YALNIZCA GÜNDEM YARATMAK MI?

Abone Ol

Başbakan R. Tayyip Erdoğan’ın kimi hezeyan ve çıkışları, gündem oluşturmak, hedef şaşırtmak olarak değerlendiriliyor.

Başbakanın danışmanlarının da desteğiyle, gündem oluşturmadaki becerisi tartışılmaz.

Hakkını teslim etmek gerekir.

Ne var ki bu kez durum farklı.

Amaç yalnızca gündem yaratmakla sınırlı değil.

Burada bir kendini kaybetmiş olma durumu var.

Öğrencilerin kız-erkek yurtlarda bir arada kalma konusunda söylediklerine bakar mısınız Başbakan’ın?

“..Peki bunlar nerelerden geliyor? Aynı apartmanın içinde bakıyorsunuz daire komşuları bu tür şeylerin ihbarını yapıyor. Çünkü buralarda nelerin olduğu belli değil. Karmakarışık, her türlü şeyler olabiliyor.”

Korkunç ve dehşet verici suçlamalar bunlar.

Suçlanarak töhmet altında bırakılan yalnızca öğrenciler değil, veliler de aynı töhmet ve suçlamanın hedefinde.

Önce ağır ve yakışıksız ifade ve değerlendirmelerle suç mahalli ve suç oluşturuluyor, arkasından özel yaşama müdahalenin zemini yaratılıyor.

Hükümet sözcüsü Bülent Arınç, Başbakan’ın bu tarz bir söylemde bulunmadığını, böyle bir yetki ve düşüncelerinin olmadığını söylüyor.

Başbakan ise, Arınç’ı yalanlayarak “Ne yaparsak inanarak yaparız, ne söylersek de arkasında durarak söyleriz”(!) diyor.

“Muhafazakâr-demokrat” iktidar olmakla açıklanacak bir tablo değildir bu.

Başbakan R. Tayyip Erdoğan adeta, ‘Ok yaydan çıktı, ne olacaksa olsun’ anlayışı ve psikolojisi içinde hareket ediyor.

Hükümet sözcüsü Arınç’ı açıkça yalanlamasının altında bu gerçek yatıyor.

Öyle anlaşılıyor ki,  Başbakan, kaderini çok önemsediği “ulema danışmanların” yol göstericiliğine bırakmış durumda.

Ancak iktidarın sonu yaklaştığında muktediri ilk terk edenler, yalak ulemalardır.

Bunu da not olarak düşelim.

Not: 5 Kasım tarihli “Mutluluk Göreceli Bir Kavram” başlıklı yazımda iki yerde geçen İnsan Hakları Evrensel Bildirisi, İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi olacaktı. Düzeltir özür dilerim.