Huyumuz kurusun…
Millet olarak ucuz kahraman yaratmakta üzerimize yok…
Teksas-Tommiks çizgi romanlarında bile figüran olamayacak adamlar…
Bazen karşımıza bir işçi lideri olarak çıkıyor…
Bazen de bir siyasetçi…
Bugün size ilginç bir sendikacı fotoğrafı çekeceğim…
Malum gündem SOMA ve yer altı madenciliği…
Soma’daki katliamın ardından Zonguldak’taki madenler ve sendikal hareket mercek altında…
Hemen hemen her gün bir Zonguldak haberi var ulusal medyada…
Habertürk muhabiri olmam münasebetiyle geçtiğimiz hafta Gelik ve Üzülmez’e maden ocaklarında işçi arkadaşlarla görüştük…
Madencilerin şikayet ve taleplerini birebir Halkın Sesi sayfalarına da taşıdık…
Özellikle maden ocaklarının kapılarına vurulan kilit yüzünden olası bir facia anında yaşanabilecek sıkıntıya dikkat çektik…
Bu haberin ardından GMİS yöneticisi Osman Tutkun, yememiş içmemiş yapmış yine yapacağını…
Sosyal paylaşım sitesi Facebook üzerinden fotoğraflar paylaşan Tutkun, daha önce yapılmış bir eylemi yeni yapılmış gibi gösterip, Üzülmez’de kapı kilidini kırarken görüntüsünün yer aldığı fotoğraflarla ucuz kahramanlık yapmayı tercih etti.
Hani şu 4 yıl önce yaşanmış bir olayı yeni olmuş gibi gösterip rödevanslı saha sahipleriyle kol kola girerek yaveriyle birlikte Halkın Sesi’ne pusu kuran ama mahkemeden tokadı yiyince aklı başına gelen Osman Tutkun’dan bahsediyorum.
Erdoğan Demir’i görünce hazır ola geçen sözde sendikacı Osman Tutkun’dan bahsediyorum.
Rödevanslı sahalara karşı tek bir açıklaması olmayan cengaver Osman’dan bahsediyorum…
Lafa gelince madenlerde taşerona özelleştirmeye karşı olduğunu söyleyen Tutkun’dan bahsediyorum…
Havzanın en büyük rödevaslı saha ihalesi olan Bağlık ihalesi Soma’ya verilirken dut yemiş bülbüle dönen Osman Tutkun’dan bahsediyorum.
Sendikal yaşamından çok özel yaşamıyla gündeme gelen Osman Tutkun bahsettiğim…
Asli görevini yerine getirmiş gibi, Zonguldakspor üzerinden prim yapmaya çalışıp tribüne oynayan Osman Tutkun bahsettiğim kişi…
Aynı Osman Tutkun, Üzülmez’de madencilerin kullandığı hayvan bağlasan durmaz leş gibi banyo ve tuvaletler için ne düşünüyor acaba…
Ya da söz verdiği halde, hiçbir girişimde bulunmadığı düşük ücret alan gruplu madencilere ne anlatacak sorulduğunda?
Torba yasayla çıkan mezarda emeklilik kararıyla ilgili hangi girişimde bulunmuş mesela?
Eli sopalı kadınların sendikadaki makam odasını basıp ortalığı savaş alanına çevirdiği gün haftalarca sendikaya gelemeyen Osman Tutkun mu bu işçinin hakkını arayacak?
Makam arabası gazino önlerinden eksik olmayan, tefecilerin ağına düşmüş bir sendikacının işçilere ne hayrı dokunacaksa…
Sadece Bartınlı olduğu için havzanın en büyük hastalığı olan hemşehricilik üzerinden sendikacı kimliği kazanan Osman Tutkun, esasına bakılırsa üniversitelerde tez olarak işlenmesi gereken bir rol model…
Hakkında çıkan tüm spekülasyonlara rağmen hala o koltukta oturmayı başaran bir sendikacının işçideki karşılığı ne merak ediyorum…
Eee böyle sendikacı olursa, o işyerlerinde ne iş güvenliği olur, ne iş barışı…
Olan yine madenciye olur!
Sendikacılar dolgun maaşlarla yaşar gider…
Ölen yine madenci olur!