Ortaya karışık
Siz okurlardan ayrılalı uzun zaman oldu.
Yazmak da yabancı dil gibi nankör. Konuşmadığın dil zaman içinde nasıl unutuluyorsa yazmaya uzun süre ara verdiğimiz zaman kelimeleri ard arda dizerek anlamlı cümleler oluşturmak da o denli zor geliyor insana.
Her ne kadar bu kentte yazacak konu sıkıntısı çekilmese de gazetenin editörü Sermet Aksu ağabeyimin “zorunluluk var mutlaka bir şeyler karalaman lazım” dediğinde, yaklaşık üç aydır pide kebap yemekten neredeyse gurmeliğe (Lezzetten anlayan) yükselmiş emekli bir eğitimci olarak kafam hala karışık.
Şimdi Zonguldak CHP’nin içine girsek. Merkez ilçe delege seçimlerinde eski ve yeni milletvekilinin şefliğinde, eski ve yeni il ve ilçe başkanlarının ortaklığa katılmasıyla Pesküvit kutularında gerçekleştirilen muhteşem demokrasi şölenini anlatmaya kalksak nankör ilan edilme korkusu sarar ruhumu, ellerim titrer yazamam.
MHP’nin yaşadığı kamuoyunda tartışılan Devlet Bahçeli’nin genel başkanlık Misyonunu tamamladığını yerine Sinan Oğan’ın ya da Meral Akşener’in gelmesiyle, partinin önünün açılarak, iktidar alternatifi olabileceğini anlatmaya kalksak, birçok dostumuzdan “Sana mı kaldı MHP’yi kurtarmak?” diyeceklerin azarını işiteceğimden çekinir, ondan da vazgeçerim.
Hemen hemen bütün yazılarımda haklı olarak sürekli eleştirdiğim Kentimizi temsil etmek üzere Aslan gibi 3 milletvekili gönderdiğimiz AKP’nin kurduğu hükümette bakanlık bekleyenlerin yine hüsrana uğradığını ama onun yerine Saygıdeğer Cumhurbaşkanımızın Damadının Enerji Bakanı olması ile teselli bulmamız gerektiğini söylemeye kalksam, Zonguldak düşmanı ilan edilmekten korkarım. Ne haliniz varsa görün. Rabbim gönlünüze versin derim bakarım işime.
Kömürü kara olduğu gibi Bahtı da kara olan bu güzel kentin Belediyesini el alıp yazmaya kalksak “32 kısım tekmili birden tefrika olur” sayfalar yetmediği gibi ömür de yetmez. Hem durup dururken Büyük projeleri gerçekleştirmekle meşgul olan yakışıklı başkanımızın dikkatini dağıtmaya ne haddimiz var? Aklımı peynir ekmekle yemedim. Neme lazım sonra yapılamayan bütün projeleri, ya da eksik yanlış işleri üzerime yıkarlar. Hiç işim olmaz.
Şaka bir yana, bütün bunların ne anlamı var ki?
Bu cennet vatanımız yanlış dış politikalar yüzünden, içinden çıkılması giderek olanaksızlaşan Orta Doğu bataklığına savaş çığlıklarıyla hızla sürüklenirken.
“Barış ve kardeşlik” bilim ve aklın ışığında sevgi tohumları saçılarak yetiştirilen çocukların yeryüzünde çoğalmasıyla gerçekleşecek.
Ne mutlu bunu başarabilen öğretmenlere…