İşte o yazı: ZONGULDAK CUMAYANI MAĞARASI

Zonguldak Merkez ilçesine bağlı Cumayanı Köyünde bulunan mağara aktif-yarı aktif zonda yatay olarak gelişmiştir ve toplam uzunluğu 1100 m dir. Mağara, Kilimli'nin 6-7 km kuzeydoğusunda olup, Zonguldak-Kilimli-Çatalağzı-Cumayanı-Körpeoğlu Köyü güzergâhı izlenerek mağaraya araba ile ulaşılabilmektedir.

YÜZ BİNDEN GERİYE KALAN YÜZ BİNDEN GERİYE KALAN

Bölgede bulunan en yaşlı karstik birim olan Apsiyen yaşlı Kapuz Formasyonunda oluşan Cumayanı Mağarasının hemen yakınından Çatalağzı Fayı geçmektedir. Çevresinde Pliyosen döneminde meydana gelen aşınım yüzeyleri bulunan Cumayanı Mağarası'nın güneyinde karstik alanlar yer alır. Karstik şekillerden en önemlisi Kabaklık Uvalası'dır (Uvala: farklı boyutlarda erime çukurlarının birleşmesiyle oluşan büyük erime çukuru). Doğu-batı yönlü bir faya bağlı olarak gelişen bu uvala, eski bir akarsuyun karstlaşması (kireçtaşlarının fiziksel ve kimyasal süreçlerle erimesi) meydana gelmiştir. Yüzeyden kapalı uvalaya gelen sular, batı kenarda bulunan düdene (subatan, suyutan) girerek, yeraltında belirli bir mesafe ilerledikten sonra Cumayanı Mağarası'nın fosil katından çıkarlar.

Büyük bir yeraltı sisteminin son halkasını oluşturan Cumayanı Mağarası çevresindeki şekillerden en karakteristik olanları asılı kalmış paleo (eski) vadilerdir. Genel olarak doğu-batı veya kuzeybatı-güneydoğu doğrultulu olarak uzanan paleovadiler, çoğu yerde karstlaşarak uvalaya dönüşmüşlerdir (Kabaklık Uvalası ve Ayiçi Mahallesi'ndeki devamı, Cemaltepe ile Kuyutarla Tepe arasındaki uvala, Gelik Uvalası, Eğridere vb). 

Cumayanı Mağarası'nın birbirinden ayrı iki girişi vardır. Fosil giriş, suyun çıktığı aktif ağızdan 20 m yukarıda yer alır. Yağışlı dönemlerde büyük ölçüde suyla kapanan aktif giriş yerine çoğunlukla yukarıdaki fosil giriş kullanılmaktadır. Bu iki giriş, belirli bir mesafe sonra mağara içinde birleşmektedir. Mağara, başlangıçtan büyük fosil salonu sonuna kadar kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda gelişmesine karşın damlataş (tavandan veya yan duvardan sızan suların oluşturduğu şekiller) köprüsünden sonra keskin bir dönüşle kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda uzanır. Girişe göre 20 m yukarıda bulunan fosil giriş ağzının devamında bulunan Büyük Salon, Mağara'nın ilk oluşan bölümüdür. Yağışlı dönemler dışında kuru olan bu katta, kalın kum-kil birikimleri bulunur. Altta bulunan aktif giriş ağzı büyük bir yeraltı deresi ile başlayan mağaranın içinde değişik büyüklükte göller bulunur. Göller arasında yer yer çakıl ve kum depoları ile tavandan düşmüş iri bloklar görülür. Girişe göre 16 m yükseklikte bulunan mağaranın son noktası, çok dar bir sifonla sona erer. Tavan yüksekliğinin 2-20 m arasında değiştiği Cumayanı Mağarası'nın genişliği ortalama 0.5-8 m'dir. Ancak fosil kattaki Büyük Salon ile aktif galerideki Çöküntü Salonu'nun genişlikleri 40-50 m'yi bulmaktadır.

Damlataş birikimi yönünden fakir olan Cumayanı Mağarasının en karakteristik şekli, kolların birleştiği noktada yer alan damlataş köprüsüdür. Beyaz ve sarı renkli kalsit kristallerinden meydana gelen köprünün üzerinde değişik büyüklükte damlataş havuzları oluşmuştur. Cumayanı Mağarası'nın karst taban düzeyi ile morfolojik taban düzeyi arasında belirgin seviye farkı vardır. Bu nedenle mağaradaki yeraltı deresinin akışı veya boşalım çok hızlıdır. Debisi yağışlara bağlı olarak büyük ölçüde değişen Cumayanı Mağarasından akan derenin kaynağı belirgin şekilde kirlidir. Bunun nedeni çevredeki yerleşimlerin foseptik veya atık suları ile çöplerini düdenlere vermeleri ve kömür işletmelerinin atıklarıdır (Bilgiler MTA Raporlarından derlenmiştir).

Kaynak: Haber merkezi