Ben bu satırları yazarken, “nöbetçi eylemci” yazarımız Ahmet Öztürk telefonun öbür ucundan “Mustafa eylem sona erdi” diyordu…
İyide ne olmuştu birkaç saat öncesine kadar kararlılıkları ses tonlarına yansıyan madencilere?
“Gemileri yaktık, geri dönüş” yok demekle olmuyormuş demek ki…
Gündüz röportaj yaptığım madenci arkadaşlardan biri, “Biz kendi kararımızı kendimiz alıyoruz.” demişti ama öyle olmadığı akşam saatlerinde ortaya çıktı…
Biraz eşeleyince eylemi sona erdiren kişinin GMİS Genel Başkanı Eyüp Alabaş olduğunu öğrendik…
Alabaş, kimden fırça yedi bilmiyorum…
Ancak işçilerin eyleme devam etme kararlılığına rağmen, “Eyleme devam ederseniz bundan sonra ben yokum. Sesinizi duyurdunuz. Biz gereken mücadeleyi vereceğiz” diyen Alabaş’ın ısrarının arkasında yatan gerçek neydi?
Dünkü köşe yazımda işçilerin farkında olmadan kullanıldığı, bir çoğunun ne istediklerini bilmediğine vurgu yapmıştım…
Nitekim HEMA işçileri de, Zonguldaklı taşeron madencilerden farklı talepleri olduğunu dillendirdi dün…
Alanda konuştuğum işçi önderlerinden biri, “TTK HEMA ile anlaşsın, biz işten atılma korkusuyla işe gitmek istemiyoruz” diyordu…
Kimilerine göre son derece masum bir talep gibi algılanabilir bu sözler…
Ama tam da bu ifadelerde gizli iki gündür devam eden eylemin kriptosu…
Gazeteci şeytanın avukatıdır aslında…
Hiç kimsenin şüphesi olmasın ki, nerede bir hak mücadelesi var, bu gazete orada olacaktır…
Hele ki bu mücadele maden işçisinin kavgasıysa bayraktarlığını da yapmaya hazırız…
Ancak bu kez durum farklı…
Biraz işverenin kurnazlığı, biraz sendikacıların iç çekişmesi var eylemin arka planında…
Bakın, HEMA’nın TTK ile alıp veremediği neymiş!
Hattat Holding’in işini bilen patronu Osman Hattat, ta en başında sendika ile kol kola girince işkillenmiştim zaten… HEMA’da çalışan madencileri GMİS’e kendi elleriyle üye yaptığı gün kıllanmıştım bu adamdan…
GMİS Genel Başkanı ile basına ilk pozu verdiği gün sendikacıları HEMA personeliymiş gibi baskı altına alarak, Bartın Amasra Tarlaağzı’nda kuracağı termik santrale destek istediğinde gerçek niyetini anlamıştık Osman Bey’in…
Gelelim iki gündür süren eylemlere…
Kurnaz işadamı Osman Hattat, Zonguldak’ta torba yasa nedeniyle madenlerden çıkarılan işçilerle başlayan krizi fırsat bilerek HEMA işçilerini Zonguldak’a gönderdi…
Peki neydi derdi?
Birincisi; TTK’dan bugüne kadar 3 kez aldığı süre uzatımını talebini 4’üncü kez istemesi… Ve bu talebin TTK yönetiminde kabul görmeyişi… Çünkü sözleşme gereği yerine getirmediğinde ağır tazminatlar ödeyeceği taahhütleri var kuruma…
İkincisi, Kandilli’de HEMA’nın çalıştığı maden ocağında bulunan 9 metrelik verimli kömür damarına biran önce girerek bu kömürü almak istemesi… Ve TTK’nın bu talebede gerekli projeler olamadığı için sıcak bakmayışı…
Sırf bu yüzden stratejik ve planlı bir şekilde, HEMA Kandilli’de çalışan ancak geçirdikleri kaza ya da hastalıklar nedeniyle verimli olmayan 29 madenciyi işten atan Osman Hattat, aslında “işsizlik” kozunu kullanarak kamuoyu desteğini arkasına alıp TTK’yı köşeye sıkıştırmaya çalışıyordu…
Eyüp Alabaş’la birlikte seçime hazırlanan GMİS Armutçuk Şube Başkanı İsa Mutlu’nun da HEMA ile ortak hareket edip bu oyunun parçası olduğu konuşuluyor…
İşçi arkadaşlarımızın samimiyetinden zerre kadar şüphem yok…
Ama ortada bambaşka bir kavga var…
Dün yazdım yine yazıyorum…
Aynen CHP Genel Başkan Yardımcısı Yakup Akkaya’nın söylediği gibi…
Madenciyi işsizlikle terbiye etmeye çalışanlar var…
Lütfen bu ayrımı iyi yapın!