Ulusal

Sembol fotoğrafın göz yaşartan hikayesi!

28 Ekim 1923 tarihinde ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün, 'Efendiler, yarın Cumhuriyet'i ilan edeceğiz' sözünden bir gün sonra kurulan Türkiye Cumhuriyeti bugün 100. yılını kutluyor. Türk toplumunda Cumhuriyet'in sembolü haline gelmiş o fotoğrafın hikayesi, Cumhuriyet'in 100. yılında da hala merak ediliyor. İşte akıllara kazanın ve simgeleşmiş "Cumhuriyeti biz böyle kazandık" pankartlı fotoğrafın gerçek hikayesi!

Abone Ol

Cumhuriyet'in 100. yılında ülke genelinde bayram havası var. Vatandaşlar tüm yurtta düzenlenen etkinlik ve organizasyonlarla ay yıldızlı bayrağı dalgalandırıyor. Siyaset, sanat ve spor alanından birçok tanınmış isim Cumhuriyet'in 100. yılını kutlayan paylaşımlar yapıyor. Bu paylaşımlarda da sıklıkla görülen fotoğraf, "Cumhuriyeti biz böyle kazandık" fotoğrafı oluyor. Türkiye'de tüm kesimler tarafından büyük bir beğeniyle paylaşılan "Cumhuriyeti biz böyle kazandık" fotoğrafının hikayesi bu sebepten ötürü merak ediliyor.

KAHRAMAN UŞAK HALKININ GURUR VE MUTLULUĞU

1933 yılında Uşak'ta çekilen o meşhur fotoğraf, Kurtuluş Savaşı'nda Yunan işgaline dur diyen kahraman Uşak halkının yüzündeki gurur ve mutluluğu resmediyor. Yazdıkları destanın 10. yılında davullu zurnalı bir törenle kutluyor o çok zor kazandıkları cumhuruiyeti. Uşak'ın ilk fotoğrafçısı Hüsnü Kazım Özler, nam-ı diğer Foto Kazım o kutlamayı ölümsüzleştiren bu kareyi tarihe miras bırakan isim oluyor.

O FOTOĞRAF UŞAK'TA ZİYARETÇİLERİ BEKLİYOR

Aradan geçen 100 yılın ardından o gün yazılan destanın izlerini taşıyan bu anlamlı fotoğraf, Uşak Belediyesi Kent Tarihi Müzesi'nde tarihe tanıklık isteyen tüm ziyaretçilerini bekliyor.

2015 yılında bu sembol fotoğrafın hikayesi; "Uşaklı bir ailenin hikâyesi... Benim ailemin..." başlıklı yazısında senarist, yapımcı ve oyuncu Gülse Birsel tarafından anlatılmıştı.

İşte Gürse Birsel'in o yazısı:

“‘Cumhuriyeti biz böyle kazandık’ başlıklı, Kurtuluş Savaşı'nın sembollerinden biri haline gelmiş bu meşhur fotoğrafı biliyorsunuz. Bu fotoğraf 1933 yılında çekilmiş. O yoksul, Cumhuriyeti küçük imkânlar ama gururla kutlayan şehir, Uşak. Yani babamın memleketi.

Onun babası, yani dedem, İstiklal Savaşı'nda 4 madalya almış Asım Bey. O zaman Kurtuluş Savaşı'nda mücadele edenlere çokça dendiği gibi, lakabı ‘Mücahit Asım’. ‘Cihat’ kelimesinin şimdi Ortadoğu'da olduğu gibi üzerine bomba bağlayıp masum insanların ortasında patlatmak için kullanılmadığı, bu vatanın bağımsızlığı için mertçe savaşmayı ifade ettiği yıllar.

Dedemin 33 kurşun deliği olan bir pelerini var, ilginç bir savaş anısı olarak sonradan Tarih Kurumu'na bağışlanmış."

"O GÖRDÜĞÜNÜZ SİYAH CEKETLİ ADAM..."

"Fotoğrafın ilginç ve benimle ilgili hikâyesine gelelim: 1933 yılının Cumhuriyet Bayramı'nda çekiliyor. Uşak'ın ilk fotoğrafçısı Hüsnü Kazım Özler tarafından. Babamın deyimiyle 'Foto Kazım'.

Fotoğrafta gördüğünüz siyah ceketli, kravatlı adam, babamın kuzeni! Dedem Mücahit Asım'ın eşinin (yani babaannemin) dayısının oğlu Kamil Kabalak. Uşak o zaman Kütahya'ya bağlı bir ilçe ve Kamil Bey de o ilçenin belediye başkanı."

FOTOĞRAF NASIL BULUNDU?

“1990'ların başında babam bu fotoğrafı evde buluyor! Resimdeki kuzeni Kamil Kabalak'ın oğlu Hasan Kabalak'a, Ankara'ya yolluyor. Onlar da Genelkurmay Başkanlığı'nın arşivine gönderiyorlar. Fakat arşive yanlışlıkla Ankara'da 1929'da çekilmiş diye kaydediliyor.”

“2007 yılında, fotoğraftaki Kamil Kabalak'ın yeğeni, (maalesef çok yakın zamanda rahmetli olan) Tuğgeneral Zeki Güngör, dayısının bulunduğu resmi, bir askeri tesiste "Ankara–1929" yazısıyla görüyor. Düzeltilmesi için dava açıyor. Fotoğrafın Uşak'ta çekildiği tespit ediliyor.”

MYNET