Milletvekili sayısıysa ittifak yapan siyasi partilerin aldıkları geçerli oya göre belirlenecek…
Çok değil bir yıl önce “Bu ülke ne çektiyse koalisyonlardan çekti, istikrar için bu düzenlemeyi yapmamız şart” diyerek durduk yerde bir referandum icat eden Erdoğan, aklımızla dalga geçer gibi başlı başına bir koalisyon olan ittifakın istikrar için şart olduğunu söylüyor şimdi de… Kendisiyle kalemşorları, buna da, “Efendim bu sistemde seçim sonrasında değil, öncesinde koalisyon kuruluyor, bu daha ilkeli” diye de bir kılıf uydurmaya çalışıyor… İyi de o vakitlerde “tu kaka” ilan edilen koalisyonun ne zaman kurulduğu değil bizzat kendisi değil miydi? Bu ne perhiz?
SEÇİM SİSTEMİ TARTIŞMALI HALE GELDİ
Yeni düzenleme bunula sınırlı değil elbette… Seçimlerde bugüne değin uygulanan yerleşik tüm gelenekler değiştirilerek bambaşka bir sistem önerilmekle kalmıyor daha önce seçimlerin güvenliği için getirilmiş kademeli önlemler kaldırılarak, kim kazanırsa kazansın sonuçlar tartışmalı hale getiriliyor… Sandık kurulu mührü bulunmamasına rağmen Yüksek Seçim Kurulu filigranı, amblemi ya da ilçe seçim kurulu mührü bulunan zarflarla üzerinde leke veya çizik bulunsa dahi bunun özel işaret amacıyla yapıldığı kesin olarak anlaşılamayan oylar geçerli sayılacak…
Aynı binada oturan seçmenlerin aynı seçim bölgesinde olmak üzere farklı sandıklara kaydedilebileceği bu sistemde, yatağa bağımlı vatandaşların seçme hakkını kullanabilmesi amacıyla seyyar seçim sandığı da kurulacak... Bir diğer düzenleme de sandık kurulu başkanlığı için yapıldı… Buna göre, önceden siyasi parti temsilcilerinden de olabilen sandık kurulu başkanının kamu görevlisi olması zorunlu hele geldi… Birden çok oyun kullanıldığı seçimlerde, tüm oy pusulalarının tek zarf ve sandığa konulacağı seçimlerde, kolluk güçleri, vatandaşların daveti üzerine de sandık başına gidebilecek…
ERDOĞAN REJİMİNİN SONU GÖRÜNDÜ
Hiç sandık kurullarında görev almamış olsam da, 1970’li yıllardan beri seçimleri çok yakın takip ederim… Seçmen kütüklerinin daktilo, oy sayım cetvellerininse kalemle yazıldığı o günlerde, siyaset, bugünkünden çok daha keskin bir dille yapılıyordu… Şiddet sokaklarda kol geziyor, herkes can güvenliğini sorguluyordu ama seçimlere şaibe karıştığı iddiaları asla duyulmuyordu… Kaybeden partiler “Millet bize muhalefet görevi verdi” diyerek sonuçlara boynunu eğiyordu hatta… Ama özellikle 2002 sonrasında şaibe iddiaları sıkça dile getirilirken son dönemlerde de ayyuka çıktı…
Tıpkı AKP’nin daha demokratik bir seçim yasası istediği gibi tüm bunların bir rastlantı ya da muhalefetin iftirası olduğunu da hiç kimse iddia edemez… 12 Eylül’den miras yüzde 10 barajı olanca ağırlığıyla yerini koruyor çünkü… Artık herkes biliyor ki, AKP hâlâ büyük oranda gücünü korusa da, toplum desteği giderek azalıyor… Bir yandan yüksek baraj ve kamu olanakları, diğer yandan da “adra kadabra” yöntemleriyle iktidarını sürdürmeye çalışıyor… Bana sorarsanız ne yapsa nafile… Artık mızrak çuvala sığmıyor... Muhalefet ciddi bir hata yapmazsa, Erdoğan rejiminin sonu göründü bence…