Bazen zır cahil olmayı çok isterim. Zira bu topraklarda cahiller her şeyi biliyor. Çevremdeki insanların çoğuna artık bir şey izah etmeye çalışmıyorum. Sadece “öğrenmek” isteyenlere bütün kapıları açıyorum.
Herhangi bir ürüne YERLİ diyebilmek için o ürünün tasarımcısının kim olduğuna, patentinin kimde olduğuna bakmak yeterlidir. Örneğin bir ütünün tasarımı, formülü, projesi, dizaynı yabancı ülkeye ait ise o ürün bu topraklarda üretilse bile yerli olarak nitelenemez.
Günümüzde dünyada tamamı yerli bir ürün yapma imkanı hiçbir ülkede yoktur. Bir TV üretmeye kalktığınızda cihazın içindeki 1000 civarı parçayı ayrı ayrı ülkelerden almak zorundasınız.
Bizim ülkemizde çok sayıda araştırmacı, bilim insanı, akademisyen, AR-GE mühendisi var. Ama son 300 yıldır tasarım yapma, yenilik yapma, icat çıkarma noktasında donmuş haldeyiz. Bu çemberi kıramıyoruz.
İcat çıkaran, sürüden ayrılan, değişim isteyenler hep engelleniyor. 175 bin civarı üniversite akademisyenimiz var. Bunların binde 1’i bile kitap yazma, proje üretme, patent alma konusunda sıfır mertebesinde.
1150 bin öğretmenimiz var. Bunların da onbinde 1’i bile yazılım, kodlama, robotik, kitap, patent, AR-GE peşinde değil.
Son 300 yılda eğitim – öğretim işini boşladık, küçümsedik. Ezberci, nakilci modelleri öne çıkardık. Bunun sonucu olarak 21. Yüzyıldan kopuk, boş övünmelerle şişinen bir toplum haline geldik.
120 yazılım (kodlama) dili var. Bunun en az 1 tanesini bilen 1000 öğretmenimiz bile olmadı.
Bu ülkenin kalkınması patent, buluş, icat sayesinde olacaktır. Bilgisayarı, robotu, telefonu, matkabı vb. tasarlayalım. Bunu dünyanın 100 ülkesinde istediğimiz fiyata ürettirebiliriz.
Ali Özdemir
Eğitimci-Yazar-Yayıncı
0505 220 83 85