Türeli açıklamasında, “Dünya Sağlık Örgütü’nün güncel verilerine göre dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 16’sını engelli bireyler oluştururken, Türkiye nüfusunun da bu oran yüzde 12,29. Ülkenin ve dünya nüfusunun önemli bir kısmını oluşturan engelli bireyler, toplumsal hayata katılma noktasında çeşitli sorunlar yaşıyor. Bu sorunların başından temel haklar olan; sağlık, eğitim, istihdam, ulaşıma erişim, özellikle kadın engelli bireylerin maruz kaldıkları ayrımcılıklar ve eşitsizlikler olarak karşımıza çıkıyor.
AKP’li Milletvekillerince TBMM'ye sunulan kanun teklifi ile 2008 yılından önce sigortalı çalışmaya başlayan SSK'lıların engelli emeklilik koşulları değişecek. Engelli vergi indirimi belgesi ile emeklilik hakkı ortadan kalkacak. Engelli işçi ve emekçilerin emeklilik hakları tırpanlanacak.
Maliye Bakanlığı Sağlık Kurulu devreden çıkacak. Raporlar SGK sağlık kurullarınca verilecek. İtirazlar ise SGK Merkez Sağlık Kurulu’nda karara bağlanacak. SGK sağlık kurullarından rapor alınırken hastalıklar için puanlar üst üste konulmayacak. Kişinin en önemli rahatsızlığının çalışma gücünde kayıp yaratıp yaratmadığına, yaratıyorsa ne oranda yarattığına bakılacak. 2008 öncesi çalışmaya başlayanların engellilik oranına göre kademeli emeklilik koşulları da değişecek. Yüzbinlerce engelli yurttaş yaşamında onca sorunla boğuşurken bir de üstüne engelli emeklilik yasasındaki değişiklik ile “siz yaşamı hak etmiyorsunuz” denilmiş olunacak.
Kapitalist üretim ilişkilerinde, yoğun sömürü ve kar isteği dur durak bilmiyor. İş kazalarında, emperyalist ve kapitalist ülkeler arası çıkar ve paylaşım savaşları sonucu herhangi bir yurttaşın ne zaman engelli olacağı bilinmeyen bir gerçeklik. Örneğin; Katil Siyonist İsrail devletinin uzun yıllardır Filistin halkına karşı uyguladığı katliam politikası sonucu yüzbinlerce Filistinli emekçi vücudunun çeşitli uzuvlarını kaybederek de engelli durumuna düşmüştür. Türkiye’de de binlerce işçi ve emekçi iş kazalarında uzuvlarını kaybedip engelli bireyler haline getirilmiştir.
Tekelci kapitalist düzen sürdükçe, sömürü ilişkileri devam ettikçe ve patronların aşırı kar hırsı nedeniyle alınmayan önlemlerden kaynaklanan iş kazaları kaçınılmaz olduğu sürece engelli birey olmamız kaçınılmaz oluyor. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü aslında engelli yurttaşlarımız için sadece farkındalık ya da kutlama yapılacak bir gün değil, tek adam iktidarın saldırgan politikalarına karşı da mücadele etmenin günü olmalıdır. Emek Partisi olarak bu günde tüm engelli bireylerin toplumsal olarak refaha erişmesi için mücadele edenlerin yanında olmaya devam edeceğiz. Engelli yurttaşların hakları için mücadelemiz sürçecek” dedi.