Genel

TMMOB Başkanı Koramaz: ÜLKENİN GELECEĞİNİ GÖZDEN ÇIKARIYORLAR

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz 13 Ağustos 2024 tarihinde "Meslektaşlarımızın Haklarının İyileştirilmesi Yalnızca Geçim Meselesi Değil Aynı Zamanda Ülkemizin Gelecek Meselesidir.

Abone Ol

Mühendis, Mimar ve Şehir Plancılarını Gözden Çıkaran Bir İktidar, Ülkenin Geleceğini de Gözden Çıkarmış Demektir." başlıklı bir basın açıklaması yaptı.

İŞTE O AÇIKLAMA: 

Meslektaşlarımızın Haklarının İyileştirilmesi Yalnızca Geçim Meselesi Değil Aynı Zamanda Ülkemizin Gelecek Meselesidir. Mühendis, Mimar ve Şehir Plancılarını Gözden Çıkaran Bir İktidar, Ülkenin Geleceğini De Gözden Çıkarmış Demektir. Ülke tarihinin en büyük ekonomik krizlerinden birisi yaşanıyor. Yıllardır uygulana gelen rant eksenli politika ve uygulamalar ülkemizi ve geleceğimizi adım adım yok ederken, emeğiyle geçinen tüm toplumsal kesimleri zorlu bir yaşam mücadelesine sürüklüyor.

Üzülerek görüyoruz ki, siyasi iktidarın tasarruf diye açıkladığı, özünde halka kemer sıkma reçetesi olmaktan öteye geçmeyen tedbirlerle daha da zor koşullara davetiye çıkartılıyor. IMF reçetelerinden de beter bir programla bir kez daha ezilenlerin, yoksulların ceplerine göz dikiliyor. “Mali disiplin”, “bütçe açığını azaltma”, “vergiyi tabana yayma” gibi adlar altında torba yasalarla vergi yükü işçilerin, emekçilerin, emeklilerin omuzlarına yıkılıyor. Bizler artan borçlarla mücadele ederken siyasi iktidar bir avuç patrona ve yandaş zümreye yeni ayrıcalıklar tanıyor, muafiyetler getiriyor. Hayat pahalılığı ve artan fiyatlar emeğiyle geçinen tüm yurttaşlarımız gibi biz mühendis, mimar ve şehir plancılarının hayatlarını da yaşanamaz bir noktaya sürüklemiş durumda.

Bir dönemin en gözdesi olarak görülen mesleklerimiz, bugün diplomalı işsizliğin, güvencesiz bir geleceğin, açlık ve yoksulluk sınırı altında ücretlerle çalışmanın sembolü haline getirildi. Kamusal yatırımların ortadan kalkması, rant hırsının bilim ve tekniğin önüne geçmesi, sermayenin ihtiyaçlarının halkın ihtiyaçlarının önünde tutulması nedeniyle mesleğimiz sistematik olarak her geçen gün daha da değersizleştiriliyor. Kamuda çalışan mühendis, mimar ve şehir plancısı meslektaşlarımız ekonomik ve sosyal haklar açısından oldukça ciddi kayıplar yaşıyor. Dahası, meslektaşlarımızın ekonomik koşulları, üstlendikleri sorumluluklara ve almış oldukları eğitime uymayan bir düzeye geriletiliyor.

Güvencesiz-sözleşmeli istihdam modellerine yönelme, atamalarda liyakatin ortadan kalkması gibi nedenlerle kamudaki teknik personelin iş yükü artarken, iş riski de giderek büyüyor. Özel sektörde çalışan meslektaşlarımızın ise tamamına yakını, yatırımların durması, projelerin iptal edilmesi, reel sektörün tıkanması gibi sorunlardan doğrudan etkileniyor. Mühendis, mimar ve şehir plancılarının büyük çoğunluğu asgari ücrete çalışıyor. İş bulamayanlar, meslek dışı alanlarda garsonluk, tezgâhtarlık gibi işlerde çalışmaya mecbur kalıyor. Staj sorunu nedeniyle işe girişlerde ve tecrübe süreçlerinde daha yolun başında çalışma hayatı tıkanıyor. İşsizlik, esnek çalışma, güvencesizlik, sağlıksız çalışma koşulları ve reel ücret kaybı gibi sorunlar özel sektörde çalışan tüm meslektaşlarımızı tehdit ediyor. Senelerini bin bir emek ile çalışarak geçiren meslektaşlarımız emekli olduklarında daha da büyüyen sorunlarla uğraşmak zorunda kalıyor. Açlık sınırında yaşamaya mahkûm edilen tüm emekliler gibi emekli maaşlarımız açlık sınırı düzeyine geriletilmiş durumda.

SİYASİ İKTİDARI BİR KEZ DAHA UYARIYORUZ

Biz mühendis, mimar ve plancılar, tarımsal ve sanayi üretiminin itici gücüyüz. Ülkenin imarında, enerji üretim-iletim ve dağıtımının tüm aşamalarında, iletişim ve bilişimde, madenlerimizin bulunup işletilmesinde ciddi görevler üstleniyoruz. Ülke sanayisinin, tarımının geliştirilmesi; doğal çevrenin, ormanlarımızın, tarihi ve kültürel varlıklarımızın korunması ve gelecek kuşaklara taşınması asli sorumluluğumuz. Bu boyutuyla bakıldığında bilimi, tekniği, mühendisliği, mimarlığı, plancılığı, üretimi, yatırımı, insanı ve doğayı dışlayan, dışa bağımlı piyasacı politika ve uygulamaların yıkıcı sonuçları yalnızca biz mühendis, mimar ve şehir plancılarının yaşam koşullarını kötüleştirmekle sınırlı kalmıyor. Kamuya ait varlıklarımızın haraç mezat satılmasının, ülkemizin teknik altyapısının bitirilmesinin bedeli tüm topluma işsizlik, pahalılık, yoksulluk ve yoksunluk olarak geri dönüyor. Ülkemizin sanayileşme hedefinden uzaklaşmasından ve özelleştirme uygulamalarından dolayı ekonomik krizlere karşı savunmasız hale geliyoruz. Rantiyeye dayalı kentleşme ve yapılaşma uygulamaları nedeniyle afetlere kaşı savunmasız hale geliyoruz. Kâr hırsından ötürü alınmayan tedbirler nedeniyle iş cinayetlerine, işyeri felaketlerine karşı savunmasız hale geliyoruz. Tarım ve hayvancılık alanında izlenen dışa bağımlı politikalar nedeniyle gıda krizi, kıtlık ve açlık tehlikesiyle boğuşuyoruz. Kısacası, mühendis, mimar ve şehir plancılarını gözden çıkaran bir iktidar, ülkenin geleceğini de gözden çıkarmış demektir...

TMMOB OLARAK SİYASİ İKTİDARA BİR KEZ DAHA SESLENİYORUZ!

Ücretli kesimlerin omuzuna yıkılan vergi yükü hafifletilmeli, bütçe gelirleri büyük oranda kar, faiz ve servetin vergilendirilmesine dayanmalıdır. Gelir vergisi dilimine bağlı mağduriyet giderilmelidir. Kamuda Başmühendis, BaşMimar, Mühendis, Mimar, İç Mimar, Peyzaj Mimarı, Bölge Plancısı ve Şehir Plancılarının Ek Ödeme oranları %180 ile %200 seviyesine yükseltilmeli ve bu oranlar emekli keseneğine yansıtılmalıdır. Kamuoyunda 3600 ek gösterge düzenlemesi olarak bilinen çalışmada kamuda çalışan meslektaşlarımızın ek göstergeleri 4200’e çıkartılmış ancak yansıtma oranları %145’te sabit kaldığı için herhangi bir fayda sağlamamıştır. Ek gösterge oranlarının mühendis, mimar, şehir plancıları için yeniden düzenlenmesi, çarpan grubu değişen diğer çalışanlar gibi bu çalışanların da emeklilikte hak ettiklerini alabilmeleri için çarpan grubunu bir üste çıkaracak yeni ek gösterge rakamlarının belirlenmesi gereklidir. Ek gösterge oranı kıdem ile birlikte artarak 5400’ü geçmeli ve 1. derecenin 4. kademesindeki mühendis, mimar, şehir plancısı için ek gösterge 6400 olmalıdır. Kamuda çalışan toplam personel içerisinde teknik hizmetler sınıfına tabi kamu çalışanı sayısı oldukça yetersizdir. Mühendis, mimar, şehir plancılarının kamuda istihdam, atama ve güvenceli kadro konusunda ihtiyaca uygun alım talebi yaratılmalı ve buna uygun bütçe ayrılmalıdır. Kamuda taşerona devredilen tüm sözleşmeler iptal edilmeli, bu işler için güvenceli, kadrolu, kamu personeli istihdamı sağlanmalıdır.

Teknik Hizmetler Sınıfı kapsamında ödenen Özel Hizmet Tazminatının tavan oranı arttırılarak en az %260 olmalıdır ve bu oran emekli aylık ücretlerine de yansıtılmalıdır. Meslektaşlarımızın aldıkları büyük sorumluluğun ve özverili çalışmaların karşılığı olarak risk ve sorumluluk tazminatı adı altında ödeme kalemi oluşturulmalıdır. Teknik Sorumluluk Ödemesi olarak her ay memur aylık katsayısının yirmi beş bin (25.000) ile çarpılması sonucunda bulunan tutarda ilave ödeme yapılmalıdır. Kamudan emekli olmuş mühendis, mimar ve şehir plancılarının emeklilik haklarında ve aylıklarında iyileştirme yapılmalıdır. Emekli Sandığı Kanununda yapılacak bir düzenlemeyle her ay aylıklarıyla birlikte, (20.000) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda ek olarak ilave ödeme yapılmalıdır. Benzer artış özel sektörden emekli üyelerimize de yansıtılmalıdır.

Mühendis, mimar ve şehir plancısı istihdamında, almış olduğumuz eğitim, vermiş olduğumuz hizmet ve üstlenmiş olduğumuz sorumluluğun niteliğine uygun ve insanca yaşanacak bir asgari ücret belirlenmeli ve bu konuda TMMOB yetkili kılınmalıdır. Eğim, üretim ve istihdam dengesi gözetilmeli, yeni mühendislik, mimarlık, planlama bölüm ve fakültelerinin açılması, program ve kontenjanlarının belirlenmesi süreçlerinde TMMOB ve bağlı odalarının olumlu görüşleri şart koşulmalı, mevcut bölüm ve fakülteler bu boyutuyla gözden geçirilmelidir.

Bizler, bu ülkenin mühendis, mimar ve şehir plancıları; Yaşadığımız sorunların, ülkemizin ve halkımızın sorunlarından bağımsız olmadığının da bilincindeyiz. Tüm toplum olarak el ele, dayanışma içerisinde mücadele etmezsek yaşadığımız sorunların daha da büyüyeceğini çok iyi biliyoruz. Tüm toplum kesimlerini sesimizi büyütmeye, mücadelemize ve sorunlarımızın çözümüne katkı vermeye davet ediyoruz.”