Zonguldak

Zonguldak'ın heyelan gerçeği!

Jeoloji Yüksek Mühendisi Ali Baltaş heyelanların bilimsel gerçeğini yazdı.

Abone Ol

İŞYE O YAZI
Akşam saatlerinde (21 Ocak 2924) Zonguldak Ankara karayolunun yaklaşık onuncu kilometresinde Shell akaryakıt istasyonuna yakın bir bölgede yine heyelan meydana gelmiş. 

İlimizde heyelanlar tasman ve depremlere göre yapıları daha çok etkilemektedir. Zonguldak’ta eğimli kil içeren birimler üzerinde inşa edilecek yapılar; heyelan ve buna bağlı gelişen kütle hareketleri tehlikesi altındadırlar. İlimizde heyelanların meydana gelmesinin nedenleri arasında ülkenin en çok yağış alan illeri arasında olması, yapılaşmaların önemli bir bölümünün eğimli kil içeriği yüksek zeminler üzerinde belirli bir planlama olmadan ve yeterli mühendislik hizmeti alınmadan yapılaşmaya gidilmiş olması sayılabilir. Ayrıca bölgenin farklı jeolojik devirlerde Hersiniyen ve Alpin gibi iki ayrı orojenez (dağ oluşumları) geçirmiş olması, çok sayıda fayın meydana gelmesine yol açmıştır. Bu nedenle bölgedeki fayların düşme ve yükselme bölgelerinde oluşturulan yapılar da heyelanlardan etkilenmektedir. Zonguldak’ın bulunduğu alanın morfolojik konumu (geçirdiği orojenik hareketlerin bir sonucu olarak dağlık alanlar ve bunları kesen derin vadiler ile sınırlı sayıda düzlük alanlar) ve iklim koşulları değerlendirildiğinde kütle hareketlerinin (heyelan, toprak akması, kaya yuvarlanması vb.) sıkça yaşanması normaldir. 

Bugüne kadar yaşadığımız deneyimleri göz önüne aldığımızda ilimizin doğasının kendisiyle uyumlu olmayan yapılaşmaların bedelini zaman içinde mutlaka ödettiğini artık öğrenmiş olmamız gerekiyor.

Zonguldak ili yağış istatistikleri incelendiğinde 10 Ekim ile 28 Mart tarihleri arasında 5,5 ay boyunca yağmurlu mevsimin, 28 Mart tarihinde başlayıp 10 Ekim tarihine kadar yaklaşık 6,5 ay boyunca da kurak mevsimin sürdüğü görülür. İlimizdeki heyelanlar ve zeminlerdeki akma hareketleri genellikle yağışlı mevsimlerde yoğun kar ve şiddetli sağanak yağışlar sırasında veya sonrasında meydana gelmektedir. 

Bölgemizde özellikle vadi kenarlarında, yamaçlar ve sınır düzlüklerinde dağınık olarak kurulan yerleşim alanlarında en küçük bir yerleşim birimine kadar hizmet (yol, su, elektrik vb.) ulaştırılması zorunluluğu, söz konusu güzergâhlarda ulaşmak için yol ve istinat duvarı yapılması, elektrik direkleri kurulması vb. yapılaşmalar, doğal dengenin bozulmasına yol açmaktadır. Bu durum, zemin hareketlerini artırmanın yanı sıra ayrıca görüntü kirliliğine de neden olmaktadır.

HABER MERKEZİ