Çalışmaları bunlarla sınırlı değildi tabii. Çetin Sezgin Abimiz 69 yaşındaydı. Son nefesine kadar da gazeteci kaldı. O yaşına kadar inanılmaz bir enerjiyle çoğu gence taş çıkartacak bir tempo ile çalıştı. Zonguldak çevresinde nerede bir spor, kültürel-sanatsal etkinlik varsa Çetin Abi oradaydı. Her gün en az iki gazetenin spor, sanat- kültür sayfalarına yetecek kadar haber bulup hazırlıyor, hem de kendine özel bir ulaşım aracı olmadığı halde bu koşturmacayı yaya olarak yapıyordu. 01 Temmuz 2012’de birine şahit oldum. O gün il genelinde ‘Kabotaj Bayramı’ etkinlikleri ve Fener sahasında ‘Gaca Köyleri Futbol Turnuvası’ vardı. Çetin Abi aynı gün önce Kozlu beldesindeki Kabotaj etkinliklerine, sonra Fener sahasındaki futbol turnuvasına, sonra ise Kilimli beldesindeki Kabotaj Bayramı etkinliklerine koşturdu. Fener sahasına da yürüme geldi, havanın inanılmaz sıcağına aldırmayan Çetin Abi sanki ‘Atom karınca’ her tarafa koşturuyordu.
O gün onu kıskanmadım desem yalan olurdu. Nasıl kıskanmam, çoğu zaman haberlerin, habercilerin peşinde koştuğu günümüzde Çetin Abi haberin peşinde koşuyordu hem de 70 yaşına merdiven dayadığı bir yaşta. Sadece spor, sanat-kültür haberleri toplamak ve bunları gazetelere yetiştirmekle kalmıyor, benim ve Zonguldakta birçok gazetecinin üyesi olduğu ‘Karaelmas Gazeteciler Derneği’ (KGD) nin de çok aktif bir üyesiydi. Herkesin bir kenara çekildiği dönemde hiç yüksünmeden yönetim kurulu üyeliği yapıyordu. KGD deyip geçmeyin Zonguldak’ta en fazla misafir ağırlayan-ziyaretçisi olan derneklerden biri. Çetin Abimiz misafirler geleceği gün belirlenen saatten daha önce derneğe gelir ve misafirleri yolcu ettikten sonra haber peşine koşardı. Her gün nasıl oluyor da iki sayfa haber hazırlıyordu hâlâ aklım ermiş değil. Çalışması sadece haber toplamak ve günü geçiştirmek değil, aynı zamanda yerel alanda, tarih ve kültür araştırmaları da yapıyordu, hatta Zonguldakspor üzerine yayınladığı bir kitabı yanı sıra, “Zonguldak Basın Tarihi”, “Zonguldak Belediye Bandosu”, “Gazeteci Vekillerimiz” adlı bir kısmı yayınlanmış çalışmaları da vardı. Çalışmaları, enerjisi bize moral veriyordu. Yaşamı Zonguldak basın emekçilerine örnekti. Nasıl da özleyeceğiz onu…
Güle güle Koca Usta…
(28 Ağustos 2012 tarihli yazıdan yararlanılarak oluşturulmuştur.)