(Cevdet AKGÜN/ Özel Haber)
Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde dünyaya gelen beş kardeşin en küçüğü olan Zenne Ozan Alkan, 7 yaşında TV’de Oryantal sanatçısı Didem’i izleyerek büyüdüğünü söylüyor…
Mahallesinde ki erkek çocukları futbol ve evcilik oynarken ailesinden gizli gizli Annesinin şalını beline bağlayarak TV’de izlediği Oryantalleri taklit etmeye başlamış…
Yıllar yılları kovalaya durmuş Zenne Ozan kendine özgü oryantal dansını geliştirmiş… Kendisinin eş cinsel olduğunu anladığında kendisini sıkı sıkıya oryantal dansa bağlamış… En büyük hayali şalı ve Asena kasetleri olmuş… 20 yaşına geldiğinde Karadeniz’in Divası Ozan Alkan’ı keşfetmiş… Ve Zenne Ozan’ın danslarını beğenen Diva Yağmur Okur kendi programlarına eşlik etmesini istemiş…
İşte ne olduysa ondan sonra olmuş…
Türkiye’de yeni bir Oryantal doğmuş… Türkiye’nin hemen hemen her ilinden teklifler alan Oryantal sanatçısı Ozan, Ankara, İzmir, Adana, Sinop, İstanbul ve Zonguldak’ın tüm sahnelerin de sanatını konuşturmaya başlamış…
Yılbaşında Sinop’ta sahne alacak olan Zenne Ozan yeni yıldan sonra yurt dışına açılıyor… Ve Almanya dan başlayarak Avrupa turnesine çıkıyor…
İŞTE ORYANTAL OZAN’IN KENDİ AĞZINDAN HAYAT HİKAYESİ
Ben zenne Ozan. 7 yaşımda ailemden gizli belime annemin şalını bağlayıp oynayan, kendini eğiten çocuktum. Kendimi çok küçük yaşta hayaller kuran alkışları hisseden ve çok sevilen heyecanla büyüyen Ozan Alkan…
İlk başta yaşantıma başlarsam eğer 5 kardeşin içinde en küçükleriydim. O zamanlar herkes futbol yada evcilik oynar iken ben Oryantal sanatçısı Didem’i izlerken geçti yıllarım diye bilirim. Tabi ki de ailemden gizli kaçamak. Neden gizli kaçamak diyorum. Çünkü erkek evladım. Neden bir erkek Oryantal izler ve aynısını oynamak ister ki.. Neyse ailemin hep bir komşuya yada dışarı çıkmalarını bekler evde yalnız kalıp Annemin şalını saklar gittikleri anda belime takar oynayan ben… Hep kendimi eğittim. Her yıl daha çok heyecanlıydım. Çünkü yıllar geçtikçe daha çok yakınlaşmıştım hayallerime. Hiç bir hocadan eğitim almadım. Çünkü benim en büyük hocam şalım ve Asena’nın kasetiydi…
Yıllar geçti büyüdüm ama tek değişmeyen şey Oryantal dansımdı. Ve sonunda 20 yaşıma geldiğimde Kdz. Ereğli’de sanatçı Yağmur Okur sayesinde keşfedildim. Ve tam puan alarak sahnelere atıldım. Ozan oldu. Zenne Ozan oldum.
İlk sahnem çok heyecanlıydı tabi ki de. Üstümde hayal ettiğim kıyafetlerim ve paraya biçilmeyecek alkışlarım… Ailem mi ne oldu. Zor süreçlerle den sonra benim en güzel desteğim oldu. Annem en güzel gururum en önden beni izleyen ve benle gurur duyan kişi oldu. Şimdi ise sahne hayatımın 8. Yılındayım. 8 yıl dilek olay ne şehirler ne ülkeler beni tanıdı sevdi.
Alkışlardan beni mahur bırakmadı. Şimdi ise Türkiye’nin 4 bir yanında sahne alan ve Ereğlili Zenne Ozanı her yerde tanınan biri oldum. Sevilen biri oldum. Çok mutluyum bunu tarif edemem. Ankara’da Sinop’ta İzmir’de İstanbul’da Adana’da bir çok ablalarım abilerim kardeşlerim oldu. Ben sanatçı değil ben onların ailesinden kardeşi oldum. Bu gurur bana yeter. Kısaca tanımlarsak sizin alkışınız sevginiz benim hayallerim benim sevincim oldu. Ömrüm yettikçe sahnede olmak istiyorum. Çünkü sahne benim için artık daha çok ihtiyaç duyulan su gibi oldu. Yemek yemek gibi oldu. Su ve yemek ne ise işte buda böyle bir şey… iyi ki Zenne Ozan’ım iyi ki sizlerin sevdiği kardeşinizim. Ve en büyük şansım ailem…”