AKP İl Başkanı Hamdi Uçar, dün genel merkezdeydi…
Akşam saatlerinde kendisini telefonla arayanlar, ses tonundan yüz ifadesini tahmin etmekte zorlanmadı…
Hamdi Bey’in keyfi yerinde…
Çünkü, Ali Bektaş’la ilgili kriz dün itibariyle aşıldı…
Dünkü köşe yazıma da taşıdığım gelişmeler, kafaları karıştırmış…
“Acaba Ali Bektaş aday gösterilmeyebilir mi?” sorusunu akıllara getirmişti…
Dün, AKP’deki Bektaş krizini haber yapan sadece Halkın Sesi değildi.
Pusula’dan Ali Rıza Tığ da aynı konuyu işliyor…
Ali Bektaş’ı aklamak için Fetullah Gülen cemaatiyle ilgisi olmadığını yazıyordu…
Arkadaş AKP’de onay makamı olduğu için belli ki ağabeyleri yazması için kulağına bir şeyler fısıldamıştı…
Dün öğlen saatlerinde Gazipaşa’da karşılaştığım eski mesai arkadaşım, şimdilerde Denge Gazetesi’nde çalışan Cevdet Akgün, Ali Bektaş’ın sitemini ve eleştirisini iletiyordu…
Tereddüt etmeden aradım. Açmadı ama bir süre sonra dönüş yaptı…
Tam da o bildik Ali Bektaş üslubuyla Halkın Sesi’nde çıkan haber ve yorumlara kendince açıklık getirdi…
Konuşmanın sonunda, telefonu son derece samimi ve medeni şekilde kapattık.
Ama akşam geç saatlerde tam köşe yazımda bu konuyu işlemeye hazırlanırken, gelen bir telefon Ali Bektaş’ın Kanal Z’de yaptığı açıklamada beni yerden yere vurduğunu söylüyordu…
Hem de isim vererek!
Kendi kendime güdüm, bir o kadar da şaşırdım!
Aslında şaşırmamam gerekiyordu…
Çünkü bahsettiğimiz adam Ali Bektaş’tı!
Bektaş’ı Karadeniz’e benzetiyorum…
Ne zaman köpüreceği, ne zaman patlayacağı belli olmayan Karadeniz’e…
İnanmayacaksınız ama yaptıklarına şiddetle karşı çıksam da bu adama ayrı bir sempatim var…
Bektaş’ın başına ne geliyorsa dilinden geliyor aslında…
Bir de hesapsız kitapsız yaptığı işler…
“Deli cesareti” derler ya…
Tam Ali Bektaş için söylenmiş…
Böyle olunca da bedeli ağır oluyor…
Faturayı bazen Ali Bektaş, çoğu zaman vatandaş ödüyor!
Dün yazdıklarım aslında günlerdir var olan ve AKP kulislerinde konuşulan şeylerdi…
Ama o yine bize Kanal Z’de sallamayı tercih etti…
İyide benim dün öğlen konuştuğum Ali Bektaş ise…
Akşam Kanal Z’de bizi yerden yere vuran kimdi?
Yok eğer o Ali Bektaş ise öğlen telefon şakası yapan kimdi?
Dün Hamdi Uçar ve beslemesi olan gazeteci derin bir “ohh” çekti…
Bakalım 31 Mart’ta da “oh bee” diyebilecekler mi?
Gerçi Kanal Z’ye yaptığı açıklamadan haberim yoktu ama…
Ali Bektaş’ı dün gazeteye kahve içmeye davet ettim.
O da geleceğini söyledi…
Tabii birileri münasip görürse!
O diyeceğini demiş…
Bize de iki çift laf düşer herhalde!