ZONGULDAK VE GELECEK PLANLAMASI

Abone Ol

Yıllardır üzerinde uzun uzadıya tartıştığımız konular artık kronik bir hal alırken Zonguldak küçülmeye devam ederken, yeni arayışların vizyon eksikliği ile ortaya attığı çılgın projelerde zaman, para ve enerji kaybedilmeye devam ediyor.

Tartışılan konulara şöyle bir baktığımızda karşımıza Fevkani Köprü, MAKZON, Kız Meslek Lisesi, Fener Mahallesinin SİT statüsündeki sürekli değişkenliği, Üzülmez Kültür Vadisi, Filyos Projesi, Filyos Vadisinin gelecekteki yapılanması, Çatalağzı ve Termik Santrallerin bölgede yarattığı kirlilik, TTK’ya işçi alımı, TTK’nın rödavanslı sahalarında yaşanan iş güvenliği ve emek karşılıksız ücretler, ERDEMİR’in cürufunun bertarafı, ERDEMİR’in bölge ve İlimiz üzerinden kazandıklarına karşılık bu kazanımlarından yeteri kadar İlimiz ekonomisine katkı koymaması, özellikle Çaycuma, Gökçebey, Saltukova, Bakacakkadı, Çaydeğirmeni ve Devrek aksında Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı nezdinde yürütülen Endüstri Bölgesinin geliştirilmesi ve Çaycuma Organize Sanayi Bölgesi sınırlarının genişletilerek bir hurda eritme tesisine tahsisi, Kozlu ve Zonguldak arasındaki eski çöp döküm sahasının bugün yarattığı sorunlar, Zonguldak-İstanbul, Zonguldak- Ankara, Devrek- Ereğli ve Kilimli Sahil yolları üzerindeki bitmeyen sorunların kaynağı teknik aksaklıklar ve yapısal sorunlar, Merkez- Vadi ve Ereğli arasındaki kaynak kullanımı kaygıları çıkmaktadır.

Siyaseten zaten uzlaşı becerisi gelişmeyen Zonguldak’ta bir de bu sorunlar ile sanayileşmenin bir Havza Planı içerisinde düzenlenememiş olmasının büyük eksikliği üzerinden enerji kaybı yaşanmaktadır. Öyle ki; gelecek kuşaklara bırakacağımız bu bölgede yıllar içerisinde çevre-sanayi ve insan denklemini iyi kuramamanın ağır faturasını yine evlatlarımıza bırakacağız.

Geçtiğimiz Cumartesi Günü Çaycuma’da “Çaycumalılar Buluşuyor” etkinliğinde Prof.Dr. Sedat AVCI’nın bir sunumunu dinleme fırsatımız oldu. “Bölgesel Kalkınma ve Sürdürülebilirlik Açısında Filyos Vadisi Projesi” konulu sunumun son derece profesyonelce hazırlanmış ve uzun yıllara dayanan deney, gözlem ve araştırmaların ürünü olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Sedat AVCI, Filyos Vadisinde yapılmak istenilen işlerin bir proje mi yoksa göç yolda düzülür işler mi olduğunu bilimsel olarak ortaya koymuş. Sonuç bu bir proje değildir. Neden mi değildir? Bunu Sedat AVCI’nın sözlerinden anlıyoruz. Örneğin Filyos Limanının girişinin ters yönde olmasından tutun da bölge sulak alanlarının taşkın riski taşıyan bölgelerinde yapılaşmaya açılması ve sanayi tesislerini oluşturan OSB’nin ırmak yatağına dayanmasına kadar bir dizi plansız ve programsız işlerin proje olamayacağından hareketle bu yargılara varıyoruz. Hatta bir örnekle bu söylediklerimizi de betimleyelim. Sedat AVCI Hoca Filyos Balıkçı Barınağı ve arkasında gelişen sahilin kumul tutumunun yıllar içerisindeki değişimini fotoğraflarla gözler önüne sererek derinlik, barınak girişinin kapanması riskini ve oşinografik değişimin ispatını yapmış. Filyos kıyısının Karadeniz’deki akıntı yönleri ile haritalamasını yaparken bu akıntının Filyos Balıkçı Barınağına getirdiği kum ve mil birikimini gözler önüne sermiş. Artık kumların temizlenmeden kullanılması mümkün olmayan ve kum temizleme çalışmaları yapılan balıkçı barınağının durumu ortada.

Şimdi soruları duyar gibi oluyorum e Peki Filyos Balıkçı Barınağı ile Filyos Limanın ne ilişkisi var? Evet var hem de o kadar büyük ilişkisi var ki. Filyos Limanının girişi tıpkı Filyos Balıkçı Barınağı gibi Batıya bakıyor. Asıl önemli olan da ne biliyor musunuz?

Filyos Limanı, Filyos Balıkçı Barınağından daha doğuda, üstelik Filyos Deltasının sağ tarafında ve tam da Karadeniz’deki Batıdan Doğuya akıntıya maruz kaldığı bölgede. Kısaca Sedat AVCI Hocamızın da tespit ettiği gibi yıllarca tarak gemisi çalıştırılmak zorunda kalınacak bir limanımız daha oldu. Hani o Zonguldak ve Ereğli Limanlarında yıllarca çalışan ve çocukluğumuzdan kalan bir anı ile denizden gelen homurtulu ses ve mavnalarla açık denize boşaltılan o tarak gemileri.

Tabi bu tespitlerin yanında Zonguldak gerek florası gerek jeopark olma özelliği ile zaten ülke coğrafyasına çok değerli hazineler katan bir bölge olduğunu bu kez bilimsel detayları ile görme fırsatımız oldu. Öyle ki, Sedat AVCI Hocamızın kendisi gibi değerli bir bilim insanı olan eşi İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Bitki Coğrafyası Öğretim Üyesi Prof.Dr. Meral AVCI’nın gerek arazide yaptığımız gezide gerekse ikili sohbetlerimizde ortaya koyduğu bilimsel tespitlerde Zonguldak bitki coğrafyasının olağanüstü zenginliğine bir kez daha ve yetkin bir ağızdan dinleyerek şahit olduk. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümünde Sosyal ve Beşeri Bilimler, Coğrafya , Beşeri Coğrafya, İktisadi Coğrafya, Türkiye Coğrafyası dersleri veren Prof.Dr. Sedat AVCI’nın ortaya koyduğu tüm veri ve bilgiler ışığında tekrar söylemek istediğim şey tıpkı GAP gibi, tıpkı ERGENE Havzası Islah Planı gibi bir Havza Planı olmadan bu bölgede planlı kalkınmadan ve tüm yordamları ile bilimsel tabana oturtulmamış bir dizi oldu bitti projeden Bölge Kalkınma Projesi olarak bahsetmek abesle iştigal olur.

Bu noktada, Zonguldak için yeni bir gelecek ve sorunlarının hallinden bahsedeceksek öncelikle Zonguldak’ın geleceğini ve ülke geleceğindeki rolünü iyi konumlandırmak zorundayız. Zira bu noktada yukarıda saydığımız sorunlarımızın halledilmesi için Zonguldak hakkında en ufak bilgisi dahi olmayan Ankara bürokrasisinin ayağına daha çok gider gelir, Zonguldak’ta çok kararlılıkla dile getirdiğimiz pek çok fikrimizi ülke kalkınma planı yapacak teşkilatı olmayan bir yönetim sisteminde, bütçe ve imkân çarklarına kurban ederiz.

Nereden mi biliyorum? O çarkların arasında 32 yıl çalışmış, kimlerle ve nasıl boğuştuğumuzu bugün dahi anlatamaya çalışan bir Zonguldaklı, bu memleketin bir evladı olarak gözümün önünden aslan paylarının Cumhurbaşkanlarının, Başbakanların, İşadamlarının ve kuvvetli Milletvekillerinin memleketlerine nasıl ayrıldığını kahrolarak izleyen bir hemşeriniz olarak biliyorum. Bu makus talihi yenmek elimizde, bize dayatılan projemsi kırıntılara razı olmadan, kirli sanayinin beşiği olmaya meydan vermeden, birlik ve beraberlik içerisinde çocuklarımız ve İlimiz için geleceğe yön verebilelim. 

Cenk KAPLANCAN

İstatistikçi