Zonguldak merkezde yaşayıpta köprüyle ilişiği olmayan kimse yoktur herhalde. Bir şekilde köprünün altından ya da üstünden geçmiş bir anı biriktirmişiktir.Köprüaltı ayrı bir dünyadır Zonguldak için.Neredeyse köprüyle özdeşleşmiş tarihi mekanları vardır.Benim ilk aklıma gelen "Kıbrıs kahvehanesi" zamana kendini uydurmasa da varlığını hep sürdürmüştür değişmeyen müşteri profiliyle. Köprüaltı kundura satıcıları (eski deyimiyle) ya da Habeş ilginç hikayesi ve kalitesiyle simge mekanlarıdır köprüaltı esnaflarının.
Şehiri ikiye ayıran bir dere ve Zonguldak'ın olmazsa olmaz demiryolu, araç ve yaya için yapılan iki yakayı birbirine bağlayan köprüleri.
Kimisi ömrünü tamamlamış kimisi hâlâ işlevini sürdürmekte. Fevkani köprüsü Zonguldak'ı ikiye ayıran dereyi bize unutturan bir yapı ya da yapıydı diyeceğiz artık.
Tüm tartışmalar dışında yanlışı doğrusuyla o da tarihin tozlu yaprakları arasında yerini alacaktır.
Her şehirin simgeleri vardır. Simgeleri korur o şehiri yönetenler. Zamana göre yenilenir restorasyonu yapılır mümkün olduğunca ömrü uzatılır.Köprü Zonguldak için bir simge miydi? Yıkanlar ve karşı gelenler arasında tartışması bitmeyecek gibi.Önümüzde bir yerel seçim var.Zonguldak halkını ne derece etkiler bu köprü yıkımı hep beraber göreceğiz.
Sanırım Zonguldak gündeminden uzun bir zaman düşmeyecek ahtapot kollu köprümüz.Yıkanlar Zonguldak tarihinde yerini alacak şüphesiz... Yargılamasını da tarih yapacaktır.