YÜKSEK ÖĞRETMEN OKULLARI                

Abone Ol

    Prof. Dr. İsa Eşme (2. BASIM-2003)

     Zonguldak'ın eğitim dünyamızdaki yıldız adı, Prof. Dr. İSA EŞME, benim Kastamonu Göl İlköğretmen Okulundan, öğretmenimdir. Öğretmenim, bu kitabı, bana, 2004 yılında, Maltepe Üniversitesinde kendisini ziyaret ettiğimde imzalamıştır. 

     O zaman heyecanla taradığım bu değerli kitabı, bu hafta, bir sayfa bile atlamadan, bazı cümlelerin altını çizerek bir ders kitabı havasıyla yeniden okudum. İyi ki de okumuşum. Kitapta önce kendimi, sonra 1848'de başlayan öğretmen yetiştirme öykümüzü ve Yüksek Öğretmen Okulları sevdamızı buldum. 

     Kitap, bol kaynaklı, söyleşi-anı destekli, 460 sayfa. Bir araştırma kaynağı olması sizi korkutmasın. Adeta konusu 'eğitim ve öğretmen' olan bir roman gibi. Tabii benim öğretmenim de güzel Türkçemizi çok iyi kullanıyor. 

     Şimdi altını çizdiğim birkaç noktayı alıntılayayım:
     1."Prof. Dr. İsa Eşme'nin bu kitabında okullarımızın nasıl Türk Milli Eğitimi'nin dışına itildiğini ibretle okuyoruz."

         (Prof. Dr. Necdet Tekin-Milli Eğitim Eski Bakanı  s. 14)

     2. "Cumhuriyet dönemi boyunca gelişmesini sürdüren okul, " Ecole Normale Superieure" adlı Fransız Yüksek Öğretmen Okulu'nu kendine model olarak almış, özellikle 1930 ve 1940'lı yıllarda, gerek eğitim şekliyle gerekse yetiştirdiği mezunlarının niteliğiyle, örnek aldığı okulun standartlarına çok yaklaşmıştır. 

    ... Yeni yapılarıyla güçlenen Yüksek Öğretmen Okulları, 1968 yılından itibaren ülkede başlayan siyasi olaylardan çok etkilenmişlerdir. Okullardaki siyasi kargaşa bahane edilerek, 1970 yılından itibaren bu kurumlar kapanma sürecine sokulmuştur. 1974 yılında öğretmen okullarının öğretmen liselerine dönüştürülmesi Yüksek Öğretmen Okullarının kaynağının kurutulmasına yol açmış ve bu gelişme kapanma sürecini (1978) hızlandırmıştır. 
     (Prof. Dr. İsa Eşme s. 18, 19)

     3. "Bilindiği gibi, İlköğretmen ve Yüksek Öğretmen Okullarının kapatıldığı yıllardan beri onların boşluğu doldurulamamıştır. Bu boşluk şüphesiz okulların tabelalarından değil, daha çok öğrenci kaynağının yitirilmesinden ileri gelmiştir. Özellikle son 20-25 yıldır, köylerden varoşlara doğru göç etmeye başlayan kaynak, büyük ölçüde başka grupların ilgi alanına girmiştir.
     (Prof. Dr. İsa Eşme  s. 20)

     4. "Sonuç olarak, o dönemde bir köy çocuğu için öğretmen okuluna girebilmek bugünün liseyi bitiren gençleri için Boğaziçi Üniversitesi'ne girebilmeye yakın başarı göstergesidir. 

    ... Cumhuriyetle çatışan hiçbir ideoloji ve tarikat gölgesine yer verilmeyen bir yatılı okul ortamı. Okullarda verilen eğitimde Atatürk ilkeleri ve Cumhuriyet erdemleri işlenir, yurtseverlik duygusu aşılanırdı. 
     (Prof. Dr. İsa Eşme s. 67)

     5. "Bundan önceki kısımlarda değinildiği gibi, Milli Eğitimin üst kademelerinde, 1940'lı yıllardan beri gizli bir ocak çatışması olmuştur. Gazi Eğitim-Yüksek Öğretmen çekişmesi... Yüksek Öğretmen Okulunun 1949'da kapatılmasının altında bile bu çekişmenin bulunduğuna inananlar bulunmaktadır. Yüksek Öğretmen Okullarının kapanış tarihi olan 1978 yılına kadar sürdürülen bu ocak çatışması gerçekte her iki kuruma dolayısıyla Türk Milli Eğitimine çok zarar vermiştir. 
     (Prof. Dr. İsa Eşme s. 181)

     Bu kitabın beni en çok etkileyen bölümü ÜÇÜNCÜ BÖLÜM-MODELDE BOZULMA VE KAPANIŞ oldu. Bunun nedenlerinden biri öğretmenimin belgelerle çok canlı bir senaryo kurgulamasıydı. İkincisi ve en duygusal olanı ben o süreçte, öğrenci olarak, çatışma alanındaydım. Durumu canlı canlı yaşadım. 

     1967 Göl İlköğretmen Okulu girişim, 1972 Ankara Yüksek Öğretmen Okulu Hazırlık Sınıfına seçilişim, 1973-1977 İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu yıllarım. Bizim peşimizden (1978) kapanış. 

     Tam 41 yıl o bayrağı onurla taşımaya çalıştım. Bana ÖĞRETMEN BAKIŞI kazandıran değerli insanları hiç unutmadım. 1970'ten hemen sonra Yüksek Öğretmen Okulu havası alıp dönen İsa Eşme'yi,  GÖL'de, tahtanın önünde ders anlatırken görür gibiyim hâlâ. 

     Eğitim, gerçekten çok ciddi bir iş. Bu kitabı okurken kurumların, ülkülerin yurtsever-çalışkan insanlarla hedefe ulaşabileceğini yeniden düşüneceksiniz. Hem de "Nerede yanlış yaptık?" diyeceksiniz. 

     Kitabın yazarının umutlu cümleleriyle bitirelim yazımızı:
     "Bugünün şartlarına uygun Yüksek Öğretmen Okulları hedefine ulaşmada ümitsizliğe hiç gerek yok. Öğretmen yetiştirmenin ilk basamağı durumuna getirilen Anadolu öğretmen liselerinde niteliğin artmaya başlaması, Eğitim Fakültelerinde başlatılan yeniden yapılanma programları, bugünün şartlarına uygun Yüksek Öğretmen Okulu modelinin uygulanmasını bir ölçüde kolaylaştırır görünmektedir. 

     Sorunu gündeme getirmek ve çözümde  öncülük, elbette Yüksek Öğretmenlilere düşmektedir."

    Adımı kitabın 418. sayfasında buldum. Kitabı okursanız, inanın, siz de kendinizi bulacaksınız. 

     Eğitim ışığını yakıp yaymak için kendini eritenlere saygı ve sevgilerimle...