Okuyanlar anımsayacaktır, daha önceki bir yazımda oyumu Selahattin Demirtaş’a vereceğimi açıklamıştım. Bu yazı olumlu olumsuz epey eleştiri aldı okurlardan. Bu vesileyle pek çok arkadaşımla yüz yüze tartışıp, görüş alışverişinde bulunma fırsatım oldu… Büyük çoğunluğunu ikna etmem mümkün olmadı elbette. Ama konuştuğum insanların kimilerinde en azından soru işaretleri uyandırdım. Ben de endişelerini anladım insanların. Yaşanılan sürecin toplumda aşılması çok zor önyargılar ürettiğine tanıklık ettim… Ayrımsız hepimizin ortak kaygısıysa koşar adım dikta rejimine doğru giden ülkenin AKP karanlığından nasıl kurtulacağıydı…
BATI İLLERİNDEN GELECEK OYLAR ÖNEMLİ
Batı illerinden Demirtaş’a çıkacak her oyun çok değerli olduğunu düşünüyorum… HDP çok bileşenli heterojen bir yapı çünkü… İçinde Demirtaş gibi sosyalistlerden, Altan Tan gibi İslamcılara; bağımsız Kürdistan düşü kuranlardan, bir arada yaşamı savunanlara kadar pek çok çevre ve siyasal düşünce var. Bu oylar, HDP içindeki sosyalistlerle bir arada yaşam iradesini savunanların elini güçlendirip partide daha etkin olmasını sağlayacaktır kesinlikle. Bu da kamuoyunda var olan önyargıların zamanla aşılarak HDP’yi toplumsal muhalefetin odağına taşıyacaktır. Başta emek olmak üzere toplumun mağdur edilmiş kesimlerinin sesinin parlamentoda daha gür çıkması, ülkedeki siyasi dengeleri bozarak AKP’yi geriletecektir ki asıl olan da budur zaten…
Ben ilk turda oyumu bir de bu saiklerle kullanacağım… İkinci turdaysa Erdoğan’ın karşısına kim çıkarsa ona vereceğim oyumu. Seçme şansımın bittiği noktanın burası olduğunu düşünüyorum. Erdoğan’ın seçilmemesi toplumsal muhalefete büyük moral olacak, silkinerek yeniden ayağa kalkmasını sağlayacaktır. Bunun da önemli sonuçları olacaktır kanımca. Moral üstünlüğü eline geçiren muhalefet bir sonraki seçimde AKP karanlığını alaşağı edebilir… Yolsuzlukların, hırsızlıkların hesabının sorulmasının, ülkenin çağdaş değerlerle kucaklaşarak umut dolu bir yürüyüşe başlamasının ilk adımları atılmış olur böylece…
100. YIL TATİL KÖYÜ’NDE NELER OLUYOR?
Seçim hengâmesi içinde Bakacakkadı’daki 100. Yıl Atatürk Hizmet Köyü, iki ihalede el değiştirdi. Hizmet Köyü’nün çoğunluk hissesi İşadamı Cemil Çakmaklı’nın başkanlığını yaptığı 100 Yıl Vakfı’nın eline geçti. Şafak Gazetesi’nde Ali Cinal ihalede pek çok dalavere döndüğünü yazıyor ısrarla… Ne satan, ne de alan bir açıklama yapmadığı için olup biten konusunda sonuç üretemiyoruz ne yazık ki... Tesislerde bir vakıf üniversitesi kurulacağı söyleniyor. Ancak sır gibi saklandığı için tam olarak böyle mi, bilemiyoruz. Pek çok soru var kafamızda. Bir eğitim kurumu yaratmak gibi hayırlı ve toplumun her kesimi açısından desteklenebilecek bir girişim, halktan niye bu kadar gizlenir anlamak mümkün değil ayrıca.
Bizim gazeteye de haber olmuştu. Hizmet Köyü’nün hesaplarına el konulmuş, geniş bir inceleme yapılmıştı. AKP İl Başkanı Hamdi Uçar’ın bir yakınını da adının karıştığı ciddi rakamlara ulaşan yolsuzluklardan söz ediliyordu. Ne oldu bu soruşturmanın sonu? Kimlerin hakkında ne gibi bir işlem yapıldı? Tüm yolsuzluklar gibi onun da mı üstü örtüldü yoksa? Köksal Toptan’ın Zonguldak’a geliş gidişlerinde orada misafir kaldığı biliniyor? Kendi evi gibi kullandığı tesisler için yapılan ihaleye bir dahli oldu mu Sayın Toptan’ın? Burada uygulamaya konulması muhtemel projelerden haberi var mı? Yönlendirmesi söz konusu mu? Sorulacak çok soru daha var geride…