Ellerinde balonlarla hastaneye gelen Tuzla Belediye Başkanı Dr. Şadi Yazıcı ve gençler, çocuklar için hem şarkılar söyledi hem de hediyeler verdi. Sesleri duyarak pencereye çıkan çocuklar ise şaşkınlıklarını gizleyemedi.

Tuzla Belediyesi Gençlik Merkezi öğrencileri, Lösemili Çocuklar Haftası çerçevesinde Tuzla Belediye Başkanı Dr. Şadi Yazıcı ile birlikte Kocaeli Üniversitesi Umuttepe Eğitim Araştırma Hastanesi’nde tedavi gören lösemili minikleri ve ailelerini ziyaret etti. Çeşitli hediyelerin bulunduğu paket, balon ve pankartla hastaneye gelen Başkan Yazıcı ve gençler, tedavi gören çocuklara unutulmaz bir gün yaşattı. İlk olarak hastane önünde bir araya gelen gençler, ellerindeki balonlarla çocuklar için en güzel şarkıları seslendirdi.

Başkan Şadi Yazıcı ise Çocuk Hastalıkları Onkoloji ve Hematoloji servislerinde tedavi gören minikleri odalarında ziyaret etti, ailelerine geçmiş olsun dileklerini ileterek, hediyelerini takdim etti. Aynı zamanda Yazıcı, çocukların tedavilerine ilişkin KOÜ Çocuk Hematoloji-Onkoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nazan Sarper’den bilgi aldı.

"Onlar bizim için bir ömür boyu kıymetli"

Açıklamalarda bulunan Tuzla Belediye Başkanı Şadi Yazıcı, "Tuzla’daki gençlerimize beraber burada Kocaeli Üniversitesinde çocuklarımızı ziyarete geldik, onlara hediyeler verdik, müzik dinletileri yaptık. Sadece haftaya binaen yapmadık. Lösemili çocuklarımızın annelerinin, babalarının çektiği, çocukların çektiği sıkıntıları paylaşabilmek, onlarla birlikte olabilmek çok kıymetli. Bugün de buradayız. Değerli hocalarıma, bölüm başkanına, hastane yönetimine çok teşekkür ediyorum. Böylesi bir fırsat verdiler. Farkındalık için yaptık. Bir hafta değil, 365 gün olacağız. Onlar bizim için bir ömür boyu kıymetli" dedi.

Başkan Çiftçi: "Gençlerimizin fikirleri yarınlar için en büyük gücümüz" Başkan Çiftçi: "Gençlerimizin fikirleri yarınlar için en büyük gücümüz"

"Onları mutlu ettiniz"

Çocukları sevindirmenin çok güzel olduğunu belirten Prof. Dr. Nazan Sarper, "Yaşlarımız ilerledikçe çocukluğumuzda bayramlarda bir kıyafete, bir oyuncağa ne kadar sevindiğimizi hatırlarız. Onun için sizlerinde ziyareti onlar için önemli. Hem oyuncak hem de giysi gibi özel şeyler hazırlayıp onları mutlu ettiniz" diye konuştu.

"Lösemi bunların en zoru"

Prof. Dr. Nazan Sarper, çocukluk çağı kanserleri hakkında bilgi vererek, "Çocukluk çağı kanserlerini düşündüğünüz zaman buna lösemi de dahil, kitle yapan tümörler de Türkiye’de yılda 0-9 yaş arası 3 bin çocuğa kanser tanısı konuluyor. Tümor artı lösemi olarak. Bunların yaklaşık 3’te 1’inin yeni tanı almış lösemi olduğu biliniyor. Sevindirici olan şu ki, çocukluk çağında sık görülen lösemi tiplerinde tedavi başarısı erişkin kanserleriyle kıyaslandığında çok fazla. Örneğin tüm lösemilerin yüzde 80’ini oluşturan lösemide 5 yıl sonra, 10 yıl sonra baktığında hastalıktan kurtulmuş, hayatta çocuk sahibi olan, üniversiteyi bitiren, meslek sahibi olan, hayata karışan çocuğumuz var. Lösemilerin yüzde 20’sini oluşturan tipte ise hastalarımızın yüzde 60’ından fazlası hayatta. Tedaviler hiç kolay değil. Bilirsiniz, kemoterapi sırasında mide bulantısı, ağız yarası birçok yan etkisi olabiliyor. Lösemi bunların en zoru" şeklinde konuştu.

Profesörden önemli uyarılar

Çocuk hastalandığında belirtisi ne olursa olsun uzmanına götürülmesi gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Nazan Sarper, ebeveynlere şu uyarılarda bulundu:

"Ben hastalıkların belirlerini söyleyerek insanlara ’Aman dikkat etsinler’ demekten ziyade, 0-18 yaş arasındaki bir çocuk hastalandığı zaman belirtisi ne olursa olsun ilk yapacakları şey çocuk uzmanına gitmek. Eğer bu 18 yaşından büyükse önce iç hastalıkları uzmanına gitmek gerekir. Hekim hastayı değerledirerek, ilgili bölüme gönderecektir. Hastalara ’Morluk görürseniz bunu yapın, beze görürseniz böyle davranın’ demek çok gereksiz. Bazen çok basit enfeksiyon belirtisi olabilir. Kendi kendilerine internete yazıp tanı koymaya uğraşmasınlar. Gündüz gözüyle bir hekime gitsinler. Niye gündüz gözüyle diyorum? Bacağı ağrıyorsa bile çocuk uzmanına gitsinler. Çocuk uzmanı ya da iç hastalıkarı uzmanı hastayı bütüncü olarak değerlendirir ama ortopediye giderseniz bacağınıza bakar, tanı gecikebilir. Acile giderek acilden tanı beklemek de yanlış. Acil, acil sorunların hızla çözüldüğü kalabalık yerlerdir. Onun için gece acile götürmekle tanı konması zordur"

İha