İşte o yazı:
Çaycuma ilçemize bağlı Yakademirciler Köyü sınırları içerisinde, ilimizin jeolojik zenginliklerine örnek yapılardan küre-elipsoid biçiminde olan Yastık Lav topakları, yüzlek (mostra) verdikleri yerlerde soğanın katmanlardan oluşan yapısına benzer şekiller oluşturmuşlardır. Deniz altında aralarına çökelen kayaçlarla bir tabaka oluşturan lav topakları yüzeye çıktıktan sonra atmosferik koşulların etkisiyle aşınmış ve soğana benzer yapıları ortaya çıkmıştır. Bu lav topaklarının benzerleri, hafriyat çalışmaları sırasında bulundukları yerden çıkarılarak yakında bulunan Ereğli-Zonguldak karayolunun yaklaşık 20. km. sinde yol kenarına dizilmişlerdir.
Bazaltik bileşimde olan yastık lavlar (yastık bazaltlar), okyanus altında gelişen zayıf volkanik püskürmelerle oluşurlar. Suyun magmadan çıkan bazaltların dış yüzeyini hızla soğutmasına karşın lav çıkışının ve yayılımının sürmesi nedeniyle, elipsoid-küre şeklindeki bazalt şişmeye devam ederek yastık benzeri yapıları oluşturur. Süreç içinde yastık şeklindeki bazaltlar birbirlerinden koparak akış yönüne doğru yuvarlanırlar. Böylece magmadan lav akışı devam ettikçe de yastık lavlar oluşmaya devam eder.
Üst Kretase döneminde okyanus tabanında bulunan Zonguldak’ın da içinde bulunduğu bölge Turoniyen’den başlayarak Kampaniyen’in sonuna kadar (93.3-72 milyon yıl) kesintisiz olarak süren bir volkanizmanın etkisi altında kalmıştır. Bu dönemde oluşan birimler bölgemizde Yemişliçay gurubu olarak isimlendirilmiş olup, volkaniklastik kumtaşı, çakıltaşı ve az olarak da mafik tüf, bloktaşı, aglomera, lav, pelajik kireçli kiltaşı ve kireçtaşından oluşmaktadırlar. Yastık lavlar Yemişliçay Üst Grubu içerisinde bulunan Kazpınar Formasyonu içinde oluşmuşlardır. Bu Formasyon baskın olarak andezitler, daha az olarak da tüf ve marnlardan oluşur. Kazpınar Formasyonu volkanizmanın en zengin ürünlerini verdiği ve baskın andezitik lav akıntısının oluşturduğu evreyi temsil etmektedir.
Atmosferik koşulların yarattığı fiziksel değişimler sonucu, genellikle volkanik ve magmatik kayaçlar fiziksel ve kimyasal olarak değişime uğrarlar. Fiziksel değişimler, kayacı oluşturan minerallerin ve bunları bir arada tutan bağların zayıflamasına dolayısıyla aşınmalarına neden olur. Volkanik kayaçlar tamamen homojen bir kimyasal bileşime sahip olsalar bile, kayacın dış ve iç kısımları arasındaki sıcaklık farkı nedeniyle fiziksel olarak soğan kabuğu şekilli (onion shape) ayrışma yapıları oluşur. Sıcaklık farkı ilk olarak dış katmandan başlayarak içe doğru çeşitli katmanlar oluşturarak devam eder. Söz konusu kayaçlar yüzeye çıktıklarında, atmosferik koşullarda fiziksel olarak aşınmalarına bağlı olarak dış çeperde ince katmanlar halinde “soyulma” (soğan kabuğu gibi) meydana gelir. Bu durumun sürekli yinelenmesiyle de hacim değişikliğine bağlı olarak parçalanma ve çatlamalar oluşur.
Zonguldak’ın zengin jeolojik özelliklerinin bir kanıtı olan yastık (pillow) lavlar ile bunlarda atmosferik etkiler nedeniyle oluşan soğan yapıları, yaşadığımız çevreyi daha iyi tanımak adına doğa gezi parkurlarına dâhil edilmeli, bu kapsamda korunmalı ve gelecek kuşaklara aktarılmalıdır.