genç
türküdeki sesi
anlamamış ki
göğün nefesine
takılmış kafası
aramış turnayı
görse tanımadığı
saçlarını taramış
yağlamış tabanı
yürümüş
yayladan ovadan
su içmiş
kuyudan kovadan
yürümüş
sesler sesine
kutsal huzura
güya
bu tur ne
çıktığı yerde
turna
süslü püslü
ince ölçülü
nazik ve narin
gidip gelirmiş
uçuşun özüne
süzülüp gökte
olunca
söze kulak sağır
çok bilmiş çağda
uğultuda
gerçekten
görmemiş genç
göl kıyısında
o eski ulak
gözden ırak
özgürlük kuşu
uçuşta huşu
şaşılası durum
herkes büyülenmiş
işi gücü bırakıp
beklenti
huzur ezgisi
renk ses cümbüşü
gökten ışık gibi düşerdi
âşık gönle turna düşü
getirdiği götürdüğü ama
ötüş bilinçsizi göksüzdü
yiğit gitmiş
tepecik tepecik
sanmış kendini
dağda efecik
ona eşlik etmiş
körpe köpecik
aylar yıllar sonra
unutmuş adam
ne aradığını
neden
saç taradığını
zaten
kalmamış saçı da
başta yolunacak
bir dağda dorukta
duymuş uzak sesi
kesilmiş nefesi
yuvarlanır gibi
inmiş düze
köye
görmüş düğünde
turna sanmış zurnayı
kapmış almış
üflemiş öttürmüş
ses işte bu demiş
oynatıyor da
coşkun
halka halka halk
oyun üstüne oyun
gündüz gece
yeme içme
bitmiş düğün
kırkıncı gün
elinde
turna sandığı zurna
dönüşte
tepecik tepecik
arkasından yürümüş
yine köpecik
a bu ne
kalabalık
halk halka halka değil
üzgün süzgün
kapanmak üzere göz
ozanın turnası
can çekişiyor
elinde zurnası
adam bakıyor
hareket gerek
gelmeden engerek
ahali coşmalı
bir bilmiş
elinde davul
yanaştı
dedi tokmak bul
çalalım
açılsın gözleri
bir garip turna
gökten düşmüş
güçlensin
sonra yesin
bol bol hurma
haydi durma
tokmak
yuvarlanarak
ağır aksak
geldi huzura
önde zurna
davul yanda
bir elde tokmak
başladı taksim
ne turna semahı
ne şarkı türkü
ne oyun havası
ne ağıt ne ilahi
çalınan şey ne
zıplıyor göbekler
sadece
halaysız horonsuz
zeybeksiz barsız
turna mı uyanacak
belli değil
düğün mü
ölüm mü
turnalar ölmez
uyandı uçup gitti
turna çığlıkları
bozguna pusu
destan söyledi
anla artık
memleket ortak ses
sesi ezgiyle bütünle
ölçü bil
zurna kendinden geçik
davul bastırıyor onu
tokmak vuruyor
öteki elde
titrek çubuk
halk halkasız
yiyen yiyor
oynuyor tok
aç bakış gökte
özgürlük bereket arıyor
işin kötüsü
adam turnayı buldum sanıyor
vuruyor gergin davula tokmak
evet
memleket ses
davul zurna da çalamaz herkes
bak
bulutların arasında
konacak yer arıyor turna
güzel muştulu ses
(Hayri Sarı)