Zonguldak Emek ve Demokrasi Güçleri, 50 yaşındaki Afganistanlı işçi Vezir Nourtani'nin yakılarak öldürülmesine tepki gösterdi. Yapılan basın açıklamasında "Güvenceli iş için haykırıyoruz. Güvenli iş hayatı için, örgütlü çalışma hayatı için haykırıyoruz" denildi.
Açıklamanın tamamı şöyle:
“Kömürle Özdeşleşmiş ilimiz ve bölgemiz iş cinayetleriyle gündemden düşmüyor. Son yaşadığımız iş cinayeti akılları durgunluk getirdi, pes dedirtti.
Yer emeğin başkenti Zonguldak Gelik, işletme kaçak ocak, işçi Afganistan göçmeni Vezir Mohammed Nourtani, işletmede yaşanan iş kazası, vahşice işlenmiş cinayet. Kamuoyunda olayla ilgili farklı bilgiler dolaşmaktadır. Ancak konu ile ilgili yetkililerce net bir açıklama yapılmamıştır. Bu durum bile Zonguldak’taki müesses Nizamın, İl Yönetimin ahvalini anlatmakta yeterlidir.
Daha önceleri benzer olaylarla karşılaştık. Hastane acil servisine terkedilen, üzerinden araç geçirilerek trafik kazası süsü verilen, ocak sahibi pozisyonu verilen ölümler. Cinayetin insani, vicdani, sosyal, ekonomik yönleri bir yana bu vahşeti doğuran nedenlere bakmakta yarar görüyoruz.
Saha Türkiye Taşkömürü Kurumuna ait. Rödovans yoluyla özel yükleniciye kiralanan saha. Bu saha sınırlarında gayri resmi işletilen Kaçak Ocak. Elektriği, vinci, vagonlarına kadar birçok alet ekipmanı olan, tahkimat için kullanılan maden direkleri, üretilen kömürleri taşıyan kamyonları olan, onlarca işçileri olan kaçak ocaklar. Üretilen kömürler rödovans sahası üzerinden sisteme sokularak paylaşılan artı değer! Şehre yakın, kolluk kuvvetlerinin, polisin, jandarmanın, özel güvenliğin yoğun olduğu alanlar. Geçmişte mülki amirlerle kaçak denen ocak sahiplerinin yaptığı resmi toplantı ve sorunları dile getiren basın açıklamaları. Tüm bu bilinenler ışığında nasıl oluyor KAÇAK OCAK. Şehirde herkes, her şeyi biliyor, göz yumuyor, ses çıkartmıyor, pastayı paylaşıyor. Ne zaman bir iş cinayeti oluyor, o zaman gündem oluyor. Sonrası unutuluyor, kanıksanıyor.
Yeraltı kömür madenciliği, riskli, bilgi, deneyim isteyen, işçi sağlığı, iş güvenliği önlemleri gerektiren, yatırım isteyen çok tehlikeli işlerdir. Kamu işletmesi TTK’nın bile bu sorumluluğu yeterince yerine getirmediği, getiremediği yaşanan ölümlü iş cinayetlerinden görülmektedir. TTK bu asli görevini Rödovans yoluyla özel sektöre devretmiş. Özel sektörde maliyetlerden kaçarak görevi ilkel madencilik koşullarında çalışan Kaçak ocaklara gayri resmi devretmiş. Yüzlercesi göçmen olmak üzere binlerce kişinin kayıt dışı çalıştığı bu ocaklar, Rödovans firmaları tarafından bilinmekte, TTK yöneticileri, mülki yöneticiler tarafından istense çok kolay tespit edilmektedir. İhbarlar sonucu birkaç bombalama olayı dışında bu işletmelere göz yumulmaktadır.
Bunun nedeni kayıt dışı ucuz işgücü ile düşük maliyetlerle üretim yaparak, daha fazla kar elde etmek için kamuya ait madenlere özel işletmelere devredilmesidir. Çoğunluğu göçmen sigortasız, düşük ücretli, iş güvencesi olmayan, eğitimsiz, örgütsüz, hiçbir işçi sağlığı, iş güvenliği önlemi alınmadan, yerüstünde açlığın kesin olduğu, yeraltında ölümün ihtimal ikilemi içerisinde yerin altında çalışmak zorunda kalan binlerce genç.
Tüm geçmiş olaylar ve bu son yaşanan vahşi cinayet insan yaşamını hiçe sayan, kar için her yolu mübah sayan anlayışın, kapitalist sistemin sonucudur. Örgütlü yapıların işlevsizleştirildiği, sendikaların yandaş hale geldiği, içinin boşaltıldığı, grevlerin yasaklandığı, sendikalara üye olmanın imkansız hale geldiği, hak aramaların şiddetle bastırıldığı bu sistemde benzer olayları yaşamaya devam edeceğiz.
Bu cinayet bizlere sorumluluk yüklemektedir. Sesimizi çok daha gür çıkarmalı, haykırmalıyız. İş cinayetlerinin son bulması için haykırıyoruz. Yaşam hakkımız için haykırıyoruz. Güvenceli iş için haykırıyoruz. Güvenli iş hayatı için haykırıyoruz. Örgütlü çalışma hayatı için haykırıyoruz.
“Onlar göçmen, sahip çıkan olmaz” düşüncesi patronlara ve nefret cinayeti sanıklarına cesaret veriyor olabilir. Bu cesareti de denetimsizliği ve cezasızlığı kural edinen siyasi iktidardan alıyor olabilirler. Dine, milliyete, cinsiyete bakmaksızın bu cinayette adaletin sağlanmasının ve hesap sorulmasının takipçisi olacağımı bilinmelidir.
Tüm sorumlularını göreve davet ediyoruz. Bu bağlamda;
Sahaların asıl sorumlusu, asli işini taşere eden, üretilen ve kendisine ibraz edilen üretim üzerinden para alma dışında hiçbir denetleme görevini yerine getirmeyen asıl sorumlu TTK yetkililerini göreve davet ediyoruz.
Yüzyıllar öncesi ilkel üretim sistemi doğuran Rodövans uygulamasını başlatan asıl sorumlu siyasi iktidar ve Enerji Bakanlığını bu uygulamaya derhal son vermeye davet ediyoruz.
İnsanlık dışı çalışma koşullarının oluştuğu, dağ kanunlarının ve mafyasal ilişkilerin hakim olduğu kontrolsüz hale gelen havzadaki asayiş ve kontrol işlerinden sorumlu olan Mülki İdareyi görevlerini yapmaya davet ediyoruz.
Bu sömürücü, vahşi çalışma koşullarının yok edilmesi için Zonguldak kamuoyunu birlikte mücadeleye çağırıyoruz”