Pusula’da okudum, üzerinde “Ak çevre için harekete geç” yazılı beyaz tişörtler bulunan bir grup AKP’li genç, Zonguldak Belediyesinin önünde çöp toplamış… Aferin onlara, oraların, gerçekten, temizliğe ihtiyacı bulunuyor… Haberde video görüntüleri de var… Üzüldüm izlerken, o kadar acemiler ki, ellerine bir eldiven geçirmeyi bile düşünememiş garipler… Bu işlerden bihaber ağabeylerinin de aklına gelmemiş… Yaşanabilir bir çevre için epey emek harcamış biri olarak yaptıkları açıklamadaki boylarından büyük sözler olmasa “amaan, boş ver” der geçerdim ama birkaç söz etmem farz artık…
Neymiş efendim bu eylemi 81 ilde eş zamanlı olarak yapıyorlarmış, ancak AKP’li belediyelerin olduğu yerlerde, arkadaşları, temizleyecek yer bulmakta zorluk çekiyorlarmış… Ama kendileri hiç zorluk çekmemiş, burada her yer çöpmüş çünkü… Sözlerin ikinci kısmına itirazım yok… Zonguldak’ın temiz, yaşanabilir bir kent olduğunu söylemek için aklı kadar vicdanını da yitirmesi gerekir insanın… Ama ak belediyelerin temiz kentler yarattığı iddiası onlara da yakışmayan bir palavra yalnızca… A be çocuklar, başka yerlerden vaz geçtim, burnunuzun dibindeki Kozlu’ya da mı uğramadınız hiç?
AKP BELEDİYECİLİĞİ DOĞANIN AMANSIZ TAHRİBİ ÜZERİNE YÜKSELİYOR
Güzel kardeşlerim, ömrünü doğaya adamış bir ağabeyiniz olarak bir şeyler daha söylemek isterim size… Yaşanabilir çevrenin tek koşulu etrafa saçılmış çöplerden ibaret olsa keşke… Temizlik görevlisi sayısını artırıp, başlarına iş bilir bir yönetici koyarak sorunu çözerdik kolayca… Ama kentleri yaşanmaz kılan imar kirliliğiyle baş etmek mümkün değil maalesef… AKP’nin belediyecilikteki medar-ı iftiharı Ali Bektaş’tan itibaren gelen tüm başkanların, Kozlu’da yeşil alanları pervasızca imara açıp, altyapısı neredeyse sıfır olan mahallelerde kat sayılarını ikiyle çarpan rezalete attıkları imza hangi poşete sığar ki?
Bakın cancağazlarım, hadi haksızlık yapmayayım, bazıları müstesna, betona iman eden AKP belediyeciliği tüm ülkede doğanın amansız tahribi üzerine yükseliyor… İnşaat sektörünün spekülatif taleplerine odaklı yaklaşımlar sizin “ak” dediğiniz belediyeciliğin temel karakterini oluşturuyor… Böyle olmak zorunda, AKP, kentsel rantları büyütüp dağıtmayı temel alan bir ekonomik model uyguluyor çünkü… “Yol yaptık”, “köprü kurduk”, “dünyanın en büyük tünellerini, havaalanlarını açtık” sözlerinin ağızlardan hiç düşmemesinin tek nedeni de bu zaten…
ÇATALAĞZI-MUSLU BÖLGESİNE DE GİDİN
Bu politikaların doğal sonucu olarak kentler beton cehennemine döndü… Tarım yıkıma uğratıldığı, yerel kalkınma sağlanamadığı için köyler boşaldı, ülke 5-10 kente yığıldı… AKP’nin tüm “yerli, milli” söylemine karşın kentler tarihi, doğal dokularını, kimliklerini kaybederek birörnek apartman peyzajına büründü… “Kentsel dönüşüm” adı altında kent yoksullarının elinden alınan araziler, kâr hırsından gözü dönmüş şirketlerin emrine sunuldu… İmara açılamayan yeşil alanlar ticarileştirilip halka değil de parası olana hizmet vermeye başladı… Çevre ise birkaç süs ağacı dikmekten ibaret kaldı yalnızca…
Kardeşler, mademki çevre için harekete geçtiniz, bir araca binip Çatalağzı-Muslu bölgesine de gidin lütfen… Ak partinizin üst üste verdiği santral lisanslarıyla oraları nasıl kapkara yaptığını çıplak gözle görünce sarf ettiğiniz sözleri bir daha düşünürsünüz belki… Elebaşlarınızı temize çıkarmak için bu kirliliği CHP’li belediyelerin yarattığını bildiren vicdansız cümleler kurarsınız belki de… Harekete geçtiğiniz 8 Eylül’de, doğa gönüllülerinin, tüm dünyada, “İklim için ses ver” sloganıyla eylem yaptığını, oradan esinlenerek sahaya çıktığınızı söylemediğinize göre, ikincisini yapacağınızı düşünüyorum ne yazık ki…