Sözlerime neyle başlayacağımı bilerek yazmaya koyuldum. Sabahın ilk saatlerinde Halkın Sesi Gazetesi yazarlarından emekli türkçe öğretmenimiz sayın Hayri Sarı öğretmenimizin yazdığı köşe yazılarını okumam sebep oldu buna; bilgece, insancıl ve hep umut aşılayan; incitmeden dokunan, anlatmak istediğini öğretmen gibi değil de yaşanmışlığın çemberinden geçmiş edasıyla yazan…
Her okuduğumun sonrasında içimdeki ses şunları söyledi bana: Bu güzel insan kaybetmeyi hazmetmiş, yaşı kadar acıyı da sevinci de yaşamış, kolay sevmiş, kolay af etmiş, hayat mücadelesindeki karalığı ışığa çıkarmış olanlardan. Öyle olmasa bu kadar hoş görüyle, şefkatle, iyiyi, güzeli, doğruyu, yanlışı yazma anlayışında olmazdı.
Hayri Sarı öğretmenimizle tanışmamıza, Halkın Sesi Gazetesi şiir sayfası vesile olmuştu; sekiz yıl bil fiil her hafta sonu hazırladığımız şiir sayfasında birçok şairimizle tanıştığımız gibi. Sayfamız, tasarruf tedbirleri nedeniyle son bulsa da şiirin sebep olduğu dostluğumuz baki. Zong. Halkın Sesi Şiir Grubu adıyla devam eden Facebook grubumuzda, yeni arkadaşların da katılımıyla şiirlerle beraber olmaya devam edeceğiz inşallah.
İçinde yaşadığımız dünyada zerre kadar bile değilken, dev gibiymiş gibi yaşayanların örneğinde hayatımıza giren böylesi güzel insanların çilesi, savaşı, zaferi zorluklardan, acılardan, yenilgilerden geçtiğini düşünmem çok adilce bence. İnsan olabilmek kendiliğinden olmuyor yani; sabırla, iyi niyetle, istemek ve pes etmemenin ateşinde pişmekle oluyor. Duygusallık, duyarlılık da öyle.
Anacım derdi ki, ‘’açılan kapıdan girilir, gülen yüzden sevinilir, paylaşılan ikilenir, sen hep iyi düşün, iyi olsun’’
Günümüz şartlarında bu çok zor diyeceklere diyeceğim o ki, ömür bir nefeslik; geçmişte kaybolmayalım. Kırk gün ne dersen o olur misali kendimiz için, çevremiz için, ülkemiz, dünyamız için yarın her şey daha güzel olacak diyelim. Umut her zaman vardır.