Adını gezi parkı direnişinden alan “Birleşik Haziran Hareketi” Zonguldak Meclis üyeleri, süreleri Mayıs ayında dolacak olan “ Tapu Tahsis” belgelerinin akıbeti ile ilgili; geçtiğimiz günlerde konuyu TBMM’ye taşıyan Zonguldak eski milletvekili Harun Akın’ı ziyaret etti.
Harun Akın’ın bu girişimini destekleyen “Birleşik Haziran Hareketi”, konunun kamuoyu bilgisine aktarılması için önümüzdeki günlerde “Tapu Tahsis Belgesi” mağduru yaklaşık 30 bin kişiyi; basın açıklamaları, panel ve söyleşiyle bilgilendirme toplantıları yapma kararı aldı…
Tapu Tahsis belgeleri ile ilgili tartışma 80’li yılların başından günümüze devam ediyor. Günün rayiç bedeli üzerinden vatandaştan işgal ettiği 400 metrekarelik arazinin parasını alıp Tapu Tahsis Belgesi veren, Belediye, Hazine ve Vakıflar (Devlet) çoğu zaman verdikleri Tapu Tahsis Belgesini geçersiz sayıp vatandaşın Konut dokunulmazlığını-mülkiyet hakkını ihlal ediyor.
Dişinden tırnağından artırıp devlete güvenip işgal ettiği arazinin parasını veren vatandaşa şimdi,“Hadi oradan çık, burayı yıkacağız. Senin Tapu Tahsis Belgen-Ecrimisil hakkın filan bir işe yaramaz.” deniyor.
Zonguldak’ta, Tapu Tahsis belgeli 20 bin konut var. Bu konut sahiplerinin tamamına yakını 80’li yıllarda o zamanın parasıyla Tapu Tahsis Belgesi karşılığı Devlete milyarlarca TL verdi.
Kapitalist bir hukuk devletinde yaşıyoruz ve kapitalizmde de mülkiyetin dokunulmazlığı gibi uluslararası bir hak var.
Bu hukuk çerçevesi içinde Danıştay’ın Tapu Tahsis Belgelerinin hukuki geçerliliği konusunda vatandaşın lehine verdiği olumlu bir karar var. Danıştay, ”Vatandaş devlete güvenmiş, parasını vermiş, evinin bulunduğu arsayı almış. Tapu Tahsis Belgesi tapuda tescil edilene kadar ve sonrası mülkiyet hakkı vardır.” diyor.
Sadece Danıştay değil. “Gecekondu imar affı yasası” kapsamındaki gecekondusunun bulunduğu araziyi günün rayiç bedeli üzerinden belediyeden satın alıp Tapu Tahsis Belgesini de alan vatandaşın evini, yıllar sonra çok düşük bir para karşılığı belediye kamulaştırınca; vatandaş da Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ve belediyeyi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne şikayet etti ve açtığı davayı kazandı.
İşte o karar:
“Avrupa Konseyi/Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İkinci daire/Anat ve diğerleri-Türkiye davası/ (Başvuru no:37899/04) STRAZBURG. 26. Nisan.2011
Türkiye Cumhuriyeti aleyhine açılan (37899/04) no lu başvurunun nedeni, TC Vatandaşları Mehmet Anat, … . Başvuranlar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) 22 Temmuz 2008 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 34 maddesi uyarınca yapmış olduğu başvurudur.
Başvuranlar, AİHM önünde İstanbul Barosu Avukatlarından V.Uçum tarafından temsil edilmektedir.
Karar:
… Dolayısıyla yetkili merciler başvuranların on yıllarca içinde bulunduğu duruma müsamaha göstermiştir. Ayrıca AİHM böylesi bir kullanım ve müsamaha geçtikten sonra başvuranların evlerinden yararlanmaları için mal varlığının büyük önem kazandığı, maddi bir çıkar ve dolayısıyla bir mülk oluşturduğu kanaatine varmaktadır. Dolayısı ile söz konusu hüküm şikayetin bu bölümü için uygulanır.”
AİHM ‘in bu kararı uyarınca Türkiye Cumhuriyeti Devleti davayı açan yurttaşına tazminat vermeye mahkum edildi.
İstimlak sonrası konutları-arazileri karşılığı verilen parayı az bulan-kabul etmeyen Tapu Tahsis Belgesi olan veya Milli Emlak’ta Ecrimisil görünen vatandaşlar herhangi bir kurumun baskısına boyun eğmeden haklarını-mülklerini korumak için direnme hakkına sahipler…