Neresinden baksanız rezalet

Abone Ol
Sözcüğün tam anlamıyla bir kamusal rezalet yaşanıyor Zonguldak’ta.  Devletin üst düzey makamlarını işgal eden koca koca adamların kaçak yapılaşma karşısındaki acizliği kenti kargaşaya sürüklemekle kalmıyor, devlet yurttaş ilişkilerine de zarar vererek birlikte yaşam iradesini de ortadan kaldırıyor. Görünen köy kılavuz istemez, kimsenin kimseye güvenmediği, herkesin birbirinin açığını kolladığı, birine gösterilen en küçük müsamahanın misliyle karşılık bulduğu bir arsızlık iklimi, toplumsal ilişkileri düzenleyen temel norm haline geliyor artık. Devlete kafa tutup, milletle alay eder gibi hiç sakınmadan yapılan arazi işgalleri, ruhsatsız yapılar, kaçak katlar “aklın alacağı gibi değil” sözcükleriyle başlayan cümlelerle bile açıklanamıyor…

 

Bana sorarsanız Zonguldak bir kırılma noktasına geldi. Kamuoyunda duyarlılığın artması, basının gündemde tutması ve kente olan sevgisini yakından bildiğim kimi belediye meclis üyelerinin yaşanan hukuksuzluklara karşı çıkmayı onur meselesi haline getirmesi bir yol ayrımına getirdi kenti. Bir miladı yaşıyoruz bence, ya körün gözüne sokarcasına yapılan kaçak yapılaşmalar son bulacak Zonguldak’ta; ya da gücü yetenin gücünü yettiği yeri zapt ettiği zorbalık düzeni katmerleşerek sürecek. Ben birincisinden yanayım ve bunun mücadelesini eylemli olarak veriyorum arkadaşlarımla birlikte. Bu konuda yaptığımız çalışmaları “çamur at izi kalsın” ucuzluğuyla karalamaya çalışan ham ervaha da şunu söylemek isterim, gücünüz yetmeyecek bizi durdurmaya. Yazdıklarınız, kişisel tarihinize, torunlarınıza bile açıklayamayacağınız kara lekeler olarak girecek…

 

Eylemli mücadele dedim ya, hukuksuzluklarla yaptığımız savaşımda yeni bir adım daha atacağız bugünlerde. Hukukçu arkadaşlarımızın yaptığı çalışma sonuçlanınca kenti bu hale düşüren devlet yetkilileri hakkında “görevlerini ihmal ettikleri” gerekçesiyle suç duyurusunda bulunacağız.  Listemiz de kabarık oldukça. Zonguldak Valisi Ali Kaban, Zonguldak Defterdarı Hüseyin Çeven, Milli Emlak Müdürü Ayhan Aksu hakkında kamu arazilerinin işgaline göz yumarak kamu zararına yol açtıkları gerekçesiyle işlem yapılmasını isteyeceğiz örneğin. Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir hakkındaki iddialarımız daha fazla olacak.

 

AKDEMİR’İN DOSYASI DAHA KABARIK

Akdemir, İmar Kanunu’na aykırı bir şekilde yapılaşmaya izin verdiği, yapı dikmekten vazgeçtim çivi çakmanın bile yasak olduğu yeşil alanları korumadığı gibi, belediye encümeni ve mahkemece alınan yıkım kararlarını da uygulamıyor çünkü. Belediyenin ihale ile verdiği büfe ve diğer satış noktalarında, ihale edilen alandan çok daha fazlasının işgal edilmesini görmezden gelerek Zonguldak’ın sözcüğün tam anlamıyla bir hukuksuzluk batağına saplanmasına neden oluyor. Dahası da var bu tip kaçak yapıların suyunu kesip, çalışma ruhsatların iptal etme yetkisi varken bunları da kullanmayarak hukuksuzluklara prim veriyor.

 

Hakkında şikâyetçi olacağımız bürokratlar arasında TTK Genel Müdürü Burhan İnam ile Enerji Sa Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Selahattin Akman da var. Burhan İnam yalnızca kamuoyunca tartışma konusu olan Memurlar Lokali’nde değil, kurumca kiralanan pek çok yapıda kiracısı durumunda olan kişilerin eklenti yapmasına, arazilerinin işgal edilip yapılaşmaya gidilmesine göz yumuyor. Yasalara aykırı uygulama yapan müstecirlerin kira kontratını feshedip sorunu kökünden çözme yerine, bürokratik yazışmalarla kamuoyunu oyalıyor. Enerji Sa Yönetim Kurulu Başkanı Akman da bir yapıya projesi olmadan elektrik verilmesi yasal olarak mümkün değilken, elektrik bağlatmak suretiyle suça ortak oluyor. Zonguldak Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü ile Fen İşleri yetkililerini de eklemek gerekiyor galiba listeye. Mahkemece alınan yıkım kararı, İmar ve Şehircilik Müdürlüğü aracılığıyla Fen İşleri Müdürlüğü’ne bildiriliyor. Onlarsa evrakı “yıkacak ekibim yok” notuyla geri gönderiyor. Daha sonra yapılan ihalelerdeyse ne hikmetse yıkımı yapacak müteahhit bulunamıyor. Dosya böylece karartılıyor. Bu arada atı alan Üsküdar’ı geçmiş oluyor…

 

UZUN VE ERDEM’İN ELLERİNDEN ÖPÜYORUM

En son Memurlar Lokali örneğinde olduğu gibi pek çok soru kalıyor geriye? Zonguldak Belediyesi ve Karabük Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu defalarca yıkım kararı verdiği, Milli Emlak arazilerinin işgal edildiği için suç duyurusunda bulunduğu, kaçak yapı belediyece bilmem kaç defa mühürlendiği halde nasıl oluyor da inşaat sürüyor? Mühür bozmanın kendisi sorgusuz sualsiz, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası gerektiriyorken müstecir devlete meydan okurcasına bu cürümü nasıl işliyor? Merak ediyorum, Cumhuriyet Savcıları önlerine dosya geldiği halde işlem yapmıyor mu yoksa? Yoksa birileri savcılığa böyle bir şikâyette bulunmadığı halde kamuoyu mu aldatılıyor?  Suç duyurusunu listemize, görev ihmali yaptığı gerekçesiyle Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığını da eklememiz gerekiyor herhalde? Ha bir de şu var: Müstecir Sami Aydın, Pusula Gazetesi’ne yaptığı açıklamada arazi takası işlemlerinin sürdüğünü ve inşaatın da bu nedenle devam ettiğini söylemiş. Kaçak bir yapıyı legal hale getirmek için çaba harcayan kamu görevlileri kim? Aydın bunca cesareti onlardan mı alıyor yoksa?

 

Yazı uzadı ama diğerlerinin çabası çok olsa da isimleri öne çıktığı için Zonguldak Belediye Meclisi Üyeleri Emine Uzun ile Tahsin Erdem’e gönül dolusu teşekkür etmeden yazıyı bitirmek haksızlık olur. Hukuka sahip çıkmayı onur meselesi haline getiren bir aslan yürek olar. Zonguldak’ı çağdaş kentçiliğin kurallarına göre yeniden imar etmek için atılacak her adımı kutsayan biri olarak haykırıyorum buradan: Var olun güzel insanlar, ellerinizden öpüyorum. Bu çirkinliklere göz yumanlar lanetlenirken sizler onur anıtı olarak geçeceksiniz kentin tarihine. Adınız gibi emin olun bundan…