Ufak at da

Abone Ol
 
Ne zaman, hangi inciyi dökeceğini bilemediğimiz hazretin formu yerinde, esip gürlüyor… ABD’li papaz rezaletini örtmek için CHP’nin İş Bankası’ndaki hisselerini gündeme taşıyor… Ne yapmak istediğini sanki ondan daha iyi biliyormuş, Atatürk, Hazine’ye devretmeyi akıl edememiş de tarihi yanlıştan dönmek Erdoğan’a kalmış gibi bir eda ile “Mehape ile birlikte yasa çıkarıp Hazine’ye devredeceğiz” diyor… Oysa tıpkı mülkiyet gibi evrensel bir hak olan mirasa yasalarla el konulamayacağına dair onlarca karar var… Benim gibi bir ümminin bildiğini koskoca Reis bilmiyor mu? Bilmez mi?
 
İlkine olmasa da ikincisine tanığım, ellili yıllarda Menderes, daha sonra da Kenan Evren el koymaya çalıştı bu hisselere… Her ikisi de yıllar sonra da olsa yargıdan döndü… Yasa çıkarılsa bile yine geri döneceği kesinken niye bu beyhude çaba? Defalarca yazdım, Erdoğan’ın kucaklayıcı olmak, herkesin Cumhurbaşkanı olarak adalet içinde davranmak gibi bir fikri yok kesinlikle… Tıpkı Menderes’in “Vatan Cephesi” ile yaptığı gibi ülkeyi cepheleştirerek kendi kitlesini diri tutması gerekiyor… Bunun için de karşıtlıkları körükleyip kutuplaşmayı derinleştirmeye şiddetle ihtiyacı var…
 
TÜRK ÜNİVERSİTELERİ TARİHİN EN ÖZGÜR DÖNEMİNİ YAŞIYORMUŞ
Atılan adımlardan ülke zarar görürmüş, insanlar kamplaşır toplumsal barış bozulurmuş, umurunda bile değil Erdoğan’ın… MHP ile birlikte oluşturdukları %50’lik bloğu korumak her şeyden çok daha önemli çünkü onun için… Bunun için de her yolu deniyor… Dezenformasyon yapıyor, ifrata kaçıyor, yasalarla tehdit edip, temeli olmayan bir hamasi bir dil ve dinci söyleme dayalı retorikle algıları yönetmeye çalışıyor… Başarıya giden yolda, sınırsız devlet olanakları ve yüzüne tükürsen “Yarabbi şükür” diyen havuz medyasının yüzsüzlüğünü de unutmamak gerekiyor…
 
Hazrette inci çok… Neymiş, Türk üniversiteleri tarihin en özgür dönemini yaşıyormuş… “Ufak at da civcivler yesin” diyesim geldi… Derin araştırmaya gerek yok, gerçeğe bir haber spotu yetiyor: “Londra merkezli yükseköğretim derecelendirme kuruluşu Times Higher Education (THE) ‘Dünya Üniversiteleri Sıralaması 2018’i yayınladı. Türk üniversitelerinin son yıllardaki düşüşü bu listede de devam ederken, en iyi dereceyi 301-350 sıra bandıyla Koç Üniversitesi aldı. Onu 351-400 ile Sabancı ve 401-500 ile Bilkent takip etti. THE, bu düşüşün ardında ‘akademik özgürlük endişeleri’ olduğunu belirtti.”
 
EĞİTİM DAHİL HER ALANDA KAPKARA BİR TABLO VAR
THE baş editörü Phil Baty, Sıralamada Türk üniversiteleri gerilerken, özellikle Asya’da yükseliş sürüyor. Bu tablo, yükseköğretim sektöründeki global rekabeti gözler önüne seriyor. Türkiye’de akademik özgürlükler konusunda dünya çapında bir endişe söz konusu. Bu da Türkiye’nin gelecekteki akademik performansına zarar veriyor” diyor… Erdoğan mikrofonu eline alıp, her zamanki cerbezesi ve gergin yüz ifadesi ile “Biz sadece Allah’ın huzurunda, rükû ve secdede eğildik. Bırakın bu sahtekârlıkları” diyerek su üstüne çıkabilir ama bu sözler tıpkı ekonomideki gibi eğitimdeki tabloyu da değiştirmez…
 
Türkiye her alanda hızla irtifa kaybediyor… Eğitim dahil her alanda kapkara bir tablo var… Nitelikli eleman yetiştiremediğimiz gibi, çok ciddi bir beyin gücü de yaşıyoruz… Son birkaç yılda, yurtdışına göç eden birçok insan tanıyorum… Tamamı iyi eğitimli, çok iyi derecede yabancı dil bilen ve tüm dünya ile iletişim kurma becerisi olan bu insanlar, en çok da kendilerini baskı altında hissettikleri, çalıştıkları üniversitelerde bilim üretmelerinin olanaksız hale geldiğini söyleyerek terk ettiler Türkiye’yi… Hal böyleyken, birisi de çıkıp, “Üniversiteler özgür” demiyor mu? İnanın o vakitlerde ağrılar giriyor başıma…