Zonguldak’ın ünlü araştırmacı tarihçisi taş kömürünün tarihçesini yazdı.
İŞTE O YAZI:
Zonguldaklılar "Kim Milyoner Olmak İster? " yarışmasına katılıp, eğer ilk soru şu olsaydı kesin elenirdi .
Aşağıdaki maden kömürlerinden hangisinin ısı değeri daha yüksektir ?
A) Kok Kömürü
B) Linyit
C) Antrasit
D) Taş Kömürü
Dün paylaştığım bir soru üzerine her 100 Zonguldaklıdan 85'i yarışmadan eleniyor.
Kömür kentliyiz ama kömürü tanımıyoruz. Hatta maden işçileri de kömürü yeteri kadar tanımadığı ortaya çıkıyor.
" Ohoo ben Zongukdaklıyım , bunu gözüm kapalı cevaplarım "diye düşünse de , ilk soruda elenir.
Merak etmeyin ; ben de sizlerden biriyim. Aslında bilmek gibi bir zorunluluk yok. Maden mühendisi değiliz sonuçta. Ama merak etmek öğrenmenin ilk adımıdır.
Ben de bu ayrımı ; Zonguldak'ta 1935 yılında açılan ve o günkü gazetelerde “Antrasit Fabrikası “ olarak dillendirildiği için araştırmıştım.
Zonguldak'ta 1934 yılında temeli atılıp, 10 Aralık 1935 tarihinde açılışı yapılan Kok fabrikası aslında suni antrasit fabrikasıydı. Yani ; Zonguldak'ta taş kömürü koklaşabilecek bir kömür olduğundan, fabrika Zonguldak’ta kuruldu. Çünkü bu kömür kurulacak olan demir-çelik gibi fabrikalarda kullanılacaktı.
Zonguldak'ta kurulan bu fabrikaya bu yüzden bazı yazarlar, araştırmacılar Antrasit Fabrikası adı verirler. Bir de yanına kok fabrikasını da iliştirirler. Bu yüzden kok ile antrasit anlamı bir birine karıştırılmıştır.
Oysa arada fark vardır.
Kömürün oluşumu ilk fosillerin turba kömüre dönüşmesi ile başlıyor. Sonra taş kömüre dönüşüyor. Bu dönüşme esnasında turba kömür evresinde Hidrojen ve Metan gazı ayrışıyor ve taş kömürü haline geliyor. İşte madenlerde metan gazının patlaması yani grizu patlamasının nedeni bu. Kömürden ayrışan metan gazı belirli bir alanda sıkışıyor. Kömür damarına ulaşmak isteyen madenciler, bu metan gazını istemeden de olsa açığa çıkartıyor ve hava ile temas etmesi ile patlıyor. Tabi bunun oranı var. % 4 – 15 metan ile %12 oksijen birbirine temas etmesi ile patlamaya sebep oluyor. İşte “baca” dedikleri havalandırma sistemi, bu metanın dışarıya atılması ile yoğunluğu kontrol altında tutulmaya yarıyor.
Bartın'daki patlama havalandırmanın arızası ve ihmal edilmesi ile meydana geldiği için sorumlular tutuklanmıştı. Madencilikte böyle bilindik bir hata yapılması ebetteki ölüme sebebiyet verme açısından suç unsuru taşır.
Taş kömürü ,karbon olmak üzere az miktarda hidrojen, azot, kükürt ve oksijenden oluşuyor. Taşkömürünü havasız ortamda tüm uçucu bileşenleri uzaklaştırılana kadar ısıtılmasından sonra katı elde edilmesine kok kömürü adı veriliyor.
Yani kok kömürü, yeraltından çıkarılan bir maden değildir. Taş kömürden elde edilen bir yakıttır. Bu yakıt türü , tıpkı doğal oluşan antrasit kömüre yakın ısı yüksekliği elde etmek için yapılacak işlemlerle oluşturuluyor.
Taş kömürünün havasız ortamda ısıtıldıktan sonra içindeki bazı organik yapılar gaz halinde kömürden ayrılıyor. Bu ayrışma işlemi kömürün karbon değerini artırıyor. Böylelikle kömür çok daha katı bir hale geliyor ve daha çok ısı veriyor.
Taş kömüründen %85-90'a kadar karbon oranı yükseltilerek kok kömürü elde ediliyor. Bu değer yeraltında doğal olarak bulunan antrasit kömürüne en yakın değerlerdedir.
Antrasit kömür, direk yer altından çıkarılıyor. Karbon oranı yüksek olan kömür daha fazla ısı veriyor.
Antrasit kömüründe %95 karbon oranı vardır.
Antrasit aslında bir renktir. Ya da bu renk antrasit kömürü renginden gelir. Siyah ve gri arasında bulunan bir rengi ifade etmek amacıyla kullanılmaktadır.
Antrasit aslında taş kömürü çeşididir fakat Dünya'da daha az yerden çıkarılır. Türkiye'de Kastamonu'da çok az miktarda bulunur. Bu kömür de taş kömürüdür ama daha parlaktır ve daha serttir. Kolay kolay yanmaz , yandığında yüksek ısı elde edilir. Bu yüzden ağır sanayi kazanlarında kullanılması tercih edilir. Ev sobalarında kullanılmaz. Zaten üretimi az olduğu için çok pahalıdır.
İçerdiği safsızlık çok az, karbon yüzdesi çok fazladır. Güçlükle tutuşan, koku ve duman çıkarmadan yanan bir çeşit taş kömürüdür.
Kok kömürü de bunun suni ; yani, fabrikalarda elde edilen kömürdür. Bu yüzden doğal hali ile suni elde edilmiş hali genelde anlam olarak karıştırılır.
Aslında yer altında ısı, nem ve saklanma, derinlik gibi bir çok faktöre bağlı olarak evrilecek olan aşama fabrika sayesinde suni olarak gerçekleşiyor. Bugün eğer biz madenleri kapatıp , taş kömürünü ileri ki yüzyıllara bıraksak, ilerideki nesiller bu kömürü antrasit olarak çıkartırlardı. Taş kömürünün bir sonraki evresi antrasittir . Taş kömürü yeraltında basınç ve sıcaklıkla bazı birleşimlerinden daha çok aranacağından doğal halde antrasit haline gelecektir.
Bir de linyit kömürü var.
Linyit aslında evrimi tamamlanmamış kömürdür. Tamamlandığında taş kömürüne dönüşecek. Bu yüzden de en düşük ısı derecesi olan kömürdür. Kömürün evrilme aşamasına göre içindeki nem azalıyor , karbon değeri fazlalaşıyor.
Karbon değeri çoğaldıkça da atmosfere zararı artıyor. Bu yüzden linyit daha az zararı olan bir kömürdür.
Ülkemizde tek taş kömürü yatağı Batı Karadeniz’dedir. Havzanın da ilginç bir özelliği var. Isı derecesi doğu tarafına gittikçe azalıyor.. Bu bakımdan en yüksek değer Armutçuk ocaklarından çıkıyor ...Sıralama şöyle devam ediyor. Üzülmez , Karadon-Gelik, Amasra şeklindedir. Amasra’dan çıkarılan taş kömürü en düşük ısıya sahiptir.
Bunların hepsi aslında bir zamanların canlıları. Canlıların ölüsünün fosileşmesi ile oluşuyor. Ve canlının yanması nasıl atmosfere zarar verdiği de ortaya çıkıyor.
Peki Şlam ? Onu da sonra anlatırız.
Yazı uzun oldu ama en kısa ve basit anlatımı böyle.
1 Milyon TL ikramiye kazanmadık ama kömür hakkında daha çok bilgi kazandık.
Bir Zonguldaklı olarak karizmayı çizdirmemek lazım.
Hayati Yılmaz ile
Zonguldak Tarih