Sen Kimsin?

Abone Ol
Son bir haftadır yaşadıklarım sayesinde uzun uzadıya hayata ve insanlara bakış açımı yeniden gözden geçirme fırsatı yakaladım.
Fetö terör örgütünün darbe girişimi yüzünden uçurumun kenarından dönen bir ülkede gazetecilik yapmak her zamankinden daha riskli ve zor artık.
Darbe girişiminden önce kimliklerini saklama ihtiyacı bile duymayan kamudaki Fetöcü bürokratlar ve yargıdaki Fetö artıkları darbeden sonra da mesailerine devam etti.
Darbeye kadar Fethullah Gülen’i yerlere göklere sığdıramayan bazı AK Partililer darbeden sonra “FETÖŞ” demez mi?
Biz cemaatlerin bu ülke için büyük bir tehlike olduğunu hep söyledik.
Çünkü “devlet” babadır!
Devlete, adalete hep güvendik ama hiç hak etmediğimiz bir davadan hapis cezası yedik.
Vicdanınız rahatsa bedeli ağır da olsa acıyı bal eyliyor insan.
Haberin içeriğinden çok Halkın Sesi’nin iç meselelerine müdahil olmak, bizi birbirinize düşürmek isteyenlerin beyhude çabasını gördükçe gülüyorum.
Hapis kararını alır almaz ailemizin yüz akı, dert ortağım sevgili ağabeyim Muhammet Akgün ile konuyu uzun uzadıya konuştum. O gün kendi kendime bir karar aldım. Bunca mücadeleyi bir kalemde silip atamazdık. Büro şefi olduğum yıllarda gencecik bir delikanlıyken geldiği Hürriyet Haber Ajansı’nda tanıdığım Mustafa Özdemir ile acısıyla tatlısıyla çeyrek asırı geride bıraktık.
 
Siyaseten siyahla beyaz kadar zıt olsak da bazen benim bile anlamakta güçlük çektiğim bir kader birliği bu.
Çünkü varken herkes var!
Yokluğu paylaşmak tüm mesele.
Tabi iş böyle olunca ben cezaevindeyken durumdan vaziyet çıkaranlar olmuş yerel medyada.
Bilinmesinde fayda var. Bu gazetede benim ya da Mustafa Özdemir’in cezaevine girmesinin arasında hiç bir fark yok. 40 yıldır bu şehirde gazetecilik yapan biri olarak izin verin de Yazı İşleri Müdürü olunca başıma neler gelebileceğini az-çok tahmin edebileyim.
Pusula Gazetesi’nin sahibi Ali Rıza Tığ’ın benim üzerimden Mustafa Özdemir’e dalma yapması ucuz bir numara.
Mustafa Özdemir yüzünden cezaevine girmiş imajı yaratarak aklınca aramıza fitne sokma çabası klasik bir Ali Rıza Tığ taktiği.
Gelelim haberle ilgili iddialara.
Her şeyden önce Türkiye’de hukukun nasıl bir çıkmaza girdiğini bir görün isterim. Yazıyı yazmadan önce Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto ile görüşüp fikrini aldım.
TCK’ya göre suç nerede işlenirse dava da orada görülür. Basın suçlarıyla ilgili davalar da gazete ya da ilgili yayın organı nerede yayın yapıyorsa dava orada görülür. Aynı zamanda bir hukukçu olan Başkan Olcayto da bu kararın hukuk dışı olduğunu Zonguldak merkezde yayın yapan Halkın Sesi Gazetesi ile ilgili bir davanın ilçesi olan Ereğli’de değil de Zonguldak merkezde görülmesi gerektiğini söyledi.
Bu bir.
İkincisi Halkın Sesi’nin haberi çok net.
Fötöcü hakim ve savcılardan boşalan kadrolara AKP’de görev yapmış partili avukatların getirilmesini eleştirdiğimiz haberde adı geçen avukat, Bank Asya’nın avukatlığını yapmış bir isim. Her ne kadar o görev yaptığı döneme itiraz etse de, Adem Öztürk Bank Asya’nın avukatı olduğu dönemde hala cemaatin kadroları bankanın yönetiminde söz sahibiydi.
Yani hukuksuz olarak Ereğli’de açılan davada iktidar partisinin ilçe başkanlığını yapmış bir siyasi figürün yargıya olan baskısıyla açılmış bir davadan başka nasıl bir sonuç çıkabilirdi.
Ayrıca Halkın Sesi’nin haber yaptığı ana kadar hakimlikten istifa etmeyen Adem Öztürk neden haber çıkınca sudan bahanelerle istifa etti.
Bugüne kadar yüze yakın dava açılan Halkın Sesi’nin hiç bir zaman ne bu davalara girecek bir avukatı ne de o avukata verecek parası olmadı.
Yaşadığımız mali sorunlar nedeniyle davayı takip edemeyince de sonuç kaçınılmaz oldu.
Netice itibariyle:
Ali Rıza Tığ, fırsatçılık yapıp olayı çarpıtarak, beni itibarsızlaştırarak, Mustafa Özdemir’i suçlayarak tam da kendisine yakışanı yapmış oldu.
Ali Rıza Tığ dahil herkes bilmelidir ki, bu gazetede çıkan her haberin sorumluluğunu göğüslüyor, yargılanmaktan da korkmuyorum. Benim şikayetçi olmadığım bir konuda başka gazetecilerin denetlenmesine de anlam veremiyorum.
Sonuç itibariyle.
Memleketin hali ortada.
Gücümüz ne kadar yeter bilmiyorum ama mücadeleye sonuna kadar devam edeceğimizin bilinmesinde fayda var