İşte o yazı...
O haberin hikayesi…
Büyük devrimci Edip Akbayram'ın ardından...
Timur Selçuk’un Ergenekon operasyonlarına bakış açısındaki netliği anlatırken dedim ki: “Aydın namusludur, aydın ahlaklıdır, aydın devrimcidir. Türk aydınının kökü Yusuf Akçura’dır, İsmail Gaspıralı’dır… Mustafa Kemal Atatürk’ün bağımsızlıkçı çizgisidir! Milliyetçidir Türk aydını. Kafatasçı değildir yanlış anlamayın! Doğan Avcıoğlu’nun ekonomik milliyetçiliğidir durduğu yer… İbn Haldun’u okur ve sever… Bektaşidir… Adalet der… Nurettin Topçu’nun Anadolu İslamı’nda kendisini bulur… (9 Kasım 2020/SÖZCÜ)”
Buradan Edip Akbayram’a geleceğim.
Tarih 28 Ekim 2022…
Zonguldak Valiliği, sanatçı Edip Akbayram’ın Karadeniz Ereğli’deki konserini Bartın Amasra’daki maden kazasını gerekçe göstererek iptal etti. Akbayram yasak kararını şu cümlelerle değerlendirdi:
“Yüreğim tüm emekçi, Cumhuriyet ve Atatürkçü kardeşlerimin yanında.”
Sonrasında Akbayram resmi sosyal medya hesabından bir haber kupürü paylaştı ve dedi ki: “Fazla söz söylemeye gerek yok, Zonguldak Valisi’ne selam olsun!”
Akbayram’ın “Selam olsun” dediği haber kupürü binlerce kez paylaşıldı, beğeni aldı.
Ve o haber; büyük devrimci Akbayram’ı kaybettiğimiz 2 Mart günü de sosyal medyanın gündemi oldu.
Bir istihbarat geldi ve aradım
O haber neydi ve Akbayram neden o haberi paylaşarak “valiye selam yolladı”?
Ve sanatçının ölümüyle tekrar neden gündeme geldi?
Tarih 19 Mart 2000...
25 yıl önce!
Aydınlık Dergisi’nde üç yıllık muhabirim.
Bir istihbarat üzerine sanatçıları aramaya başladım.
Neden mi?
Çünkü...
Fetullah Gülen’i onursal başkanı olduğu sivil toplum kuruluşlarından Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın 25’inci yılında kurum, sanatçılara, edebiyatçılara ödül vermeyi teklif etmiş. Ancak sanatçılardan bazıları bu ödülü almayı reddetmiş.
Vakfın o dönem basın bölümü başkanı Erkam Tufam Aytam, bana “Sadece iki isim ödülü reddetti. Edip Akbayram ve Macide Tanır” dedi.
Oysa ödül teklif edilen ancak reddeden 11 sanatçı vardı.
Kim mi onlar?
Tarık Akan, Edip Akbayram, Kemal Sunal, Semiha Berksoy, Erol Günaydın, Macide Tanır, Müşfik Kenter, Yıldız Kenter, Göksel Kortay, Mücap Ofluoğlu, Ferhan Şensoy.
İşte o gün haberim “Fethullah’ın ödülünü reddeden 11 sanatçı” başlığıyla çıktı. Ve 25 yıl sonra yeniden gündeme geldi! Edip Akbayram o gün bana “Bu Cumhuriyet’in aydını olduğum için bu ödülü almadım” demişti.
Aydınlık’ta yer alan haberim şöyleydi:
“Ödül törenine çağırılan ve kabul etmeyen iki isim basına yansıdı. Edip Akbayram ve tiyatrocu Macide Tanır. Akbayram Aydınlık’a, ‘Bu Cumhuriyet’in aydını olduğum için bu ödülü almadım’ dedi. Ödülü kabul etmeyen devlet tiyatrosu sanatçısı Macide Tanır, red haberi duyulduğunda aldığı onlarca kutlama telefonunu ‘Bu ülkede dürüst, namuslu olmak fevkalade oldu’ şeklinde yorumladı. Tanır, ‘Ben Cumhuriyet’le ve Atatürk ilkeleri ile doğdum, onlarla öleceğim’ dedi.
Aydınlık, basına yansıyan bu iki ismin dışında ‘ödül’ü reddeden başka sanatçılar olup olmadığını da araştırdı. Ödülü kabul etmeyenler arasında sinema sanatçısı Tarık Akan da var. Akan şöyle konuştu: ‘2-3 senede bir beni çağırıyorlar. Ben de hep reddediyorum. Bu sene de reddettim. Faks çektiler, ödül verecekleri kişilerin listesini gönderdiler. Bakmadım bile. Benim Fethullahçılarla, dinci gruplarla işim olmaz. Benim yakınıma yaklaşamazlar.’
Semiha Berksoy rahatsız olduğu için Aydınlık muhabiri ile görüşemedi, ancak kızı Zeliha Berksoy şunları söyledi: ‘Anneme teklif geldi kabul etmedik. Vakfın ne olduğunu biliyoruz.’ Müşfik Kenter netti: ‘Teklif geldi. Gitmedim. Kabul etmedim.’ Yıldız Kenter ise ‘Çok rahatsızdım. Gelemeyeceğimi bildirdim. Çok dikkatli bakmadık zaten, kim bizi çağırmış dedikten sonra Fethullah Gülen’in vakfın onursal başkanı hatırlatıldığında gitmezdim zaten’ dedi. Mücap Ofluoğlu da ‘Teklif geldi kabul etmedik. Atatürk karşıtları ile iş yapmayacağımızı söyledik’ bilgisini verdi. Ferhan Şensoy’un duruşu da şöyle oldu: Teklif geldi, kabul etmedim. Gayriciddi bir teklif olduğunu düşündüm. Amaçlarını bildiğimiz vakıf sonuçta.
“Karakol imamını” 2012’de bilen tiyatrocu
Ferhan Şensoy’a parantez açalım. Neden mi?
Aydının bir duruşu olurda ondan.
1 Eylül 2021’de yazmışım.
İlk önce Zaman Gazetesi hedef gösterdi.
Fetullah’ın gazetesi, 12 Mart 2012’de şu başlığı attı: “Bakanlık destekli oyunda Başbakan’a hakaret, Ergenekon’a ise övgü var.” Devamını yine Fetullah’ın dergisi getirdi. Aksiyon, 19 Mart 2012’de “İdeolojisini sanata bulaştırmaktan kaçınmayan Ferhan Şensoy” dedi. Oysa… “İşsizler de cennete gider” oyununun üçüncü yılıydı ve 180’inci sahnesini yapmıştı. Nasıl olduysa AKP-cemaat ittifakı üç yıl sonra harekete geçmiş ve Şensoy’u hedefe koymuştu! Şaşıracak bir durum yoktu! Askerin, siyasetçinin, akademisyenin, gazetecinin, futbolun ‘imha’ edildiği dönemde sanatçı nasıl hedefe konmazdı ki? O oyunda, “İşsizler de cennete gider” oyununda ne demişti Ferhan Şensoy? Yüksek öğrenim görmüş bir çiftin, uzun süre iş bulamaması ve başlarına gelen bazı olayların anlatıldığı oyunda Şensoy, su parası ödeyebilmek için market soygunu yapmasının ardından tutuklanan karakteri canlandırıyor. Şensoy, nezarette hükümeti eleştiren, ülkede yolsuzluğun yaygın olduğunu söyleyen polis rolündeki oyuncuya, “Bu zamanda böyle polisi kimse sevmez. Çünkü sizin karakolun da mutlaka cemaate bağlı bir imamı vardır” diyor. Düşünün… 2012’de ‘karakol imamını’ tespit eden sanatçı! AKP-cemaat ittifakının ülkeyi nereye götürdüğünü bilen duruş! Yani; kandırılmayan... ‘Alnı secdeye gidiyor’ diye inanmayan! Aynı menzile gidenlerin, ABD destekli operasyon yaptığını fark eden! Selam olsun onlara!