Sentetik gündem

Abone Ol
 
Yazmaktan ben de bıktım, Türkiye, tarihinin en bunalımlı dönemlerinden birini yaşıyor… Eğitimden sağlığa, güvenlikten dış politikaya, ekonomiden kentleşmeye sorun yaşamadığımız bir tek alan yok ne yazık ki…  Bu yetmezmiş gibi, bir de, umudu büyütememek gibi bir dertten mustaribiz ülkece… Doğrusu şu ki, AKP’ye oy veren büyük kitleler de dahil, herkes, sorunların bizzat Erdoğan’ın izlediği akıl dışı politikalardan kaynaklandığını görüyor… Sizler de tanıksınızdır mutlaka, AKP’den umudu kesen insanların sayısı gün gün artıyor…
 
Artıyor da yerine ne konacağına karar verilemiyor bir türlü… Başta CHP olmak üzere muhalefet partilerinin hiçbiri halka güven veren bir profil ortaya koyamıyor… Toplumla içtenlikli ilişkiler geliştiremedikleri gibi, kahır ekseriyet, muhalefet partilerinin sorun çözme kapasitesi olduğuna da inanmıyor… Bunda bitmeyen iç çekişmelerin, partide, belden aşağı vuruşlarla yapılan centilmenlik dışı iktidar mücadelesinin ve izlenen yanlış stratejilerin, politikaların büyük payı var… Seçmen, mevcudu da koruyamayacağı endişesi ile istemeyerek de olsa gidip oyunu AKP’ye veriyor…
 
AKP HOKKABAZLARI TEZGÂHLIYOR
Politik söylemi yanlış, toplumla ilişkileri kötü, ikna yetenekleri son derece düşük olduğu yetmezmiş gibi gündemi belirlemede de kısır kalıyor muhalefet… Daha çok AKP hokkabazlarının tezgâhladığı sentetik gündemle meşgul oluyor… Memleket yangın yerine dönmüşken Cemal Kaşıkçı cinayetini tartışıyor örneğin… Evet, ülkelerin, diplomatik dokunulmazlıklara sığınarak konsolosluklarını infaz evine dönüştürmesi kabul edilemez... Tamam, üzerine gidilip, sorumluların açığa çıkarılması gerekir mutlaka... Kabul, bu konudaki toplumsal duyarlılığın artırılması için çaba da harcamalıyız hatta…
 
Da, bir şeylerin de atlanmaması gerekiyor… Tam da Kaşıkçı cinayetinin işlendiği sıralarda, 3. havalimanında iş cinayetine kurban gidip, ismi gibi cansız bedeni de kaybedilen işçi daha mı az değerli mesela? İş cinayeti yetmezmiş gibi bir de kolektif duyarsızlığa neden kurban ediliyor? Soruyorum herkese: “İş cinayetinde öldürülüp kaybedilen işçi kim ve cansız bedeni nerede” sorusu, niçin sorulmuyor güçle bir sesle? Bu konu, partilerin, sendikaların, sivil toplum örgütlerinin neden meselesi haline gelmiyor? Gazeteler, televizyonlar neden haber yapmıyor, programlarda niçin tartışılmıyor…
 
SAKLANAN AKP’NİN GÜNAHIDIR
Vahşete bakın, havalimanı inşaatında iş cinayetine kurban giden işçinin cansız bedeni bir rögara atılarak kaybediliyor… Cesedi bir tesadüf sonucu bulan Nepalli işçiler bulunduğu dehlizden çıkarıp ilgililere teslim ediyor… Bu bilgi az satışlı gazetelerce yazılıp internette yayılıyor ama en küçük bir yalanlama gelmiyor ilgililerden… Gizli bir güç haberin yayılmasını engellediği gibi kimliğini de saklıyor ayrıca… Biliyoruz ki saklanan AKP’nin günahıdır… Yine bildiğimiz şu ki, iş cinayetleri politiktir ve bu vahşeti görmezden gelen, kayıtsız kalan herkes suç ortağıdır…
 
Birileri için sentetik gündem daha önemli dedik ya, bir de, “Öğrenci andı” meselesivar başımızda… Kimi akıldaneler, andı başat mesele haline getirerek ülkeyi kurtaracağını sanıyor… Yahu AKP’yi kuran kadro dahil kaç nesil ant okuyarak büyüdü bu ülkede… Ezberine kazımayan yurttaş kalmadı… Gelinen nokta ortada… Biz demokrasiyi içselleştirip çağdaş dünya değerleriyle toplumu kucaklaştıramadığımız müddetçe, günde 3 kez ant içsek ne yazar? Bu tartışmayı büyütmenin, ülkedeki yangını gizlemeye çalışan AKP hokkabazlarının ekmeğine yağ süreceğini anlatmak için ne dememiz gerekiyor acaba?