Cumhuriyet’in 63. Hükümetini kuracak, 25. dönem Milletvekili seçimleri arifesindeyiz.
Partilerin, adaylarını önseçimsiz, ‘eğilim’ yoluyla (!) yine merkezi atamayla yapacak olması ilginç.
Her fırsatta ‘demokrasi’ nutukları atan Liderler yine seçmene, kendi keyif ve Saltanatlarını oylatacaklar.
Mevcut’u oylamak, demokrasi mi? Neden, İllerdeki partili üyelerin keyfine bırakılmıyor, kendisini yöneteceklerin seçimi? Genel Başkanlık ve Parti Meclisi üyeliklerini garanti etmek için, yine tayin yapacaklar! CHP, % 15 kontenjan kullanacak. 85 Milletvekiline tekâmül ediyor. Zaten kaç Milletvekili çıkartacak ki? Yani Genel Başkan, Parti Meclisindeki ve çevresindekileri, avenesini sağlama alıyor. Magna Carta’nın 800. yılında: Sosyal Demokratlık böyle bir şey her hal de?
Cumhuriyeti Kuran Parti böyle yaparsa: AKP, O’ndan aşağı kalır mı? Seçilmiş ilçe başkanlarını görevden alır, felsefesine uymayan tipleri aday adayı kabul eder, atama’nın kralını yapar(!).
Zaten parti ‘Tayyip Rüzgârı’ ile gidiyor ya? İşler ayna, gül gül oyna…
MHP’mi? Dokuz Işık hey hat! Bahçeli Usulü düzen, ‘Vatan Millet Sakarya…’
Velhasıl-ı Kelâm: partilerin adaylarını toptan ve perakende analiz işini sonraya bırakıp, Zonguldak’a bakalım.
Son seçimden bu yana, Zonguldak’ta neler değişti, Zonguldak seçmeni beklediklerini alabildi mi? ‘Yapılanları’, ‘yapanları’ sebepleriyle yorumlayıp, ‘yapılamayan’ üzerinde ‘mutlu son’u arayalım.
Son dört yılı, ‘Siyaset-Bürokrasi- Belediye- Üniversite’ üzerinden tartışalım.
Neden mi Belediye? Çünkü: İl genelinde AKP, yerel de CHP iktidar…
YOLLAR - TÜNELLER
Zonguldak’a Siyasi İktidar açısından bakarsak, rutin işler dışında, 629 Adımlık Şehir görüntüsünde değişiklik yok.
Devrek’ten Zonguldak’a otobüsle seyahat ettiğinizi düşünün. Bir bardak kahveyi üzerinize dökmeden içebilir misiniz? Toprak yol da at arabasıyla seyahat eder gibi…
Ereğli tarafına bakın. 46 Km. yolu 50 yıl da bitirememişiz.
Bartın, bizden sonra başladığı iki tüneli üç ay önce açtı. Sayın Vali ‘Onlar kış’ın açtı. Biz yaz’a açarız inşallah’ dedi. Sayın Vali Zonguldak’a atanalı kısa süre oldu ancak; işlerin ‘İnşallah- Maşallah’ ile yürüdüğünü çözmüş)))
FİLYOS FİLMİ ve HASTANE
Site de 20 yıldır inşaatı süren bir Kapalı Spor Salonu var. Müteahhidi, belki de bu işten emekli olmuştur. Politikacılıktan emekli Milletvekilimiz var. 20 yıl da kapalı Salon bitiren müteahhidimiz de olsun değil mi?)))
Çok acı bir gerçektir ki; bir senaristimiz yok! Filyos Projesi tarihi gelişimi film olsa… Kim bilir, bu proje kapsamında hangi Vali, Kaymakam, Politikacılarımızı hatırlarız?
Bölge’ye Yatırım bekliyoruz ya? Ödediğimiz vergi kadar gelmese de yatırım geliyor elbet. Ancak, yatırım hizmete yönelik olmalı değil mi? Hizmetle birlikte eziyet etmemeli!
Koca Şehir de yer kalmamış gibi, Atatürk Devlet Hastanesi yanına Yıldızlı hastaneyi sıkıştırmak neyin nesi? AKP İl Başkanı 69 Anbarları alanı için ‘engelledi’ dediği ‘birilerini’ açıklamadan gitti!
TTK, Stat, Okullar bölgesi… İmara Aykırı binalar yüzünden genişlemeyecek yolu (Kadırga Yokuşu), insan, bina ve araç yoğunluğunu kaldırır mı?
Hakeza, liman içinde Adliye binası yanına ikinci bina…
Moral bozan işlere bir de ‘binasız’ örnek… İl Sağlık Müdürlüğü ve Kamu Hastaneler Birliği Genel sekreterliğinin, yüksek meblağlarla kira da oturması. Keyfiyet, denize nazır oturmak zevkinden mi kaynaklanıyor ki? Tüyü bitmedik yetim hakkı yok mu o paralarda?
BAŞAKAR ve SEÇKİN
Denize nazır kamu takıntısı… Lavuar alanında sergici pazarına karakol, TSO önüne Özel İdare Binası yapma arzusu… 69 Ambarları’nda imarı bitmiş, tüm kurumlara parsellenmiş arsalar ne güne duruyor?
Çarşı merkezine çok katlı ucube’yi dikenlerin, arsaları ‘kat karşılığı’ İmar landı ama; ‘başı göğe ermedi’!!! Acaba, Müftülük binasıyla Acılığı sıkıştıranların başı göğe erdi mi?
Zonguldak’ta iki Vali hatırlıyorum. Dünya görüşleri birbirinden farklı…
Tevfik Başakar ve Sami Seçkin… Çalıştıkları hükümetlere İl Başkanlığı yapmadan, halkla bütünleşip, yatırımları destekleyen…
Maalesef, son zamanlarda Bürokrasi ve Memur Sendikaları (!); Sivil Toplum Ruhunu ve Siyaseti ‘Sinek İkili’ yaptılar.
Zonguldak’ın tek nefes alacak yeri olan Lavuar alanı, İktidar lehine oy devşirmek için, adeta ‘seçim kumpası’ haline geliyor.
Vali Kaban, 60 dönümlük Lâvuar alanı üzerindeki korumayı kaldırıp, Köprü altı ve Sergici Pazar esnafını, Soğuksu esnafı, mobilyacı ve oto galericilerini buraya toplayacağını açıklıyor (20 Ocak 2015- Yeni Adım). İktidarın İl Başkanı gibi…
Sayın Vali, Zonguldak’a hizmet etmek mi istiyorsunuz? İşte: Elvan pazarcık sınırı içinde, Asma Tüneli bitişiğinde, Valilik Sarayı’na beş dakika mesafede, 174 dönümlük arazi…
Zamanında Şehir Stadı için düşünülmüş. Spor Kompleks Alanı…
Şehri sıkıştırmanın manası ne? Taşıyın oraya mobilyacı, galerici, köprü altı ve sergici Pazar esnafını. Kapıcı, kilimci, halıcıyı…
Şehri darlatmayın, sıkmayın…
500 Dönümlük 69 Ambarları alanı. Şu an da Kiracı işgalinde. Tahliye ettirin. ‘Seçim öncesi, iktidar oy kaybeder’ diye siz tahliye ettirmezseniz, Belediye ‘kiracıların suyunu kesip’ tahliye ettirir mi?
KOZLU ‘TENYA’ ŞERİDİ Mİ?
Hayretlik bir olay daha… Sahilde benzinlikler karşısındaki eski Çöp Deponu Alanı…
Neden yatıyor leş gibi… Belediye’ye ‘park-bahçe’ düzenlemesi için neden verilmez ki?
Sahil Şeridi mi?!!! Kozlu sahilleri ‘kıyı’ değil, ‘tenya’ şeridi mi?
Kozlu Limanı içindeki ‘yasal’ olmayan ve ‘Ağ Tamir Atölyeleri’ne çevrilen barınaklar(!) neden boşaltılıp, yıkılamıyor? Denizden Vikingler, karadan Apaçilerin serbest girişine açık bu alan da; bir ‘porna rezaleti’ ya da ‘Bonzai bombası’ patlarsa, sorumlusu kim olacak?
UÇAR’IN BAŞKANLIĞI?
Gelelim siyasete… İktidarın İl eski Başkanı Hamdi Uçar, Vali Kaban’ın ‘lavuar Alanı’ açıklamaları ardından(25 Ocak 2015 -Pusula) diyor ki...
-‘Bu şehir de Sivil Toplum Kuruluşları Politize olmuş durumdadır. Odalarımız Belediye Başkanlığı yapıyor. Dernekler Milletvekilliği yapıyor. Yani, birbirine karışmış vaziyetteler…’
Hamdi Bey, ‘nezaket’ icabı olsa gerek; ‘Sayın Vali de bizim işimize el atmış’ demiyor.
Zaten ‘dese’ ne yazar? İktidar - Muktedir misali… Uçar ‘TTK lojmanları satılmalı dedi, satılmadı. TTK Genel Müdürü Alınmalı’ dedi alınmadı.
Bir de, Kozlu’ya ‘gölet içinde sütçü dükkânı hizmeti’ ne binaen (!), Milletvekilliğine talip oldu… Yine de tespitine katılıyorum.
Haksızlık etmeyelim… MÇL yanındaki eski Öğretmenevi binası porno ve bonzai merkezi olmuştu. Zonguldak’ta yıkılması gereken en az yüz tane binadan biri olarak yıkıldı. Emeği geçenlere teşekkür ederim.
TTK
Bir zamanlar Ağır Sanayi’nin can damarıydı. Bu gün ton başına yapılan sübvanse /destekleme(1.3000.00 x 450)ile zararı yaklaşık 600 milyon lira. Buna rağmen 9 bin işçisine, yıl da dört ikramiye dağıtan 11 bin çalışanı olan bir Kurum TTK(Türkiye Taşkömürleri Kurumu).
Yeni düzenleme ile hafta tatili iki güne çıkacak ve üretim 1 milyon 200 bin tona düşecek.
Şehirdeki Amele Birliği gibi, arpalıklardan biri bana göre…
Bence TTK Özelleştirilmeli. Yıllık zarar olan 600 milyon’un yarısı, her yıl yatırım olarak gelse, Zonguldak abad olur.
SENDİKA
Bölge’nin en büyük kitle örgütlerinden biri… Ancak: Sivil Toplum Örgütü olmayı maalesef başaramadı. Varsa- yoksa, ‘kasa dolsun’ hedefli ‘TTK’ya işçi alınsın’ feryadı.
Hal bu ki, öncü olarak o’ndan beklenen: Yöre ve Ülke sorunları üzerinde kafa yorup; ilkeli- omurgalı duruş sergilemek… Dolayısıyla, görev süreleri içinde, Kurum’a (TTK) işçi aldıramayan, Enerji bakanı ve Başbakan’la görüşemeyen yöneticiler, son delege seçimlerinde taban tarafından tasfiye edildiler. Madenci ve Şehrin, Sendika ile gelecek açısından da umudu negatif…
BELEDİYE
Gelelim, Ana Muhalefet’in Yerel İktidarı Belediye’ye…
Riyaset’ten 30 tane kaçak bina sayılan: İmara aykırı yapılaşmasıyla tanınan…
Kaldırımları dükkânların uzantısı, balkon ve terasları akçe kaplı, İşçi Anıtı’nda balık- portakal satılan…
20 bin kişiyi ilgilendiren İmar- Islah plânından aciz, Zabıtası sanal, birimler arası disiplini sıfır… Meclis Üyelerinin ‘ahlâk-a mugayir- medya’ya nazır - kapışmaya hazır’ haliyle…
Tam da 629 Adımlık Şehir’in bir parçası Zonguldak Belediyesi… Mal Allah’ın, kul Allah’ın…
ÜNİVERSİTE
Maden Sektörüne alternatif, Bacasız Sanayi olarak ‘umut’ edilen Üniversite, Öğrencisi ile Küçük Esnaf’a ve konut sahibine müşteri olmayı becerdi.
Ancak: Kurum olarak Şehirle birleşme bir türlü sağlanamadı. Amacı, Şehir- Üniversite kaynaşmasını sağlamak olan Karaelmas Üniversitesi Vakıf yönetim Kurulu İcrasında, Şehir’e görev verilmedi.
Şehirle Birleşmek, şehre bina olarak yerleşmek zannediliyor her halde?
SPOR
Gençlik Spor İl Müdürlüğü olmasa, Zonguldakspor sahaya çıkamaz. Şahsi vesayet ve ucuz kahramanlıklarla Şampiyonluk hikâye. Seyirci Efsane, eyvallah… ‘Kapalı tribün yıkılır’ diye boş… Peki; bu seyirciyi yıkılma tehlikesi olan açık tribün duvarları altına sokmanın, Soma da ocağa işçi sokmaktan farkı ne? Kulüplerin altyapısı yok. Büyük kuruluşlar başarılı sporcuya Sponsor olmuyor. Başarılı çocuklar büyük kulüpler tarafından transfer ediliyor. Alt yapı, alt yapı…
SONUÇ:
Yapılanlar, yapıl(a)mayanların nedenlerini açıklıyor.
Seçilmek için ortaya çıkanlara baktığımızda, geleceğin farklı olmayacağını söylemek mümkün.
Lider Sultası’nın hazırladığı ‘mevcut’u oylamanın, Hak ve Demokrasi olmadığının bilincinde olmazsak…
Siyasi İstikrar’ın giderek, İktidarlarda Bürokrasi ve Memur Sendikası tahakkümüne döneceğini unutmayalım.
Siyasi İstikrar’a elbet de evet. Ancak: Toplumsal Mutabakat’ın(uzlaşma) yok olması, kimlik- kişilik olgusunu yontar. Oy vermek elbet de vatandaşlık görevi.
Ancak; kendini seçecekleri, seçtirenlere, ders vermek mümkün… kucukvar@hotmail.com