‘Üç boyutlu Hattın 20.yüzyıla yansımış halini, ‘Aşk ve Hiç’ açısından TV’de (Haber Türk) seyrettiniz mi? Kâğıt üzerinde seyrettiğimiz muhteşem çizgilerin, dökülmüş, altın varakla kaplanıp, üç boyutlu izlenir hale gelmesi… Aşkın bitmeyen tarifi yanında, ‘Hiç’in ‘Turhan Dede’nin (Şeyhulmuharririn Turhan Tinay) överek bitiremediği sonsuzluk alêmindeki yerini anlatmasını hatırladım. Yedi düvelle dost Turhan Dede’nin ‘sayın’la başlayıp, ‘zat-ı alileriniz’le biten söz ve yazıları, en kritik zamanlarda bile, toplum katmanları arasındaki tartışmalarda, birleştirici ve yapıştırıcı etken olurdu.
İşte bu ‘hiç’e anlam ararken, izlediğim resim gibi, at heykelinin yazılardan oluşan ‘yele’leri, aldı, güler yüzlü insanların olduğu dünya boşluğuna, ahiret hoşluğuna götürdü beni.
Türkiye’ye yerleşik, Tebrizli sanatçı Ahmet Nejat’ı emeğinden dolayı tebrik ediyor, bu vesile ile Zonguldak Gazeteciler Cemiyeti Kurucusu Rahmetli Turhan Tinay’ı da saygıyla anıyorum.
Hat özelliğinde, kanaviçeye nakış güzelliğinde işler, insan ve hem toplum hayatında bir rahatlama, bir kaynaştırma malzemesi rolü oynar değil mi?
Aslında, toplum mühendisleri ile siyasetçilerin önemli görevleridir bu iş ve gelişmeleri yaratmak.
Ne hikmetse, bizdeki mühendisler insanlara şaşı, hayatı zorlaştırıcı, binalara imara aykırı, yoğunluğu arttırıcı bakma zevkini yaşıyor. Politikacılarda ise genelde ‘siyasi rant’ mantalitesi hakim.
Anayasa meselesini düşünün!
Tüm partiler, geçen seçim öncesi, hedeflerinin memleketi ‘12 Eylül Anayasası’ndan kurtarmak olduğunu açıklamadı mı?
Anayasalar, kısaca ‘temel insan haklarını güvence altına almış anlaşmalar’ olduğu düşünülürse… Cumhuriyet (90 yaşında) kurulduğundan bu yana, TBMM 6500 kanun çıkartmış. Ve son on yılda (AKP dönemi) ‘sessiz devrim’ niteliğinde 4. 750 kanun çıkartılmasına ve bir o kadar da düzenleme yapılmasına rağmen…
Yasaların anası, yeni Anayasa neden yapılmıyor?
Nedir paylaşamadıkları?
Anayasaların, ‘Siyasetin davranışlarını, toplumun mutabık kaldığı müeyyidelerin, siyasi iktidarca kolayca değiştirilemeyeceğini gösteren toplumsal antlaşmalar’ olduğu düşünülürse, anlaşılamayanın ‘siyasi rant’ olduğu ortaya çıkar.
Muhalefetin‘Ben yaptım’ savunmasını kaybedecek olması (‘Biz’ ahlâkının yerleşmemesi), iktidarın ‘ben’ egosundan kurtulamaması(!)
Durum böyle olunca, ‘Demokratik paketler’ sayı ve muhteva cinsinden, beklentiler ‘hayır/evet ama yetmez’ açısından sürecek.
Siyasi rant ve ‘ben’ egosu.
Bunu Kürt meselesinde de görmek mümkün.
Terör illetinden kurtulmak için, devletin de üzerinde mutabık kaldığı, hükümetin uyguladığı program var. Muhalif kanattan CHP ve MHP olaya siyasi rant açısından, terör örgütü yandaşı BDP ise ırkçı bakıyor.
Güney Doğu da PKK örgütlenmesinin yolunu kesmek, Suriye’de PKK uzantısı PYD’nin bayrak dikmesini engellemek için, yeni taktik deneniyor. Kürt ama PKK ile düşman, KDP lideri Barzani ve sürgündeki sanatçı Şiwan Perver ‘Diyarbekir’e davet ediliyor. ‘Şivan Perwer + İbrahim Tatlıses’ düet’ine ‘Olmaz böyle şey, yoksa rüya mı’ nakaratıyla cevap veriyorlar.
Nerde kaldı ‘Hak ve özgürlük’ edebiyatları?
Kurtuluş savaşını Kürtlerle birlikte vermedik mi? Türk - Kürt kaynaşmasının kime zararı olur? Siz, Irak’a “Amerika’nın çökmesini” Kuzey Irak’ta Kürt otonom bölgesi oluşmasını engelleyebildiniz mi? Suriye de PKK uzantısı bir devlet kurulması hoşunuza mı gider? Barzani petrolünün dünyaya satışından pay almamız yanında, petrol ihtiyacının Kürdistan’dan daha ucuza temini iyi değil mi?
Ülke çıkarını, parti çıkarı adına yok saymak niye?
Peki, İstanbul da Zülfü Livaneli + Mikis Theodorakis (1995) düetinde neredeydiniz? Yunanlı ile hangi savaşta, cephe dostluğu yaptık?
Başbakan Erdoğan, neden Kuzey Irak’a ‘Kürdistan’ demiş?..
Efendiler, bir zamanlar bizim olan ‘Kıbrıs’ın, diğer yarısı için ‘Güney Kıbrıs Rum Devleti’ demiyor muyuz? Futbolda (Avrupa kupaları) Güney Kıbrıs takımlarıyla oynamıyor muyuz?
Bu örnekleri gördükten sonra, ‘Anayasa’ üzerinde ‘antant’ kalamayışın nedeni daha iyi anlaşılıyor.
Siyasi çıkar ve ben egosu.
SONUÇ:
Teknolojik açıdan, dünya ile ‘uyum bütünleşmemiz’ iyi. Bursa Belediyesi web tabanlı 3 boyutlu kent rehberi, Rize Belediyesi CPS koordinatlı envanter hazırlıyor ama politikacılarımız maalesef halâ, ülke çıkarlarını egolarına ve ‘siyasi rant’ dürtüsüne heba ediyor.
Sorunlara değil üç boyuttan, bir boyuttan bile bakamıyorlar.