Bariyerlere çarparak durabildi Bariyerlere çarparak durabildi

İl Başkanı Burak Erol, Zonguldak halkının Miraç Kandilini kutlayarak, “Peygamber Efendimizin Miraç’a yükseldiği bu kutlu gecede , Allah c.c tüm İslam Alemi’ne hayırlar ihsan eylesin, dualarımızı kabul ve makbul eylesin inşallah” dedi. 
İl Kadın Kolları Yönetim Kurulu Üyeleri, Zonguldak halkına kandil simidi ve çay ikram ettiler. İl Kadın Kolları Miraç Kandili dolayısıyla yaptıkları açıklamada, “Miraç Kandili, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya olan yolculuğu ve oradan Allah’ın huzuruna yükselişiyle İslam tarihinin en mucizevi olaylarından biridir. Bu gece, sadece Peygamberimiz’in (s.a.v.) şahsına özel bir lütuf değil, aynı zamanda ümmet için ilahi mesajlarla dolu bir yolculuktur. Namaz gibi büyük bir ibadetin farz kılındığı, Allah’a kulluk bilincinin zirveye ulaştığı ve ümmetin sorumluluklarını hatırlatan bir gece olarak, Miraç’ın bizlere hem bireysel hem de toplumsal mesajları vardır.
Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de Miraç hadisesine şöyle işaret eder:
“Kulu Muhammed’i, kendisine bazı ayetlerimizi göstermek için bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya yürüyüp götüren Allah, her türlü noksandan münezzehtir. Şüphesiz O, hakkıyla işiten, hakkıyla görendir.” (İsra Suresi, 17:1).
Bu ayette, Miraç’ın ilk durağı olan Mescid-i Aksa’nın önemine ve çevresinin mübarek kılındığına dikkat çekilir. Allah, sevgili Peygamberini bir gece yolculuğuna çıkararak hem ona hem de ümmetine büyük hikmetler sunmuştur. 
Miraç, bu kutlu yolculuk iki aşamadan oluşmaktadır: Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya Gece Yolculuğu (İsra): Mescid-i Aksa’dan Semaya Yükselişi (Miraç): Miraç’ta Verilen Üç Büyük Müjde: Beş Vakit Namazın Farz Kılınması, Bakara Suresi’nin Son Ayetleri, Şirk Koşmadan Ölen Müslümanların Cennete Gireceği Müjdesi.
KUDÜS VE FİLİSTİN’İN ÖNEMİ
İslam’ın ilk kıblesi olan Kudüs’teki Mescid-i Aksa, Müslümanlar için tevhidin ve ibadetin sembollerinden biridir. Bu durum, Kudüs’ün İslam’daki merkezi rolünü açıkça göstermektedir. Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) Miraç mucizesi de burada gerçekleşmiştir. Bu olay, Kudüs’ün yalnızca coğrafi bir nokta değil, aynı zamanda İslam ümmetinin manevi merkezlerinden biri olduğunu kanıtlar. Tarih boyunca İslam fetihlerinde Kudüs her zaman öncelikli olmuştur. Hz. Ömer (r.a.), Kudüs’ü fethederek bu kutsal şehri İslam’ın himayesine almış, Selahaddin Eyyubi ise Haçlı işgalinden kurtararak Müslümanların buradaki varlığını güçlendirmiştir. Bu fetihler, Kudüs’ün İslam tarihinde sadece bir şehir değil, ümmetin birliğini ve adalet anlayışını temsil eden bir simge olduğunu gösterir.
GÜNÜMÜZDEKİ DURUM
Ne yazık ki, bugün Kudüs ve çevresi işgal altında; Filistin topraklarında büyük bir zulüm yaşanmaktadır. Masum çocuklar, kadınlar ve yaşlılar en temel insani haklarından mahrum bırakılmakta, kutsal topraklar üzerinde insanlık dışı uygulamalara maruz kalmaktadır. Özellikle Gazze, sürekli abluka altında tutulmakta, insanlar temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaz hale gelmektedir. Kardeşlerim, Kudüs ve Filistin meselesi sadece bir coğrafi problem değil, aynı zamanda imanımızın bir parçasıdır. Mescid-i Aksa’nın ve Kudüs’ün kurtuluşu, bireysel ve toplumsal adımlarla mümkün olacaktır. Bu adımlar; dua, bilinçlenme, maddi ve manevi destek sağlama, farkındalık oluşturma ve ümmetin birliğini sağlamaya yönelik çalışmalarla atılabilir.  Bu çalışmaları yapabilmek için neyle mücadele edeceğimizi iyi bilmemiz gerekir. Müslümanların bu tehditlere karşı bilinçli olması ve Siyonizm ve emperyalizm gibi  düşmanlarını iyi tanıması gerekir.  Tarih boyunca olduğu gibi bugün de ümmet, birlik ve dayanışma içinde hareket ettiğinde büyük krizlerden kurtulmayı başarmıştır. Kudüs’ün özgürlüğüne kavuşması, ancak ümmetin birliği ve İslam Birliği’nin sağlanması ile mümkün olacaktır. Unutmayalım, Kudüs, yalnızca Filistin’in değil, tüm ümmetin meselesidir.
Bu geceyi, manevi olarak kendimizi yenilemek ve imanımızı güçlendirmek için bir fırsat bilelim. Namazlarımızla, dualarımızla ve tevbelerimizle Rabbimize yönelerek kulluğumuzu tazeleyelim. Aynı zamanda kardeşlik ruhunu pekiştirerek, ümmetin sıkıntılarına duyarlı olmayı hayatımızın bir parçası haline getirelim. Her birimiz, kendi çevremizde Kudüs ve Filistin davasını anlatan birer sözcü olabilir ve mazlumlara destek için elimizden gelen gayreti gösterebiliriz. Bu mübarek Miraç Kandilinde ellerimizi semaya kaldırarak Rabbimize niyazda bulunalım. Rabbimiz, Bakara Suresi’nin sonunda, Peygamber Efendimize (s.a.v.) ve ümmetine şu ilahi duayı öğretmiştir:“Ey Rabbimiz! Bizi bağışla, bize merhamet et. Sen bizim sahibimizsin, bizi kâfirler topluluğuna karşı yardımınla destekle.” (Bakara Suresi, 286).
Bu ayet, ümmetin karşılaştığı zorluklarda Rabbimize sığınmamız gerektiğini bizlere öğretir. Bugün, Gazze’de, Kudüs’te ve dünyanın dört bir yanında zulüm altında olan kardeşlerimiz için bu duayı dilimizden düşürmemeliyiz.  Sözlerimizi Peygamber Efendimiz ’in (s.a.v.) şu duası ile bitiriyorum: “Allah’ım! Bizleri bağışla, bize merhamet et, bizlere yardım et. Ey Rabbimiz! Ümmetin dertlerine deva, mazlumlarına selamet, gönüllerine huzur ihsan eyle.” Miraç Kandiliniz mübarek olsun. Rabbim, hepimize bu gecenin rahmetinden, bereketinden ve mağfiretinden en güzel şekilde faydalanmayı nasip etsin.”

Kaynak: Bülten