YUNUS EMRE ve TASAVVUF

Abone Ol

                 Abdülbaki Gölpınarlı

                       (515 sayfa)

      Bu kitabı roman okur gibi okudum birkaç kez. Ta 13. yüzyıla gittim geldim. Bütün insanlığı dolaştım.

     Tabii dalışın da hazırlığı, yöntemi var. Önce bilgi ( O kadar zor değil. Lise edebiyat dersi dağarcığı kadar olsa bile, yeter.) sonra bilinçlenme. En sonunda tat alıp uçup gitmek güzele...

     Yunus, götürüyor sözcük sözcük, dize dize, şiir şiir insanı kendine. Ruh kucaklıyor evreni, tüm insanlığı. Öfke, bencillik yerini bırakıyor hoşgörüye.

     Yunus, edilgenlik değildir; kötüye, çirkine, haksıza, baskıya, bağnazlığa tepkidir özünde.

     Yunus'ta dil ve anlatım sorunumuz yok. Yalın, duru, içten, akıcı...

     Yunus okuyun daraldığınızda. Bırakın sözcüklerin akışına kendinizi.
   
      Bugün Yunus'la yıkadım ruhumu yine.

      Seçtiğim bir iki damlayı da size gönderiyorum. 

     Buyrun:
             
     Gelün tanşuk edelüm işün kolayın tutalım
     Sevelüm sevilelüm dünya kimseye kalmaz                     (s. 143)

    Kemdürür yoksullukdan niceleri varlığı
    Bunca varlık var iken gitmez gönül darlığı            (s.147)

     Bizi biz koyalım onlar biz olalım
     Birliği duyanlar ikilik koyalar
                       (s. 377)

     Yar yüreğim yar, gör ki neler var
     Bu halk içinde bize güler var
                         (s. 378)

     Sen gülü görür iken tikene sunma elin
     Düşmandan ne korkarsın çün doğru yolun vardır                (s.381)

     Söz ola kese savaşı söz ola bitire başı
     Söz ola ağılı aşı bal ile yağ ede bir söz
                            (s. 383)

     Bir kez gönül yıktınısa bu kıldığın namaz değil
     Yetmiş iki millet dahı elin yüzün yumaz değil                    (s. 394)

     Bir hastaya vardınısa bir içim su verdinise
     Yarın anda karşı gele Hak şarabın içmiş gibi                        (s. 434)

     Bir sinek bir kartalı salladı vurdu yere
     Yalan değil gerçektir ben de gördüm tozunu                   (s. 456)

     Bazen çevrem beni düşündürür. Yahu derim, bu topraklarda Yunus diye biri yaşamadı mı hiç! Neden sevemiyoruz birbirimizi doyasıya?

     Yunusça kalın!