Osmanlı İmparatorluğu son 2-3 asrın içinde Arap, Acem, Ermeni, Rum, Sırp, Rus, Yahudi kültürünün (baskısının, egemenliğinin, hegemonyasının) altına girmiştir.
Türk toplumu "cahil, görgüsüz, vahşi, bilgisiz, idraksiz, kaba" olarak nitelenmiş ve devlet idaresinden, saraydan, kamu kurumlarından, dini çevreden dışlanmıştır.
1517’de Halifelik Osmanlı’ya geçince bu topraklara getirilen yüzlerce Arap din alimi(?) Türklük kavramını, kültürünü yok etmek için her türlü entrikayı çevirmiştir.
Türk toplumu sadece tarım, hayvancılık ve askerlik yapma noktasında devletin içinde yer bulabilmiştir.
1900’lere gelindiğinde Osmanlıca tamamen Arapça, Farsça, Fransızca, Almanca, İtalyanca, Rumca, Ermenice, Rusça, Gürcüce vb. dillerin sözcükleriyle dolmuş, anlaşılmaz, garip bir dil haline gelmişti.
Türkiye’de ne yazık ki 3 farklı tarih anlatımı (açıklaması) vardır. Sağcı, solcu ve İslamcı bakışlar halkın kafasını fena halde karıştırmaktadır. Kültür dünyasında ve medyada analiz yapan tarihçilerin hiçbiri Osmanlı konusunda ortak noktada buluşamıyorlar.
Bazı tarihçiler: “Osmanlı’nın övünülecek bir yanı yoktur. Emperyalist (yayılmacı, sömürgen), ganimetçi bir devlettir" diyorlar.
Bazı tarihçiler ise “Osmanlı dünya devleti idi. Her yere barış götürdü. Onunla gurur duyuyoruz” diyorlar.
Osmanlı’da Türklere ve Türkçeye bakış ile ilgili olarak faydalı bir makale okudum. Olduğu gibi bilgilerinize sunuyorum.  
Link: https://disk.yandex.com/i/4dtXOJ3LT_k3uQ