Geçtiğimiz günlerde,  altı yaşındaki kuzenim sahildeki parka gitmek istedi. Yolda giderken de, önünden her geçtiğimizde muhakakk uğradığımız fırına girdi ve simitini aldı. Sahile  indiğimizde, heyecanla bir anda ‘’Kuşlara simit verelim mi?’’ diye sordu. ‘’Bence fikir harika, karar da senin sen bilirsin, simit senin’’ dedim … aynı heyecanla başladı simitini bölmeye… başlangıçta bir iki taneydi güvercinler ve uzaktan simit atmak hem zararsız hem de eğlenceliydi O’nun için.  Güvercinlerin sayısı arttıkça biraz korkup geri çekilmeyi düşünse de kuşların kendisine zarar vermediğini görüp, pür neşe besledi onları… tam o sırada 6-7 yaşlarında bir kız çocuğu bizim olduğumuz yöne doğru koşarak simit yemeye çalışan kuşları, kahkalarla kovalayıp, ailesinin yanına koştu. Biz daha ne olduğunu anlayamadan,  başka bir kadın bebek arabasını kuşların üstüne doğru sürdü…  pür neşe!… kuşlar uçup gittikçe kadın daha da çok gülerek uzaklaştı yanımızdan

    Biz sadece birbirimize bakakaldık… koşarak giden kız çocuğunun ardından… biz sadece bakakaldık bebek arabasını sürüp giden kadının ardından… Yine de biz simit bitene kadar devam ettik beslemeye, gülümsemeye… sonra da uzun uzun konuştuk…

      Nelere gülüyoruz biz, nelere eğleniyoruz? Başka bir canlıyı korkutmak bizi nasıl mutlu edebiliyor?

Böyle böyle değişiyoruz, dönüşüyoruz…  Bir kuşu rahatsız ederek başlıyor, vicdan merhamet yoksunu bir birey oluşumuz, sonra arkadaşlarının mutsuzluğundan beslenmeye kadar gidiyor… anlıktı kuşları kovalayan kız çocuğunun da bebek arabasını kuşların üstüne süren kadının da neşesi… ama kuşları besleyenin sahiciydi mutluluğu günlerce konuştu anlattı ve hayatı boyunca da her fırsatta beslemeye çalışacak hayvanları, çünkü deneyimledi… başkalarına zarar vererek değil besleyerek mutlu olmanın lezzetini tattı.

      Kimileri canlıları beslerken mutlu oluyor kimileri bazı canlıların mutsuzluğundan besleniyor… bu ayrımı vicdanlı, merhametli oluşumuz ya da olmayışımız belirliyor…

 Peki nedir vicdan?

   Vicdan kelimesinin sözlük anlamı ‘’kişiyi kendi davranışlarıyla ilgili olarak bir yargıda bulunmaya yönelten, kişinin kendi ahlak değerleri üzerinde dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan, kişiye doğruyu ve iyiyi yapma yükümünü de yükleyen içsel güç.’’

  İnsana iyi ya da kötü davranma kararı aldıran içsel güç… ve bu içsel güç çocuk büyürken, ailenin çevrenin etkisinde…

Peki, nasıl yetiştirilir vicdanlı çocuklar?

    Öncelikle anne baba olarak bebek arabasındaki çocuğa dahi davranışlarımızla örnek olduğumuzun bilincinde olmalıyız.

    Farklı olanları kabul ederek,farklı olana saygı göstererek,insanların fiziksel özelliklerini, dış görünüşlerini espri alay konusu yapmayarak. Şiddettin her türlüsüne her koşul altında karşı çıkarak, onaylamayarak.S adece kendimizi ya da çocuğumuzu düşünerek hareket etmeden, başkalarının tercihlerine, haklarına ve özgürlüklerine saygı duyarak…

     Ama illa ki, vicdanlı anne babalar, vicdanlı öğretmenler, vicdanlı yetişkinler olarak, hem sözlerimizle hem de davranışlarımızla her çocuğa her daim örnek olduğumuzun bilincinde olarak… vicdanlı, merhametli çocuklar yetiştirebiliriz.

 

Sevgi ve Saygılarımla;

Sultan UNCU

sltnuncu @outlook.com