İşte o yazı:
Alexandre Dumas Dünyaca ünlü Fransız yazar.
Belki kitaplarını okumayanlar için ismi bir şeyi ifade etmez ama ; onu Üç Silahşörler ( Silahşorlar ) ile Monte Cristo Kontu adlı kitabından uyarlanan filmlerinden hatırlarız. Ya da Demir Maske
Alexandre Dumas'ın babası bir Afrika kölesi kadın ile bir Fransız Generalin çocuğu idi. Dedesi babasını Afrika'dan Fransa'ya getirmişti. Dumas Afrika kökenli ninesinin soyadı idi. babası annesinin soyadını kullandığı için
Alexandre'da Dumas soyadını kullanmış.
Dumas aslında bir tiyatrocu idi sonra yazarlığa başlamıştı. dedesinin anıları ile büyüdüğü için genelde asker-Soylu hikayeleri yazdı.
Alexandre Dumas Rusya'da o zamanlar Fransızca aristokratlar arasında ikinci dil olduğu için 1859 yılında Rusya'ya geçti. Fakat aynı yerde durmadı. İlk Saint Petersburg'da yaşadıktan sonra Moskova'da bir süre kaldı. Daha sora İtalya'ya geçmek için ilginç bir yol kullardı. Sırası ile ; Kazan, Saratov, Tsaritsyne, Astrakhan, Kizilar, Derbent, Bakü, Tiflis ve Poti'ye deniz kıyısına geldi. Poti'den bindiği gemi ilk Trabzon'a uğramıştı. Trabzon'dan hareket eden gemi , Ereğli limanına da uğradı. Alexandre Dumas'ın Ereğli'de karaya çıkıp çıkmadığı bilinmiyor ama; Böyle bir yazarın Yunan Hikayelerin başkenti olan Ereğli'yi merak etmediğini düşünmüyorum. Hayatındaki görebileceği tek fırsat bu yolculuk olduğundan ; aslında Dumas bu yolculuğu iki yıl kadar uzatmasından anlıyoruz ki ; Dumas aslında tarihi bir yolculuk yapıyordu. Ereğli'ye uğrasın uğramasın ; Athos, Porthos ,Aramis. yani "üçümüz birimiz, birimiz hepimiz için" sloganı ile meşhur olan, Üç Silahşörler'in yazarı Alexandre Dumas'ın yolu Zonguldak'tan geçmişti.
Ereğli'den sonra İstanbul ve oradan da 1861 yılında Marsilya'ya ulaştı.
Alexandre Dumas’ın Monte Cristo Kontu adlı kitabında bir Türk olan Tepedelenli Ali Paşa’dan da bahseder.
Alexandre Dumas 1870 yılında öldüğünde yazdığı son kitabı "Le Chier de Sainte-Hermine" tamamlayamamıştı. Ölümünden 135 yıl sonra bir uzman tarafından tamamlandı ve 2005'te okuyuculara sunulduğunda en çok satanlara girdi. Roman Türkiye'de 2010'da “Son Şövalye” adıyla basıldı.